Taedo sabah gözlerini açtığında önceki güne göre çok daha rahat hissediyordu.
Üzerindeki baskı yorgunluğu ile beraber uçup gitmişti sanki.
Yeniden düşünmek onu sadece daha çok üzeceğinden ayağa kalktı.
Biraz göz gezdirip tek uyanan kişinin kendisi olduğunu görünce dışarda kısa bir yürüyüşün faydalı olacağına karar verdi.Kapıyı aralayınca sabahın ferah ve birazda soğuk rüzgarı yüzüne vurup onu tepeden titreterek kendine getirmişti.
Dışarıya doğru adım atınca ilk olarak handan dışarı sızan sıcak yemeğin kokusunu fark etti ve keşke sabahları bizede sıcak yemek yapan birisi olsaydı diye geçirdi içinden.
İhtiyarın yanına gitmeye niyetlense'de şimdi bunun zamanı olmadığını düşünerek kısa süreli gezisine kaldığı yerden devam etti.Bu sabah içine yerleşmiş olan bu rahatlık ve huzur onu bile şaşırtmıştı.
Yoksa olanlar bir hayal mıydı?
Olmadığı kesindi fakat kolay bir şekilde geride bırakabilmişti.
Bu onun acımasız oluşundan mıydı?
Şehrin sokakları canlanmaya başladığında geri dönme vaktinin geldiğini anlayıp adımlarını hızlandırdı fakat insan selinin içine düşmekten kurtulamadı.
Kalabalığın arasında yürümek belkide bu şehirde alışamadığı tek şeydi.
Aslında bu kalabalık ona koyun sürülerini andırmıştı fakat bu koyunlar kibirli ve aptaldı.
Daumda beklediği şeyi bulamamak Taeyi bu ülkeye karşı her gün biraz daha soğutmuştu.
Daha akıllı ve nazik insanlar beklerken bir şehir dolusu züppe ile karşılaşmıştı.
Birinin üzerindeki kıyafetin eski ve bakımsız oluşu onlara onun hakkında atıp tutma hakkı verebiliyordu herkese.
Her şey bittiğinde aklına gelen tek şey Soma oldu. Belkide onu unutmak daha iyi olurdu.
Hayır unutmak değil asıl mesele bu değildi onu unutmak ona ihanet olurdu. Bu onu bir aptal gibi gösterirdi. Ve kendisinide aşağılık bir insan olarak.Bu sırada arkalardan insanların arasında boğuk ama gür bir ses duyuldu.
Var gücüyle ölülerin tabutlarını değil isteklerini sırtlanın ki sonsuza dek yaşasınlar.
Taedo bunu söyleyenin kim olduğunu hemen anlamıştı ama bu kalabalığın içinde onu bulmak büyük bir eziyet olurdu.Başını kaldırıp ince bulutların sabahın ışığıyla buğday sarısı olup dört bir yana salındığı gök yüzüne baktı ve demek istekleri sırtlamak.
Karargaha geri döndüğünde aklına dün gördüğü yabancı gelmişti.
Burada ne yapıyordu?
Yoksa yeni bir üye mi diye düşündü gerçi olanları duyduktan sonra daha fazla burada kalacağına ümit vermiyordu.
Kapıyı atladığında içerde pişen sıcak çorbanın baharatlı kokusu tek nefeste benzini yakıp gözlerini yaşartmıştı.Geldiğini gören Semud yürüyüşün kısa sürdü galiba keşke gitmeden haber verseydin pazardan almanı istediğim birkaç şey vardı.
Neyse artık başka bir zamana kaldı.
Tae gözlerini yanan ateşin üstünde tutan sıcak çorbaya ve onu karıştıran hala ismini bilmediği yabancıya çevirdi.
Kendisinde biraz daha uzun fakat daha zayıf bir yapısı vardı.
Üzerinde ona bol gelen daha önce görmediği garip kıyafetleri onu soytarıya benzetiyordu.
Bunun yanında kumral renkte saçları ve yeni çıkan sakalları beyaz pürüssüz tenine iyi oturmuş ve mavi gözleriyle onu tamamlamıştı.Yüzünde dostane bir ifade vardı.
Onda eskiden bu yana tanıdığı bir insanın sıcaklığını hissetmiş ve ona karşı içinde sebepsiz bir güven oluşmuştu.
Tae oturup sesizce beklemeye başlayınca onları tanıştırmayı kendine görev bilen Semud nerdeyse sizi tanıştırmayı unutuyordum bugün ne kadarda dalgınım böyle deyip güldü tabi bu gülüş içten değil sadece gereksiz yere gergin ortamı yumuşatmak için yapılmıştı.Önce Taeye dönüp genç adamı işaret ederek bu bizim yeni üyemiz Dai kendisi kendisi bir büyücü.
