'
Utanç bütün vücudumu kaplamış, nefes alış verişlerimi bile engelliyordu. Kalbim deli gibi çarpıyor, yanaklarımdan alev fışkırıyordu. Bu adam bana ne yapıyordu bilmiyorum ama onun yanında durduğum her saniye benliğimden veriyordum.
Kolumdan tutup beni odaya getirdiğin de konuşmaya çalısmayı bile bırakıp yüzüne bile bakamıyordum. Aslında tek yaptığı fermuarımı açmak olsa da, sanki kendimden bir parçayı daha koparmış gibi hissediyordum. Yaptığı her harekette beni biraz daha kendimden utandırıyor hatta uzaklaştırıyordu.
Dolabıma doğru yöneldiğin de sadece yaptıklarını izliyor elimin bütün tırnaklarını kemiriyordum. Şimdi ne yapıyordu? Elbiselerin içinden en kapalı en gösterişsiz olanını çıkarıp bana doğru fırlattı. Reflekslerim kuvvetli değildi. Daha ne olduğunu anlamadan elbise ayaklarımın ucuna düşmüştü. Düz bir şekilde bana baktı.
-Sen mi giyersin ben mi giydireyim? diye sordu. Giydirmekten zevk alacağını söyler bir ses tonuyla. İçim titremişti. Buna asla izin veremezdim. Bana dokunması bile tüylerimin diken diken olmasına yetiyordu. Hızla elbiseyi alıp ona ters bir bakış attım. Sanki dilim tutulmuş gibiydi. Kolundan tutup dışarı çıkardım. Derin bir nefes alıp aynanın karşısına geçtim. Sağ yanağım baştan sona ruj izi olmuştu. Güzelce onu temizledim. Verdiği kıyafete tiksinir gibi bakıp elime aldım. Üstümdekini çıkarıp hızla onu üstüme geçirdim. Ne yapacağı belli olmuyordu. Her an odaya girebilirdi. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Güçlü olacaktım. Ağlamayacaktım. Ona inat ayakta duracaktım. 'Küçük' olmayacaktım. Sesli bir şekilde nefesimi dışarı üfleyip kapıya yöneldim. Biraz daha bekledikten sonra dışarı çıktım. Salonda yoktu. Dış kapının açık olduğunu görünce oraya yöneldim. Arabasının orda kafasını yere eğmiş elleri ceplerinde düşünüyordu. Umursamadan ön koltuğa geçip emniyet kemerimi bağladım. Delici gözlerini üstümde görebiliyordum. Bu durumlarda şimdi ağzıma geleni saymalıydım ama ona karşı dilim tutuluyordu. Biraz ilerledikten sonra ilker'i alıp devam ettik. İhale hakkında konuşmaya başladıklarında yine onları hiç dinlemedim.
Yemek yiyeceğimiz lüks bir restorantın önünde durduk. İlker kapımı açıp bana gülümsedi. Elini uzatıp çıkmama yardım etti. Çok nazik davranıyordu. Biraz olsun Demir böyle olsaydı ne olurdu sanki? Diye düşündüm. Kafamda ki düşünceleri atıp dışarı çıktım. İlker kolunu gösterip girmemi istedi. Demir'e baktım oda birşey söylemeyince İlker'in koluna girdim.
-Yanına yakışmadım pek güzellik dedi İlker göz kırparak.
-İdare ediyorsun bence diye cevap verdim. İkimizde gülümsediğimiz de Demir bize ters bir bakış attı.
-Şovunuzu içeride yapın burda değil diye uyardı. Demir yığını!!
İçeri girdiğimiz de, bi kaç kişinin oturduğu bi masaya yöneldik. Hepsi takım elbiseli orta yaşlı adamlardı. Yanlarında da benim yaşlarım da gencecik kızlar oturuyordu. Hepsiyle tek tek selamlaşıp yerlerimize oturduk. Gözlerim hayretle o kızlara baktığında İlker beni dürttü. İçinden 'daha hiç birşey bilmiyor, çok masum' diye geçirdi. Kendimi toparladım hemen. Hepsi para için bu adamlarla takılıyordu belli ki.
Demir'in gözü sürekli bendeydi. Böyle yaparsa nasıl konsantre olacaktım.
İhale hakkında konuşmaya başladıklarında dikkatimi verip içlerini okumaya başladım. Hepsi 200 000 300.000 dolar yatıracağını düşünürken, hafif sakallı kısa boylu gür saçlı oldukça bakımlı bir adam 750 .000 dolar diye düşünüyordu. Bunları aklıma iyice not edip yemeğime döndüm. Aynı adam bize dönüp;
-İlker küçük hanım pek muhabbet havasında değil anlaşılan. Geldiğinden beri tek kelime etmedi, dedi
İlker gülümseyip;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesler - Karanlık Mavi ♣
Novela JuvenilTamamlandı ✔️ Demir & Yüsra ▶▶ Kaybolmuş Sesler Arasın Da Ki; Sessizliğin Hikayesi ▶▶ Yıkılmaz duvarlarının arkasında ki, Güçlü adam.. Doğru bildiği yoldan ayrılmayan, inatçı bir kız. İç sesleri duyması yüzünden onları bir araya getiren, kusursu...