ÖLÜM KALIM SAVAŞI

249 40 4
                                    

Taedo bu avın peşini bırakması gerektiğini düşünüyordu. Yeni bir av gelmesini bekleyecekti fakat tüm his bir anda kaybolmuştu.
Taedonun kulağına ona doğru gelen kurdun ayak sesleri gelmeye başlamıştı bir yandanda vahşi yaratığın hırlamasını duyuyordu.
Bir anda havada ona doğru zıplayan kurdu fark edip kendini yere attı.
Taedonum normalde kurtlarla çok fazla deneyimi olmuştu fakat bu diğerlerinden çok daha farklıydı.
Normalde ağacın üzerine çıkar ve sopasını ağacın dibindeki kurtlara savuşurdu fakat bu yaratık ağacın üzerinde çıkmakla kurtulunacak türden bir şey değildi.
Kurt bakışlarını ağacın üzerinden ona doğru çevirip tekrar öne atıldı.
Bu sırada genç çoban baltasını sırtından alıp kafasına doğru savurdu fakat zamanı iyi ayarlayamadığı baltanın kafası değil sapı gelmişti. Sersemleyen Kurdu fırsat bilen Taedo koşarak bir ağacın arkasına geçti.
Saklandığı yerden kurdun seslerini duyabiliyordu.
Kurt havayı koklayıp etrafa baktı ve yürümeye başladı adımları yavaş ve dikkatliydi.
Ayak sesleri giderek Taedoya yaklaşıyordu.
3 gündür aç gezinen canavarın artık sabrı kalmamıştı.
Enerjisini etrafa yaydı ve tüm gücüyle Taenin saklandığı ağaca doğru atılıp ağacı tek hamlede parçaladı ardından üzerine atladı fakat orda duran şey sadece bir kaya parçasıydı.
Sırtına inen baltanın acısı ile inledi.
Taedo son anda ağacın üzerine çıkmış ve ağaç parçalandığında ileri doğru zıplayıp arkadan saldırmıştı.
Ama kurt bir darbe ile yere inecek türden bir yaratık değildi.
Anî bir hareketle baltadan kurtulup Taedonun üzerine atladı ve onu yere devirdi her şey o kadar hızlı olmuştu ki kendine geldiğinde kurt onun üstüne çıkmıştı bile. Cüssesine göre çok ağırdı ve bu ağırlık sanki genç çobanı boğuyordu.

Sivri dişlerini açıp tüm açlığı ile ısırdı.
Taedo son anda enerjisini koluna yollayıp kurdun önüne attı kurt zorda olsa dişlerini koluna geçirmişti.
Taedo kolundaki acıya rağmen kontrolü kaybetmeyip bıçağını çekti ve kurdun boğazına  defalarca sapladı fakat aç kurt çenesi kilitlemişti sanki.
Bıçağı boynunda bırakıp yumruğunu sıktı ve kolunu titremeye başladı.
Tüm gücüyle yumruğunu kurdun kafasını geçirdi defalarca vurdu.
Acıdan gözleri yaşarmıştı ve  bayılmak üzereydi.
Gücü yettiğince vurdu ve gözleri kararıp bayıldı.
Taedonun hissettiği tek şey sert esen ılık bahar rüzgârydı çiçeklerin ve ormanın kokusunu alabiliyordu.

Gözlerini tekrar açtığında ormanın ortasında yatıyordu.
Çoktan gece olmuştu bile yanına baktığında ölü kurdu fark etti. Yaratık öylece yere yığılıp kalmıştı.
Ağzında Taedonun kurumuş kanı vardı.
Taedo zorlanarak kolunu kaldırıp baktı diş izleri çok belirgindi ve sızlıyordu.
Kolunda kurumuş olan kanı fark etti bu ölüm kalım savaşından canlı çıkmayı başarmıştı fakat ömür boyu bunun izini taşıyacağını biliyordu.
Acıyan koluna bir bez geçirip boynuna astı ve ayağa kalkıp toparlandı ardından baltasını yeniden sırtına asıp bıçağını kurdun boynundan çıkarıp yeniden beline koydu.
Aya kalkınca ağrıyan ayak bileklerini de fark etmişti.
Kurdun arka ayağından tutup kampa doğru sürüklemeye başladı.
Gecenin karanlığında tek başına ve yaralı şekilde ilerlerken bir yandan da başına gelenleri düşünüyordu bugün resmen ölümün kıyısına gelmişti.
Ve bu ilk defa yaşadığı bir duyguydu.
Sonunda ilerdeki kamp ateşini görünce biraz olsun içi rahatlamıştı.
O kadar yorgundu ki her an yeniden düşüp bayılabilirdi.
Kurdun ayağı elinden kayıp gitti fakat onu geri alacak hali yoktu.
Ağaçlara tutunarak ilerlemeye devam etti ve sonunda kampa varmayı başarmıştı.
Rai onun harap olmuş haline gördü.
Ölümcül bir yarası yoktu ama bitkin düşmüştü.
Rai diğerlerinin keyifli ifadesini görünce söze girip ne yazıkki çok geç kaldın genç ada. bu yüzden bu akşam sana yemek yok gidip uyuyabilirsin.
Taedo kısık bir sesle nasıl isterseniz deyip bir anda yere kapaklandı.
Rai bu aptal kolay bir eğitim ile yola gelecek birisi değil ayrıca çok küstah madem öğrenmek istiyor o zaman sonuçlarına katlanacak eğer şu vicdanım olmasaydı onu çoktan buradan kovmuştum.
Raideki bu tavır değişikliği diğerlerinin de hoşuna gitmişti. 
Sonunda Raininde onun işe yarmazın teki olduğu fark etmesi çok iyi olmuştu.
Rai ise içten içe gidip ona yardım etmemek için kendini zor tutuyordu.
Umarım bir şeyi yoktur diye düşündü içinden. Gece boyu gözünü ondan ayırmamıştı.
Sagi ona bakarak acaba öldü mü. Rai hayır hala nefes alıyor.
Bu sırada kısık bir ses umarım ölür demişti. Fakat sesin sahibi ortada yoktu.
Bu sırada Taedo yeniden kıpırdamaya başlamıştı yerinden doğrulup bağdaş kurarak beli bükük bir şekilde oturdu.
Uyuşmuş gözlerini zorlada olsa açıp etrafına baktı. Oldukça bulanık bir görüntü vardı ve tek fark edebildiği şey ateşin ışığıydı.
Bu garip hareket herkesi şaşırtmıştı.
Nari acaba delir di mi?
Setira hayır sanırım güçlü görünmeye çalışıyor ne kadarda aptalca ilk günde yaranmış ve harab olmuş bir şekilde geri dönmek senin yerinde olsam burayı terk ederdim. Hey beni duyuyor musun.
Yari baygın bir şekilde oturan Taedo sesleri çorba gibi karışmış bir şekilde aldığından ne dediğini anlamamıştı.
Hatta şuan nerede ve kimlerin yanında olduğunu bile bilmiyordu herhalde köyünde olmalıydı.
Zor bir günün ardından hanın içinde her zamanki yerinde oturup Sadiyi dinlerken uyuya kalmış olmalıydı ve bu seslenen kişide büyük ihtimalle yaşlı hancıydı. Her zamanki gibi.
Burası uyuma yeri değil genç adam diye söyleniyordu herhalde.