Tae şaşkınlıkla gözlerini açmış bakarken Semud devam edip bu sefer Daiye döndü ve bu da Taedo bu loncada benden sonra en yetkili kişi.
Daha doğrusu tek kişi ama eminim ki bir çok kalabalık olacağız.
Burası eski şanlı günlerine geri dönecek.
Tae söze girmeye karar verip demek bir büyücü bana pek inandırıcı gelmedi.
Dai sanırım sanada bunu kanıtlamam gerek kendimi soytarı gibi hissetmeye başladım artık.
Bana inanmayabilirsin.
Bu beni üzmez.
Ama daha uzun bir zaman burada olacağım bu yüzden senin güvenini kazanmalıyım.
Tae hayır buna gerek bir ara ne yapabildiginden bahsetsen yeter de artar göstermeme gerek yok.
İçten içe görmek istese de yeni üyeyi ilk günden bir şeye zorlamak yanlış ve gereksiz olurdu.
Bunun yanında yaptığı yemeğin kokusu çok güzeldi ve hiç yoktan doğru dürüst yemek yapmayı bilen birisi her zaman işe yarardı.Biraz sonra oturmuş yemeği beklerken Tae bu arada getirdiğim altını karargahı tamir için kullanalım önce burayı düzeltmek gerek.
Böylesi izbe bir yere aklı olan kimse gelmez.
Kaseyi önüne indiren Dai öyleyse biz ne oluyoruz.
Bu sırada kâsedan dökülen birkaç damla çorba Taenin ayağına dökülüp onu yakmıştı.
Tae sen önce işine bak nerdeyse ayağımı yakacaksın.
Dai gülümseyip yanmak mı buna alışkındın sanıyordum?Tae ve Semud başlarını çorbadan kaldırıp ona doğru bakarak aynı anda sen neden bahsediyorsun?
Ikilinin şaşkın başlıkları karşısında afallamış olan genç adam kendiside oturup yoksa siz konuşulanları duymadınız mı ah durun bir dakika bunu sadece ben biliyordum.
Geçen günlerde garip bir söylenti yayıldı.
Dediklerine göre genç bir maceracı Salimarin en güçlü adamı katliamcının üstüne girip bir sürü adamını öldürmüş ve altınlarını alıp kaçmış bu onun gibi bir adam için büyük bir aşağılama.
Önü bizzat öldürmeye yemin ettiği söyleniyor.
Dai bir yandan olanları anlatırken bir yandan çorbayı'da iştahla içmeyi ihmal etmiyordu.
Tae peki bu maceracının ben olduğumu nereden çıkardın.
Dai bir yudum daha alıp biraz durduktan sonra bu çok basit maceracı daha önce görülmemiş bir güce sahipmiş.
Kollarını hatta tüm bedenini demire ağaca hatta ateşi donustuebildigi söyleniyor.
Tae bunu anlamış olsada her şey tam olarak açıklanmamıştı.
Önce gerisini Semuddan öğrendiğini düşünüp ona doğru bir bakış attı fakat dai sözüne devam edip.
Seni bu şehirde çok daha öncede görmüştüm ben insanların enerjisini sezip onların ne tür güçlere sahip olduklarını anlayabilirim.
Senin ne çeşit güçlere sahip olduğunu biliyordum zaten beni buraya getirende bu oldu.
Senin gibi birisinin bir büyücüye ihtiyacı olabileceğini düşündüm sence haksız mıyım?Neyse şimdi bunları boş verinde yemeğinizi yetim o kadar emek gösterdim ve siz daha bir kaşık bile almadınız.
İkili yemeğe başladıktan biraz sonra Dai bu arada bir şey daha duydum dediklerine dünyanın dört bir yanından çok güçlü ve nüfuzlu insanlar Dauma geleceklermiş.
Semud çok garip dünya toplantısı Zonia'da olacaktı üstelik bir sene sonra peki belli bir zamanı varmı bu toplamanın.
Dai boş kâseyi yere bırakıp ağzını sildi ve işte gariplik işin burasında belli bir zaman yada aralarında bir bağlantı yok.
Bu daha çok bir süreç gibi bir şeyi aramaya gelecekleri söylenir bir kisiyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖTE DİYARLARA YOLCULUK
FantasyHayalperest bir çoban olan Taedo bir gün köyünün ötesindeki efsanevi dünyayı görmek için yola koyulur. Ama başına geleceklerden habersizdir