Bayat Ekmek|45

4.4K 233 25
                                    

dikkat: bölüm 3. kişi ağzından yazılmıştır

-

Baran, elindeki viski şişesini savura savura sokakta yalpalayarak ilerliyordu. Ceketi omuzlarından aşağıya kaymış, ayakları birbirine dolanıyorken elindeki şişeyi dudaklarına götürdü ve içindeki sıvıyı su gibi içti. Zihninin yandığını ve her şeyi unuttuğunu hissediyordu. Zaten hissetmek istediği de buydu; Leyla'yı unutmak.

Beklediği sevgiyi yeni sevgilisinden göremeyince Leyla'ya geri dönmek istemişti. Onun kapılarının her zaman açık olduğunu düşünmüştü ama kapıların kapandığını geç de olsa sonunda fark etmişti. Ve Egemen'in de o kilitli kapılar için tek anahtar olduğunu artık kabullenmişti.

Onu kaybettiği için çok üzülüyordu. Bu kadar canını yakacağını bilemezdi ama şimdi sol yanı cayır cayır yanıyordu. Onunla yaşadığı anılar aklına gelince delirecek gibi oluyordu; bu yüzden içmeye karar vermişti.

Saatlerdir sokaklarda yürüyen Baran, midesinin bulanmasıyla beraber birden eğildi ve elindeki şişe yere düşerken, kendini kaldırıma attı. Sokaktan geçen bir çiftin onu izlediğini fark edince sinirlenip küfürler savurmaya başladı: "Ne bakıyorsunuz a*ına koduklarım."

Çift korkarak hızlıca sokakta kayboldu ve Baran kendini geriye doğru bıraktı. Kafası taşlara değince gözlerini sıkıca yumdu. Leyla'nın başka bir erkeği tercih etmesi onun gururunu kırmıştı ve kavga ettiklerinde o adamın yanına gittiğini hatırlayınca daha bir sinirleniyordu.

Gözlerini açıp kafasını sağa doğru çevirdiğinde, fark etmeden Leyla'ların sokağına geldiğini gördü. Yanına gidip kapısında af dilemek istiyordu lakin artık kaybettiğini kabullenmişti. Leyla başkasına aşıktı ve Baran'ın üstüne düşen tek şey gitmekti. Bunu çok iyi biliyordu.

Ağır alkolden dolayı midesi yanan ve kusmak üzere olan Baran hızlı bir manevrayla ayağa kalktı ve yutkunarak kusmamaya çalıştı. Kendine geldiğini düşünerek Leyla'nın evine doğru baktı; onu ilk gördüğü anı anımsamıştı. Yüzünde tuhaf bir gülümseme oluştu ve kaybettiği kadının son anı kırıntıları da tek bir gözyaşıyla kayboldu.

Baran gözlerini sildikten sonra yalpalamaya devam ederek kaldırımda yürüdü ve bahçenin kenarına gelince eğildi. Leyla'nın kırmızı gülü çok sevdiğini biliyordu. Anlık bir cesaretle gülü dibinden koparıp Leyla'nın kapısına gitmeye karar verdi.

Bilmediği bir evin bahçesinden kopardığı gülle beraber sevdiği kadının kapısının önünde dikildiğinde kalbi deli gibi çarpıyordu. Onu affetmeyeceğini biliyordu ama bir umut yeşermişti işte kalbinde.

Zihni bulanık, midesi rezil bir halde elini kaldırıp kapıyı tıklayacakken durdu. İçinden bir ses savaşmasını, sevdiği kadını geri almasını haykırıyordu. Ancak bir tarafı da onu çoktan kaybettiğinin bilincindeydi.

Baran, olumsuz şeyler söyleyen tarafın daha baskın olduğunu hissedince elini yavaşça indirdi ve güle baktı. Sakin adımlarla geri geri giderken, bir nevi aslında bir kez daha Leyla'yı terk ediyordu. Baran evden yeterince uzaklaştıktan sonra solundaki telefon kulübesini fark etti.

Artık gitmeliydi. Onların hikayeleri burada son bulmuş, Leyla ile Egemen'inki ise daha yeni başlamıştı. Baran telefon kulübesine yaklaşıp ezbere bildiği numarayı aradı. Son kez onunla konuşmak istiyordu. Ne yaptığını elbette ki bilmiyordu; kafası yerinde değildi ama istediği tek şey onun sesini duymaktı çünkü yüzünü görmeye mecali yoktu.

Telefonun cızırtılı sesi, yerini hoş bir bayan sesine bırakırken Baran gülümsedi. İç ısıtıcı bir sesti bu, ilk karşılaşmalarında Leyla'nın kullandığı o telaşlı ama huzur verici ses gibi.

Bayat EkmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin