Egemen'in telefonundan bana yazan çocuğa cevap vermek yerine ekranı kilitleyip tavanı izlemeye başladım.
Egemen'in hayatıma dahil oluşu, beni düştüğüm çukurdan kurtarışı, Baran'ın içi yana yana benden vazgeçişi o kadar kısa sürede olmuştu ki...
Elimi alnıma götürüp şakaklarımı ovarken telefonumdan bir bildirim geldi.
Mesaj Egemendendi. Ya da onun telefonundan yazan Yusuf'tan.
Egemen: Yenge, iki saattir adını sayıklıyor. Arayayım seni, konuşun da sussun ya
Egemen:
Egemen: Şu hale bak
Egemen: Az önce sigarayı koltuğa düşürdü gerizekalı
Egemen: Leyla diye bağırıyor evin içinde
Leyla: :d
Leyla: Al elinden sigarasını
Leyla: Daha içirmesenize şuna, illaha ben mi söyleyeyim
Egemen: Yenge dinlemiyor yemin ederim
Egemen: Keşke gelebilsen de sahip çıksan şu salağa
Ekrandaki mesaja dik dik bakarken bu fikri düşünmeyi aklımın bir kenarına koyup telefonu yatağa bıraktım. Ayağa kalkarken yapacağım şeyden emin değildim. Annem uyumuştu, muhtemelen Derin'de. Kapının üst kısmını kaplayan buzlu camın ardının karanlık olması tezimi doğruluyordu.
Ancak gitmeli miydim bilmiyordum. Bir anlık cesaretle ayağa fırlamıştım çünkü gerçekten içmesini istemiyordum. Her ne sebepten olursa olsun. Şimdi belki de çok alkol tüketecek ve kusmaktan canı çıkacaktı; ya da koltuğa isabet eden sigara külleri bir dahaki sefere koluna, ya da eline düşecek, canını yakacaktı. Odada volta atarken eğer oraya gidersem Egemen'in açısından sorun olmayacağını düşünüyordum. 'Neden geldin?' gibi bir tepki vermezdi değil mi?
Altıma giydiğim ayıcıklı pijamanın takımı olan sweatshirt'ü çıkarıp yerine sade, dar bir bluz giydim. Ayıcıklı pijamamın pembe rengiyle uyuşuyordu. Pijamamı çıkarmayacaktım çünkü hem üşeniyordum, hem de saat daha geç olmadan bir an önce gitmeli ve geri dönmeliydim.
Üstüme gri hırkamı giydikten sonra telefonumu da cebime attım ve kapıyı yavaşça açıp hole adım attım. Etrafta hiç ses yoktu. Bundan cesaret alıp parmak ucunda kapıya kadar yürüdüm ve askılıktan anahtarı alıp dış kapının kilidini açtım. Derin'in huyu olan kapıyı 3 kere kilitleme aşamasını da hallettikten sonra dudaklarımı dişleyerek ve ses çıkarmamaya çalışarak demir kapıyı araladım.
Anında içeriye nüfuz eden soğuk kanımı dondururken hızlıca dışarı çıktım ve kapıyı arkamdan kapattım. Kapıdaki paspasın üstünde bekleyen spor ayakkabılarımı giydikten sonra hızlıca sokağa çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayat Ekmek
Teen Fiction"Âşık olacağımız kişiyi kendimiz seçmeyiz, derler. Ama ben bu düşünceyi desteklemiyorum. Ben seni seçtim, Leyla. Bu yüzden; kalbini kazanana kadar senden vazgeçmeyeceğim." |25.08.2017|