Cumartesi günü, Derin'le beraber çarşıya indik ve gözümüze en hoş görünen mağazaya daldık. Benim amacım sadece doğum gününde giyebileceğim en sade kıyafeti bulmaktı. Derin'se evdeki elbisesine uyan bir ayakkabı almak istiyordu.
Yarım saat boyunca Derin'in peşinden kuyruk gibi gezdikten sonra sıkılıp, kalabalık mağazanın içinde kendim dolaşmaya başladım. Oldukça lüks bir yerdi ve birkaç ayakkabının fiyatını görmüştüm; ucuz denemeyecek kadar pahalılardı.
Reyonların arasında gezinip etrafımı incelerken dikkatimi ipek, kahverengi bir bluz çekti. Abartılı olmamasıyla beraber güzeldi de. Benim doğum günüm değildi sonuçta. Abartmama gerek yoktu.
Altına evdeki siyah pantolonlarımdan birini giysem olur, diye düşünüp askıdaki bluzu sallaya sallaya Derin'in yanına gittim. Bu sırada Derin kendine -ihtiyacı olmamasına rağmen- ayakkabı alıyordu.
"Bunu alıyorum." Bluzu gözüne doğru sokunca geri çekildi.
"Bu ne?"
"Bluz?"
"Sen salak mısın? Gideceğimiz ortamın nasıl bir yer olduğunu bilmiyor musun?"
"Kızım sıradan bir kafe işte."
"Salak! Kızın babası para sıçıyor. Sence öyle bir yerde doğum günü yaparlar mı? İrem'den öğrendiğime göre havuzlu bir villada yapılacakmış. Adam akıllı bir şey al."
Şaşırarak elimi ağzıma götürdüm. Yuh, villa mı? Her ne kadar benim doğum günüm olmasa ve sadeliği tercih etsem de, bulunduğum yere uygun olmayan bir kıyafetle gitmek de istemiyordum.
Suratımı asıp bluzu bir kenara koyduktan sonra elbise reyonuna ilerledim. Hepsi pullu taşlı, gelinin kız kardeşi elbisesine benziyordu. Koridorda yürüyerek elbiselere bakarken, lacivert bir elbise dikkatimi çekti. Madonna yaka ve kadifeydi. Muhtemelen dizimin bir karış üzerinde ve dardı. Bana yakışmayacağını bilsem de heves edip aldım.
Yaklaşık beş dakika boyunca elbiselere baktıktan sonra, ikinci bir seçeneğim olsun diye bir elbise daha aldım. Diğeriyle hemen hemen aynı boyuttaydı. Gül kurusuydu; uzun kolluydu ve yakası boğazıma kadar geliyordu ama o kısımlar siyah danteldendi. Göğsümün hemen üstünden sonra dantelleri başlıyordu.
İki elbiseyi koluma takıp kabinlere yürürken, Derin'e de nerede olduğumu haber verdim.
10 dakikalık uğraşlarım sonucu, gül kurusu elbise üzerimdeydi. Sandığım kadar güzel durmuyordu. Saçlarım kızıl olduğu için üstümde çok çirkin durmuştu ve ayrıca dantelli kısımlar da güzel değildi. Derin'e gösterme zahmetine bile girmeden elbiseden kurtuldum ve ardından lacivert elbiseyi giydim.
Bana yakışmayacağını düşünmüştüm ama şaşırtıcı derecede yakışmıştı. Çok zayıf olmamakla beraber kilolu da değildim ve elbise üstüme yapışmasına rağmen kötü durmuyordu. Sadece, sanırım biraz fazla kısaydı.
Aynada kendimi izlerken telefonumu çantamdan çıkarıp fotoğrafımı çektim. Kararsız kalmıştım ve başka mağazalara gidip orada bir şey beğenirsem, ikisini kıyaslarım diye fotoğrafını çekmiştim.
Kabinin kapısı iki kez tıklatıldı. "Leyla? Öldün mü kızım çıksana artık."
Derin'in beğenip beğenmeyeceğini bilmediğim için ürkerek kapıyı araladım. Kapı açılır açılmaz, arkadaşımın gözlerinin büyüdüğünü görmek komiğime gitmişti. Derin, bir süre inanmıyormuş gibi elleriyle yüzünü kapattı ve sonra hiç duraksamadan "alıyoruz." dedi.
"Beğendin mi?"
"Şaka mısın!? Bayıldım!" Elimden tutup beni dışarı çıkardı ve mağaza çalışanlarından iki kıza daha sorup onlarında beğenmesi üzerine bana manalı manalı baktı. Derin, kızlarla beraber bu elbisenin altına hangi ayakkabı gideceğini tartışırken; ben etrafdakilerden çekiniyor, bir an önce kabine geri girmek istiyordum. Aynada kendime bakarken, elimdeki telefonun ekranı parladı.
Whatsapp'dan bir yeni bildiriminiz var.
Gönderen: Anonim
Elbise çok yakışmış, İncir Ağacı.Hemen kafamı kaldırıp çevremi inceledim. Buradaydı! Ama müşteriler ve görevliler dışında kimseyi göremiyordum.
İncir Ağacı: Buradasın!
Anonim: Buradayım.
İncir Ağacı: Sen beni mi takip ediyorsun?
Anonim: Evvvet.
Anonim: Bu arada,
Anonim: O üstündeki şeyi giymeni hiç istemezdim.
Anonim: Şu an sana bakan kasiyeri duvara yapıştırıp bilgisayarı bir taraflarına sokasım var.
Anonim: O kadar güzel olmuşsun ki...
Anonim: Gökyüzünü alıp sana giydirmişler gibi.
Anonim: Ve sen de parıl parlayan bir yıldızsın.
-
vote değil de Allah rızası için yorum istiyorum sadece :d isterseniz 'berbat' deyin ama lütfen yorum atın. düşüncelerinizi bilmek isterim ♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayat Ekmek
Teen Fiction"Âşık olacağımız kişiyi kendimiz seçmeyiz, derler. Ama ben bu düşünceyi desteklemiyorum. Ben seni seçtim, Leyla. Bu yüzden; kalbini kazanana kadar senden vazgeçmeyeceğim." |25.08.2017|