Taedo o kadar yorgundu ki hiç uyanmak istemiyordu.
Kısık sesle beni rahat bırak ihtiyar bugün yürümekten ayaklarım aşındı o lanet kurtlar nerdeyse üç koyunu götüreceklerdi.
Rai sanırım kendinde değil şuna bakın sayıklıyor.
Taedo yeniden yere uzaıp ellerini başının altına koydu ve bir gün o tepelerin ardındaki dünyayı göreceğim kim bilir orda neler vardır dedi fakat diğerleri bunu duymamıştı.
Taedo birden gözlerini açtı ve burasının hanın içerisi olmadığını fark etti. Doğru ya o çoktan köyünü bırakıp öteki dünyaya geçmişti bile.
Kendine gelmişti artık fakat
Yapacak bir şey yoktu bu yüzden yeniden gözlerini kapatıp uykuya daldı.
Kurdu geride bıraktığını biliyordu gerçi neticede cesedin bir yere gideceği de yoktu zaten.
Bu gün onun için bitmişti artık.

Serin rüzgar yüzünü okşayıp o onu uyandırdı.
Tam o anda omzuna sert bir şekilde bir kişinin basıp geçtiğini fark etmişti.
Diğerleri ava gidiyor olmalıydı.
Biraz sonra oda kalkmıştı. Etrafina baktı Rai her zamanki gibi kendine kahvaltı hazırlıyordu. Ona bakarak sonunda uyandın doğrusu dün geç kalınca çok merak etmiştim sanırım şanssız bir gündü değil mi?
Taedo hayır aslında bir kurt yakaladım.
Ormanda üzerime saldırmıştı onunla boğuşup yenmeyi başardım  fakat beni kötü yaralamıştı yinede onu kampın yakınlarına kadar sürükledim fakat taşımaya gücüm kalmayınca onu geride bıraktım.
Rai tamolarak nasıl bir kurttu?
Taedo beyaz kürklü iki uzun dişli kambur bir beli olan kocaman bir kuruttu ve sarı enerji kullanıyordu.
Rai bir anda işinden başını kaldırıp beyaz kocaman bir kurt mu dedin.
Uzun iki dişi bükük bir sırtı vardı değil mi?
Taedo evet bir şey mi oldu?
Rai bahsettigin şey demir kemikli beyaz kurt ama bir sorun varki senin seviyende birisi onunla karşılaşıp canlı kurtulamaz.
Taedo demek bu yüzden o kadar ağırdı. Ağaca kafa atıp onu parcalamasından anlamalıydım.
Rai yerinde kalkıp yanına geldi ve kolundaki yarayı avda bir bakayım seni ısırdıysa kolunu kırmış olmalı.
Taedo sarılı bezi açıp baktığında şaşırmıştı yaraları en son gördüğünden daha küçüktü yada gecenin karanlığında fark edememişti.
Fakat kolu çok şişmişti.
Rai garip onun gibi bir hayvana göre çok yüzeysel bir ısırık normalde birinin kolunu tek seferde koparabilir gerçekten çok şanslısın Taedo tabi bahsettigin şey gerçekten o ise.
Neyse sen burada durup dinlen ben gidip kurdu getiririm.

Biraz sonra Rai beyaz kurdun cesedine bakıyordu.
Garip dişleri kırılmış ve kafatası ezilmiş sanki çok sert bir şeyi ısırıp tüm dişlerini kırmış ve kafasındaki kırıklar bu çocuk bir şeyler saklıyor olmalı.




ÖTE DİYARLARA YOLCULUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin