11

551 97 10
                                    



   Okul çıkışı kafeye gideceğim aklıma geldiğinde neredeyse küfür edecektim. Oraya gidip onu görmek istemiyordum. Ona sinirlimiydim emin olamıyordum. Alnıma bir şaplak indirdim. Öğleden sonra eve gelmiş ve zorda olsa uyuyabilmiştim ve şimdi kafeye gitmem gerekiyordu. Üstümü değiştirdim ve kapının önüne geldiğimde anneme seslendim.
"Anne, ben gidiyorum!"

"Dikkat et Choon Hee!"

"Tamam!" Evden ayrıldım ve kafenin yolunu tuttum.

___

  Kafeye girdiğimde herkese selam verdikten sonra personel odasına girdim ve üzerimi değiştirdim. Gözlerim ister istemez onu arıyordu ve göremediğim için endişelenmiştim. Hoseok ve Jungkook'a baktığımda endişeli bir şekilde konuşuyorlardı. Araya Yoongi'nin girmesiyle bakışlarını bana döndürdüler. Yanıma gelen NamJoon'a şaşkınca baktım.
"Choon Hee, sen bugün Jin'i gördün mü?" Başımı iki yana salladım.
"Çok şiddetli bir yağmur yağıyordu ve Jin eğer yağmurda kaldıysa..." endişesi gözlerinde belli oluyordu.
"Jin hyung'un bedeni çok hassastır, yağmurda kaldıysa çok fena hastalığı kapmış olabilir." araya giren Jungkook'a bu sefer endişeli gözlerle ben baktım. Hepsi bana bakıyordu.
"Ne?" Dedim utangaç bir sesle. En sonunda Taehyung konuşmayı başarmıştı.

"Ya, sen çorba yapmasını falan biliyor musun?" Taehyung soru dolu bakışlarıyla bana bakıyordu.
"Şey...evet?"

"Hah! Bu harika, Jin hyung'a en iyi gelecek şey sıcak bir çorba!" Namjoon yanımızdan ayrıldı ve iki dakika sonra elinde kağıtla geri geldi. 

"Ona bakmanı istiyorum Choon Hee, tamam zeki olabilirim ama yemek yapmakla pek aram yoktur. Muhtemelen evdedir, aramalarımıza cevap vermesede gideceği bir yer olmadığını biliyorum."

"Sakar desek daha doğru olur." Namjoon Taehyung'un ensesine bir şaplak indirdi. Bu duruma şu an gülmek istesemde kendimi tuttum.

"Bunu yapabilirsin değil mi? İkinizin yerine işleri hallederiz. Yeterki o iyileşsin. " Arkadaşını düşünmesi çok hoştu. Hafifçe gülümsedim. Bana uzattığı anahtarı aldım.

"Bana güvenebilirsiniz."

___

  Adresi bulmakta pek zorlanmamıştım. Kapının önüne geldiğimde kalbim neredeyse boğazımda atacaktı. Kapıyı Namjoon'un verdiği anahtarla açtım ve içeriye girdim. İçerisi aşırı derecede sıcaktı. Girdiğim ilk odada pencereyi açtım. Sanırım burası oturma odasıydı. Diğer odaları gezip Jin'i bulmaya çalıştım. 

"Jin!" Ona böyle seslenmek tuhafıma gitmişti. Son odanın kapısını açtığımda kendini battaniyeye sarmalamış bir Jin görmeyi beklemiyordum. Saçları birbirine karışmıştı.
"Jin, berbat görünüyorsun." Üstündeki battaniyeyi izin vermesede çektim. Elimi alnına koydum.
"Ateşin de var," bana baygın gözlerle bakıyordu. 

"Senin ateşini düşürelim," Banyoyu bulmaya çalıştıktan sonra eczane dolabını karıştırdım. İçinden bildiğim ateş düşürücü şurubu buldum. Mutfaktan bir kaşık aldım ve Jin'in yanına gittim. Battaniyeyi geri almaya çalışıyordu.

"Hayır, battaniye yok." Onu oturur pozisyona getirttim ve şurubu kaşığa döktüm. Araladığı ağzına şurubu yerleştirdim. Yüzünü buruşturduktan sonra öksürmeye başladı.
"Bilseydim, o şemsiyeyi bana bırakmana izin vermezdim." Üstündeki gömleği çıkardım. Bu her ne kadar rahatsız edici olsada, ateşinin düşmesi içindi.
"B-beni..." 

"Sessiz ol ve güzelce dinlen. Sana bir çorba yapayım." Yanından ayrıldım ve mutfağa yöneldim. Gerekli malzemeleri bulduktan sonra çorbayı hazırlamaya başladım.
Aradan bir saat geçtikten sonra çorbayı bir kaseye koydum ve kaşığıda yanıma alıp Jin'in yanına gittim. Hafif bir hırıltı eşliğinde uyuyordu. Yorgun olduğu o kapalı gözlerinden bile belli oluyordu.
"Jin, sana çorba yaptım." Çorba kasesini yatağının yanındaki sehpaya koydum. Yanına yaklaştım ve omzuna dokundum.
"Jin, kalk artık." Zar zor araladığı iri gözleriyle bana baktı. Ona kalkması için destek verdikten sonra kaseyi sehpadan aldım.

"Onu içmek z-zorunda mıyım?" Başımı salladım.
"Zorundasın." Kaşığı kaseye daldırdım ve ona yedirmeye başladım. İstemiyordu ama en azından lafımı dinlemişti. Çorba bittikten sonra ateşini kontrol ettim.
"Şimdi daha iyisin. Ben gidip arkadaşlar-"

"B-burda kalamaz m-mısın?"

___

Sol alttaki yıldıza dokunursanız beni çoook mutlu edersiniz :*

Alium| Kim Seok JinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin