'
Mahvolmuş hayatımın son demlerini yaşıyordum. Ne kaçıp gitmeye cesaretim var, nede kalmaya gücüm. Öyle bir çıkmazdayım ki şimdi, yardım elini uzatana bile kararsızlıkla bakacak duruma geldim.
Ben ki, güvenmediğimi bildiğim insanlara bile yardım etmek için koşmuş bir insandım. Şimdi uzattığım elimin parmaklarını sayıyorum, hepsi yerinde mi diye.
Savruluyorum. Bilinmezlikler de kayboluyorum.
Kolumdan sertçe tutulup, yol boyu sürüklenmeye başladım. Ne kaçacak nede bağıracak halim vardı. Yarı baygın gözlerimle neler oluğunu anlamaya çalışıyordum.
Serserilerin elinde kahkahalarla bir yere götürülüyordum, sanırım. İğrenç kokuları burnumu sızlatıyor, attığı kahkahalar kulaklarımı çınlatıyordu. Korkuyor muydum? Evet çok fazla.
Ama şuan buna bile gücüm yoktu.
İçim cayır cayır yanıyor, ama parmak uçlarıma kadar titriyordum.
Sonra bir ses, ıssız sokağı gürültüyle doldurdu.
Silah sesi.
İki kez patlayan bu silah, sertçe yere düşmemi sağladı. Soğuk zemin daha da üşümemi sağlarken, kafam düşmenin etkisiyle yanıyordu.
Yavaşça doğrulmaya çalıştım. Bulanık gözlerimle etrafa baktım. Beni zorla götürmeye çalışan serserilerin iki tanesi yerde acıdan kıvranırken, diğerleri çoktan toz olmuş gözüküyordu.
Kafamı hafif yana çevirdiğim de onu gördüm.
Bütün öfkesiyle bana doğru geliyordu.
Demir.. Kızgınlığı bütün havaya hakimdi. Onu görmem içimi sızlatmıştı. Aklıma Duru'yla gördüğüm o an geldiğin de bir an bayılacak gibi oldum ama sonra Demir beni kucaklayıp havaya kaldırdı.
-Senden nefret ediyorum diye inledim. Biran yolun ortasın da duraksadı ama hiç birşey demedi. Beni daha sıkı tutup yolda ilerlemeye devam etti.
Neden böyle söylemiştim bilmiyorum. Hastalıktan sayıklıyormuydum? Yoksa gerçekten nefret mi ediyordum.
Hiç bir fikrim yoktu.
Tek bildiğim Duru'yu öpmesiydi. Her gözümü kapattığım da o an göz kapaklarımı yakarak kendini hatırlatıyordu.
Eve geldiğimiz de kapı hemen açıldı. Umarım Duru değildir diye içimden dualar etmeye başladım. Onu görmek istemiyordum. Burda kalmak istemiyordum.
Demir beni yavaşça koltuğa yatırdığın da İlker'in sesi kulağımı huzurlar doldurdu.
-Nesi var? Neler oldu? Diye sordu bütün tedirginliğiyle. Korkmuştu, bu ses tonuna çok yansıyordu.
-Git burdan! diye bağırdı Demir. Sert sesi bütün salonda yankı etkisi yaratıyordu.
Sessiz bir şekilde yutkundum.
-İlker dedim kendimi zorlayarak, Gitme! Acınası sesime karşılık kimseden ses çıkmadı. Burası ölüm sessizliğin de boğuluyordu.
İlker yanıma doğru gelmek için bir hamle yaptığında, Demir onu bütün öfkesiyle itti.
Bu büyük bir kavga olacağının habercisi olsa da, İlker Demir'e karşılık vermedi. Gözlerimin tam içine baktı.
Merak etme Karamel, iyi olacaksın. Yine geleceğim söz veriyorum.
İç sesine karşılık gözlerimi kapattım. Demir'e karşı gelmek ne mümkündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesler - Karanlık Mavi ♣
Genç KurguTamamlandı ✔️ Demir & Yüsra ▶▶ Kaybolmuş Sesler Arasın Da Ki; Sessizliğin Hikayesi ▶▶ Yıkılmaz duvarlarının arkasında ki, Güçlü adam.. Doğru bildiği yoldan ayrılmayan, inatçı bir kız. İç sesleri duyması yüzünden onları bir araya getiren, kusursu...