Bayat Ekmek| 39

4.3K 261 57
                                    

Dudaklarım adeta yanarken yüzümde tuhaf bir gülümsemeyle merdivenleri indim. Biraz önce onu öpmüştüm. Her ne kadar o bunu bilmese de ben biliyordum.

Merdivenleri hızlıca indikten sonra dış kapıyı açtım ve evime gitmek için sokakta hızlı adımlarla yürümeye başladım. Evi toplayıp üstünü örtmüş, sonra da üşümesin diye pencereyi kapattıktan sonra aniden içimden gelen bir hisle yanağını öpmüştüm. Aslında buna öpme bile denmezdi çünkü sadece hafif bir dokunuştu. Ama ben yine de kalbimde bir yanardağın patladığını ve dudaklarımın alevler altında kaldığını hissediyordum.

Aklıma ona, onu sevdiğimi söylediğim geldi. Bir anlık deli cesaretiyle yapmıştım bunu ve sonra da utancımdan yüzüne bile bakamayarak eline pansuman yapmıştım. O da utanmış gibiydi; çok donuk ve ruhu başka bir yere gitmiş gibi davranmıştı. Sevinmiş miydi yoksa hala bana kızgın olduğundan hiçbir şey hissetmemiş miydi bilmiyordum. Onu anlamak gerçekten zordu.

Binadan çıktıktan sonra hırkamın şapkasını kapattım ve yürümeye devam ettim. Hava rüzgarlıydı, buna rağmen çocuklar dışarıda oyun oynuyorlardı. Top gelmesin diye kafamı hafifçe eğerek yanlarından geçerken, esmer çocuk arkadaşına bağırdı ve tam o anda top havalandı. Topun bana geldiğini fark eder etmez ellerimi cebimden çıkarıp başıma sardım ve gözlerimi sımsıkı yumarak topun bana çarpmasını bekledim.

Aradan saniyeler geçti ama hala kafamda bir sızı yoktu. Gözlerimi korkakça aralayıp ellerimi başımdan indirdim ve ne olduğunu anlamak için başımı kaldırdım; top bana gelmemişti.

Önümdeki adamın elindeydi.

"Baran?" Gözlerim şokla açıldı ve yemyeşil gözleriyle beni izleyen Baran'la karşılaştım. "Ne arıyorsun sen burada?" Baran, bana çarpmasına saniyeler kala tuttuğu topu çocuklara atıp; "bir daha yoldan birisi geçerken oyun oynamaya devam etmeyin." diye azarladı onları.

Çocuklar toplarını alıp giderken Baran gözlerini onlardan çekerek bana döndü. "Kimin eviydi orası?"

"Ne?"

"Şu binadan çıktın. Kimin evindeydin?"

Alayla kahkaha attım; "seni ilgilendirir mi?" Baran çenesini sıkıp kirli sakallarını kaşırken gözlerini kaçırdı. Beni sorgulama hakkına sahip olmadığını elbette biliyordu. Ancak buradaydı; ve belli ki beni takip etmişti.

"Dün seni kovduğumu hatırlıyorum. Hala hangi yüzle peşime takılıyorsun? Üstelik beni takip etmişsin ve hesap soruyorsun."

"Sana, kalbini tekrar kazanacağımı söyledim."

Dudaklarımda küçük bir tebessüm can buldu. "Üzgünüm, kalbim artık başkasına ait." Hızlıca yanından geçip gidecekken sertçe kolumdan tutarak beni durdurdu ve kendine çevirdi. Şaşırmış görünüyordu. "Ne demek başkasına ait?"

"Sen birine aşık olabilirsin ama ben olamaz mıyım?"

"Ama sen..." diye mırıldandı yere bakarken. "Beni çok severdin. Benden başkasına bakamazdın ki."

"Fark ediyorsundur ki, orada bir '-di' li geçmiş zaman eki var." Kolumu ondan kurtardıktan sonra daha fazla muhattap olmak istemediğim için, "peşimi bırak artık, ne oldu da bana geri geldin bilmiyorum ama emin ol; senin yokluğunu hissetmiyorum." diyerek yürümeye devam ettim. Artık ona baktığımda hiçbir şey hissettmiyordum. Kalbimde hükmü kalmamıştı.

Marketin önünden geçip evimin olduğu sokakta ilerlerken arkamdan gelip gelmediğini merak ettim ama dönüp bakmadım. Muhtemelen şoka girmişti ve peşimden gelmeyi kesmişti. Artık onu sevmediğimi bilmesi gerekirdi. Evet, beni ilk terk ettiğinde yıkılmıştım ama şimdi yüzünü bile görmek istemiyordum.

Bayat EkmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin