Sabaha kadar Derin'le beraber oturduk. Birkaç dram filmi bitirip evdeki tüm peçeteleri bitirdik. Dolaptaki abur cuburları midemize indirip kilo aldığımıza emin olduktan sonra; pes ettik.
Şu an karşımda uyuyordu. Beni yalnız bırakıp odasına çekilebilir, bugüne yetişmesi gereken dosyaları inceleyebilirdi ama yapmamıştı. Sorumluluklarını bir kenara atıp benimle vakit geçirmeyi, moralimi düzeltmeyi tercih etmişti.
Bu yüzden onu seviyordum. Beni yalnız bırakacak son insan bile o değildi.
Fazla oyalandığımı ve duygusal düşüncelere daldığımı fark edince, uyuyakaldığım koltuktan kalktım ve kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçtim. Kısa sürede masayı kurup Derin'i uyandırdım ve beraber kahvaltı yaptıktan sonra ben Merkeze, o da görüşmesi gereken bir yönetmenin yanına gitti.
Hava ılıktı ama güneş yoktu. Koyu gri bulutlar gökyüzünde yer kaplıyordu. Zaten bozuk olan moralim, havanın da karamsarlığını görünce iyice can sıkıcı hale gelmişti.
Otobüse binmek yerine yürümeyi tercih etmiştim. Fazla kalabalık olmayan ara sokakları kullanarak Merkeze giderken aklımda sadece telefonum vardı. Unutmuştum ve bir daha onu bulmam imkansızdı.
Öte yandan, o anın şokuyla tam kavrayamadığım anonim olayı zihnimin bir tarafında filizlendi. Demek başımı omzuma yaslamıştı ve beni izlemişti. Bu nasıl mümkün olabilirdi? Resmen onun omzunda uyumuştum ve salak arkadaşım beni korumamıştı. Adam her şey olabilirdi! Sapık ya da sadist, belki organ mafyası bile... Bu düşünce beni ürkütüyordu çünkü ne olduğu belirsiz bir adamın omzunda uyumuştum.
Hayatımda her şey bir anda rayından çıktığında, oflayarak yürümeye devam ediyordum.
/•\
Yayın bittikten sonra benim için ayrılmış odada üstümü değiştirdim. Aynada makyajımı silerken kapı tıklatıldı.
"Müsaitim."
Kapı açıldı ve Derin elinde bir sürü zarfla içeri girdi. Kaşlarımı kaldırıp elimdeki ıslak mendili masaya bıraktım. "Bu sana." Derin elindeki yeşil renkli zarfı bana uzattı ve benimle beraber okumak için meraklı bir şekilde kapıyı arkasından kapatıp yanıma geldi. Ancak tam o sırada kapı tekrar açıldı ve yönetmen Derin'i çağırdı. Derin oflayarak ve bana 'sonra görüşeceğiz' bakışı atıp adamın arkasından yüzünü buruşturarak yanımdan ayrılınca, zarfı biraz merak; biraz korkuyla açtım.
Zarfın içindeki sarı not kağıdında, başımı döndürmeye yetecek şeyler yazıyordu.
Fotoğrafların...
O kadar güzeller ki. Korkma, kötü bir şey yapmıyorum. Sapığın da değilim. Sadece... senden hoşlanıyorum. İnan, fotoğraflarına bakarken sadece gülümsemene odaklandım, kötü bir amaç gütmedim.Leyla, itiraf etmeliyim ki; bu zamana kadar gördüğüm hiçbir kadının gülümsemesi, seninki kadar güzel değildi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayat Ekmek
Ficção Adolescente"Âşık olacağımız kişiyi kendimiz seçmeyiz, derler. Ama ben bu düşünceyi desteklemiyorum. Ben seni seçtim, Leyla. Bu yüzden; kalbini kazanana kadar senden vazgeçmeyeceğim." |25.08.2017|