"Tüm işler bitene kadar sizin yerinizi zor halledebildik," dedi Jimin alnındaki terleri silerken. Havanın karardığını bile yeni farkediyordum."Çok özür dilerim, hepsi benim suçum." Jin, bu sefer ismini söylemem gerektiğini hissediyordum, bana ters ters baktı.
"Seninle ne alakası var? Tamamen benim suçum, bunu ayarlayan bendim."
Masanın etrafına kurulmuş, hepimiz birbirimize bakıyorduk."Madem öyle, neden benden yardım istemedin Jin?" Namjoon'a hayretle baktım. Dediğim doğru çıkmıştı. Çocuk zekiydi işte.
"Jungkook'tan istemiştim ama keşke istemeseydim," sonlara doğru fısıltıyla konuşmuştu.
"Jin hyung, aklın nerelerde senin? Keşke bize de söyleseydin, yardım ederdik." Yoongi Jin'e ters ters baktı.
"Tamam tamam, kafama göre hareket ettim. Hatalıydım." Hepsi başını salladı.
"Hepinize yemek ısmarlayacağım," dedi nefesini üflerken. Hoseok ayağa kalkıp el çırptı.
"Ismarlayacaksın bak, sözünden dönmek yok,"
Hafifçe güldüm. Güldüğümü herkes duymuş olacakki, bir anda hepsi kahkahaya boğuldu.
"Kedi miyavlaması gibi gülüyorsun Choon Hee,"
Jungkook'a gözlerimi kısıp baktım. Ama sonra bende gülmeye başladım.
"Jin hyung'da cam silme sesi çıkarıyor." Jin gözlerini devirip elini alnına vurdu. Bunu duyan Jimin ise gülme krizine girip oturduğu yerden düştü. Bu gidişle bende gülmekten yere yapışacaktım.
Namjoon Jimin'e bakıp yan bir gülüş sergiledikten sonra onu ayağa kaldırdı.
"O hep böyledir." Jimin ona sert bir bakış fırlattı.
"Yah! Hyung!"
O sırada Hoseok Jungkook'un ensesine bir şaplak indirdi.
"Jin hyung'a ne diyorsun sen?" Bunu derken kendini gülmemek için zor tutmuştu.
"Ne? Doğruları söylüyorum." Bir tane daha şaplak indirdi.
"Seni hergele!"
Açıkçası bu yedi kişi yüzünden, çok fazla ters köşe oluyordum. Gelen klik seslerine bile aldırmıyordum. Onların yanında güvende hissediyordum.
Bana iyi geliyorlardı.
Sanırım.
___
Sonunda eve vardığımda arkadan Jin'e bakıyordum. Beni bırakmaya gelmesine alışmak istemiyordum. Ama onu izlemek hoşuma gitmişti. Arkadan geniş omuzları çok dikkat çekiciydi. Hafifçe gülümsedim ve içeri girdim.
"Anne, ben geldim!""Hoşgeldin Choon Hee," annemin yanına gittim ve yanağına bir öpücük kondurdum.
"Bir şeyler hazırlayayım, beraber yeriz." Mutfağa gittim ve bir şeyler hazırladım.Yaklaşık yarım saat
sonra annemin önüne hazırladığım yemekleri götürdüm. Annemle yemeklerimizi yedikten sonra etrafı topladım ve annemin yanına oturdum."Git ders çalış Choon Hee, zamanının olmadığını biliyorum." Bir şey demedim ve oturmaya devam ettim.
"Yorgunum anne, birazcık otursam olmaz mı?" Annem başını iki yana salladı.
"Kendini bu kadar zorlama, zaten iyileşmeme az kaldı." Dedi alçıdaki bacağına bakarak.
"Hem bu ayki maaş gayette bize yeter Choon Hee," parlak gözleriyle bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alium| Kim Seok Jin
Fanfiction"Hâlâ seni düşünebiliyor olmak... bu can sıkıcı." Şemsiyenin altına kendisi de girdiğinde başımı yukarı kaldırdım. "Hâlâ seni koruma isteğim...bu can sıkıcı." Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. "Bu can sıkıcı ama, ne olursa olsun, içinde sen varsan...