Bayat Ekmek| "Özel Bölüm"

4.4K 248 49
                                    

"Şimdi jileti al."

Gözlerimi devirip lavabonun üstündeki jileti aldım ve klozetin kapağına oturan Egemen'e dik dik bakmaya başladım.

"Bunu neden ben yapıyorum?"

Omuzlarını silkip dudağını tatlı tatlı bükünce, içimdeki tüm buzların aleve dönüştüğünü hissettim.

"Çünkü benim kollarım ağrıyor."

"Ağrımıyor bence, uyduruyorsun."

Gözlerini kısıp bana alınmış gibi bakarken bir elimde traş köpüğü, diğer elimde jiletle Egemen'in önüne geldim. "Şimdi ne yapacağım?"

"Traş köpüğünü yüzüme sür."

Jileti kenara koyup traş köpüğünden bir miktar avucuma sıktım ve yanaklarına sürmeye başladım. Bu sabah Egemen'in evine geldiğimde, onu yerde yatar bir vaziyette görmüştüm ve öğrendiğime göre dün arkadaşına badana yapmasında yardım ettiği için, bugün kolları ağrıdan kapuyordu. Kolunu kaldıracak kadar hali olmadığını iddia ederek, beni kullanıyordu.

Ben de buna izin veriyordum.

"Düzgün sürsene." Yalandan kızıyormuş gibi yaptığında yanağına yavaşça tokat attım. Elimdeki ve yanağındaki köpükler yüzünden tenine zarar gelmemiş, hatta tokatı hissettmemişti bile. Buna rağmen ağlıyor numarası yaparak; "canım acıdı," dedi.

Yüzümü buruşturup köpüğü sürmeye devam ettim. Yüzümü dikkatle incelediğini biliyordum ve bunun düşüncesi bile bedenimi sarsmaya yetiyordu. Nefes alışverişi boynumu gıdıklarken, tüm vücudumun cayır cayır yandığını hissettim.

Köpüğü sürdükten sonra jileti aldım ve yanağında yavaşça gezdirmeye başladım.

"Dikkat et."

"Tamam." Dedim. "Canını yakmaya meraklı değilim."

"Birçok kez yaktın ama."

Jileti yanağının üstünde gezdirmeyi kesip kaşlarımı çattım. "Ne demek bu?"

"Hiç," dedi ve gözlerini kaçırdı.

"Ortaya bir laf atıyorsan devamını getir." Sinirlendiğimi hissedince sesimi yumuşatmaya çalıştım ve dikeldim. Oturduğu için bana aşağıdan bakarken, bir anlığına onu yavru köpeği benzetmiştim.

"Eski şeyler işte."

"Mesela?" Tekrar jileti yanağında gezdirmeye başladım ama bu benim için zulüm gibiydi. Fazla yakınımda olması elimi ayağımı birbirine dolaştırıyordu.

"Sana çiçek getirdiğim gece, Baran'la seni sarılırken görmüştüm. Hatırlıyor musun?"

"Bana kendisi sarıldı, ben sarılmadım."

"Doğru. Ama bu canımı yaktığı gerçeğini değiştirmiyor."

Jileti çenesinde gezdirirken ofladım. Eski konuları konuşmamız ne kadar mantıklıydı?

"Bunları geride bıraktık sanıyordum."

Göz ucuyla beni dikkatle izlediğini ve gülümsediğini gördüm. "Ben de öyle sanıyordum."

"O zaman nerden çıktı bu?"

"Çünkü bana hala evet demedin. Kalbini tamamen kazanıp kazanmadığımı bilemiyorum."

Biri zihnime balyoz indirmiş gibi sarsılarak geri çekilince o da bunu fark edip söylediğine pişman oldu. Bana evlenme teklifi edeli 1 haftadan fazla olmuştu. İçimden ne kadar 'evet'  demek geçsede bunu yapamamıştım. Biraz düşüneceğimi söylemiş ve hala ona bir cevap vermemiştim.

Yüzüğü gösterdiği ilk an ona evet diyeceğimi düşünmüş ama, sonra duraksamıştım. Onu hak etmediğimi biliyordum çünkü.

Jileti ve traş köpüğünü bir kenara bırakıp sinirle banyodan çıktıktan sonra salondan çantamı aldım. O sırada Egemen'in koşarak yanıma gelişini ve özür dileyişini duydum.

"Öyle demek istemedim."

Çantamı koluma takıp onu görmezden gelerek kapıdan çıkmaya kalkıştığım sırada önüme geçti ve beni durdurdu.

"Özür dilerim."

"Egemen çekil."

Sinirliydim. Çünkü onu sevdiğimi ikimizde biliyorduk ama, evlenmeye hazır mıydık bunu bilmiyordum. Ve kalkıp bana bunları söylüyordu.

Yanından geçmek için tekrar hareketlendiğimde kolumu tutup beni kendine çevirdi. Gözleri, gözlerimi yeni bir gezegen keşfeden astronot gibi turlarken nabzımın durduğunu hissettim. Ona sinirliyken bile onu deli gibi seviyordum.

"Gitme."

Yüzünün yarısını kaplayan traş köpüğüyle, üzgün gözleriyle ve çaresiz cümleleriyle beni yolumdan döndürmüştü. Ona hala sinirliydim ama gitmek istemediğimi fark etmiştim.

"Gerçekten öyle demek istemedim."

"Tamam," dedim fısıldar gibi. Uzun bir süre bakıştıktan sonra çantamı yere bıraktım ve ona sarıldım. Kapının girişinde, ona sinirli olmasına rağmen sarılan bir kadın ve yüzünde traş köpüğü olan bir adam... Oldukça tuhaf göründüğümüze emindim.

"Saçın hep köpük oldu." Dedi ve ekledi: "Dudaklarında olsun mu?"

/•\

25.08.2017 de yazmaya başladığım bu kitap, 4 gün önce 1.yılını tamamladı. Aslında tam ayın 25'inde atacaktım ama bölüm yazamadığım için gecikti.

Bölümün kısa ve yetersiz olduğunun farkındayım bu yüzden yakın zamanda bir özel bölüm daha yazıp hatamı telafi etmeyi düşünüyorum. :)

Aynı zamanda profilimden Senden Bana Kalan adlı hikayemi de okursanız çok mutlu olurum.

Sevgilerimle! ^-^

Bayat EkmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin