25

561 53 5
                                    

Vazgeçtim.

Feci derecede pişmandım.

Ben onun yüzüne nasıl bakacaktım?

Yorganı itekledim ve küçük bir çığlık attım. Ne yapacaktım? Kesinlikle karşısına çıkmamalıydım.

"Ah! Deli Choon Hee, deli!" Bir kaç kez kafama vursamda işe yaramayacağını biliyordum.

"Choon Hee, iyi misin?"

"Evet!" Sinirle ayağa kalktım ve yatağa tekme attım.

"Ah! Acıttı!" Deliriyordum. Kesinlikle deliriyordum. Homurdanarak düne dair bir şey düşünmemeye çalıştım ve formamı giydim. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda istemsiz olarak dudağıma dokundum.

"Seni öpmeme izin verir misin?"

Başımı iki yana salladım. Bir an önce kendime gelmem lazımdı. Bir şeylerle oyalanmak belki dikkatimi dağıtırdı. Annemin yanına gittim ve güzel bir kahvatlı ettik. Annem bana gülümsemesini sundu ve eliyle gelmemi söyleyen bir işaret yaptı. Yanına gittim ve ona soran gözlerle baktım.

"Hım?" Desemde eliyle eğilmemi işaret etti. Eğildiğimde yanaklarımı sıkıp sağa sola çekiştirmeye başladı.

"Benim küçük civcivim~" Anneme tuhaf bir bakış attım ve zar zor ellerini yanaklarımdan ayırdım. Kesinlikle kıpkırmızı olmuşlardı.

"Anne, neyin var cidden?" Omzuma vurdu.

"Sus, konuşma. Zilli seni." Tanrım, neden yanımdaki herkes manyaktı? Anneme bir şey demedim ve okula doğru yol aldım. Tabiki de otobüsle gitmeyecektim. Eminim ki oradaydı ve benim bugün kesnlikle onu görmeye niyetim yoktu.

Nihayet okula vardığımda kapının önünde beni bekleyen Hana ve Yung Hwa ile karşılaştım. Hana yanıma gelip bana sıcak gülümsemesini sundu ve omzuma dokundu.

"Ben gideyim artık. Görüşürüz unni." Hana gittiğinde Yung Hwa ile sınıfa girdik. Sıraya oturduğumda sıranın üstünde küçük bir kutu vardı.
"Bu kutu senin mi Yung Hwa?" Dedim merakla. Başını iki yana salladı. Acaba yine Jin mi göndermişti? Utançla başımı eğdim.
"Açsana, bence yine hayranın verdi ama neyse," dedi ima dolu bir sesle. Gözlerimi devirdim ve kutuyu açtım. Kutuda bir sürü kurabiye vardı. Koku muhteşemdi. Kurabiyelerin üstündeki nota baktım.

Bu daha başlangıc asi kız. Kurabiyeleri ben yaptım. Sırf senin için. -Min Sung

Yüzüm asıldığında Yung Hwa elimdeki notu aldı ve okuduğu gibi hızla ayağa kalktı. Omzundan tutup oturmasını sağladım.
"Ders başlayacak Yung Hwa," Dedim ve sakin olması için dua ettim.

"Dersine tüküreyim, bu çocuk iyi bir dayağı hakediyor. Peze-" Tam küfür edecekken bana baktı ve sıkkın bir nefes üfledi.
"Küfür etmen bir işe yaramayacak." Dedim ve önüme döndüm. Kurabiyeleri şimdilik sıranın altına koydum.
"Kurabiyeler boşa gitmesin, teneffüste Hana'ya verirsin." Başını iki yana salladı.
"Nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun?" Merak dolu gözlerini gözlerime kilitledi.

"Sadece olay çıkarmak istemiyorum ve gerçekten çok yoruldum. Sonuçta ne kadar dayak yerse yesin laf anlamayacak biri o." Yavaşça başını salladı.

"O kurabiyeleri Hana'ya vermeyeceğim. O itin yaptığı kurabiyeleri vermeye hiç ama hiç niyetim yok." Sinirle masaya elini vurdu.
"Şimdi onu fena benzetmek vardı da..." Bana baktı ve siniri yatışmış bir şekilde gülümsedi.

"Dua etsin sen varsın Choon Hee," Onun bu halleri garibime gitsede, sonuçta o Yung Hwa'ydı. Sırtını sıvazladım ve hafifçe gülümsedim.

"Boşver, dövmene değmez."

______

    Üstümü değiştirdim ve soyunma odasından çıktım. Beden derslerinden nefret ediyordum. Yung Hwa'nın yanına gittim ve uzattığı şişeyi aldım. Bir dikişte suyu bitirdiğimde bana hayretle baksada alırmadım ve şişeyi çöpe attım.

"Bugün öğle arası basketbol maçı var." Dedi Yung Hwa sevinçle. Yung Hwa basketbola resmen aşıktı. Ve bu da basketbol takımına girmesi için yeterli bir sebepti. Gayette yetenekliydi.
"Bana neden daha önceden haber vermedin?" Dedim sitemle. O sırada beden hocası geldi ve maça son hazırlık için bizi serbest bıraktı.
"Kimse bahsetmedi mi? Ben duydun sandım. Sonuçta baya konuşuluyorum." Ego kokusu mu alıyorum? Sertçe omzuna vurdum.

"Cidden mi?" Güldü ve saçlarımı karıştırdı.
"Beni desteklemesen ölürsün Choon Hee. Duydun mu? Òlürsün!" İşaret parmağını boynunda gezdirdi. Gözlerimi devirdim.

"Evet evet, tüm kalbimle destekleyeceğim seni."

Alium| Kim Seok JinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin