Seçim.. Bölüm 45

21.7K 952 44
                                    

Playlist: İndila S.O.S

'

Zaman kavramı en güzel anlarda hızla akarken, kötü durumlarda asla aynı hızı göstermezdi. Bir dakikanın bile bir ömür gibi geçtiği anlarımız mutlaka vardır. Herkesin iyi kötü geçmişi, bitmek bilmeyen hırsları.. Mutlu anlarımı toplasan bir elin parmağını geçmez diyen yaşanmışlıkları..

Dönüp baktım geçmişime. Yaşadıklarıma.. Ailemi kaybetmiştim ben. Yüzlerini bile hatırlayamıyordum. Resimlerde gördüğüm kadarıyla vardılar hep anılarımda. Ben, onların silüetleriyle hayaller kurardım hep. Yaşamadığımız şeyleri sanki yaşamışız gibi gözlerimi kapatıp hayal ederdim. Belki çocukluk, belki aptallıktı bu yaptığım, bilmiyorum. İyi hissettiriyor muydu? çok..

Sonra Demir diye bir gerçek çıktı karşıma. Hayatın toz pembe olmadığını parça parça yaşayarak gösterdi bana. Yüzüme vura vura küçüklüğü, aslında büyümeyi o öğretti bana. Güçlü olmayı, ayakta nasıl durmam gerektiğini.

Ayaklarımı iyice kendime çekip, kafamı dizlerime gömdüm. Soğuk nezarethane duvarlarıyla baş başa kalmıştım. Düşünmek için fazla zamanım ama burada neden durduğumla ilgili hiç bir bilgimin olmadığı gerçeğiyle. Uyuşturucu ve fazla alkol kullanılan bir mekanda Demir'le yakalanmıştık. Sanırım yasal değilmiş. Tek suçumuzun yanlış yerde ve yanlış zaman da olduğumuzdu. Sonra aklıma takılan bir başka soruyla, yan tarafta parmaklıkların ardında, başka bir parmaklığa hapsolmuş Demir'e çevirdim gözlerimi.

Oldukça rahat biz pozisyonda oturmuş, gözlerini üstüme sabitlemiş düz bakışlarıyla bana bir o kadar yakın, bir o kadar uzak duruyordu. Rahatlığı bende bazı düşünceleri meydana getirdi. Bu onun kaçıncı polisiye suçuydu? Daha kaç kere burda böyle tutulmuştu?

-Burada daha ne kadar kalacağız Demir? Sesim boş koridorları doldurdu.Sanki dünyanın tek suçlusu bizmişiz gibi nezarethanenin boşluğuna sıkışıp kalmıştık.

-İlker'e ulaşamadım ama sesli mesajımı aldığı anda burada olacaktır. Biraz sabret ufaklık, sen kadar bende yabancıyım buraya.. Dediğin de gözlerimi kırıştırdım. Bu daha önce hiç tutuklanmadığı anlamına mı geliyordu?

-Nasıl yani? Daha önce hiç tutuklanmadın mı? Şaşkınlığım ses tonumdan dökülüyordu. Demir'i tanıyan herkes bu söylediğine karşın şaşırırdı. Dışarıdan fazla tehlikeli gözüküyordu. Ki ben, yaptıklarına da birebir şahit olmuştum.

-Sence ben tutuklanacak kadar acemi biri miyim? Dediğin de yavaşça yutkundum. Buradan da şimdiye kadar çıkmıştık, İlker fingirdeşmek yerine telefonlarına baksaydı! Sonra ağzında bir kaç küfür mırıldandı. Çok sinirli konuşsa da her zaman suratının düz olmasına şaşırdım sonra. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu sahi? Tutuklanmıştık resmen. Bu ona birşey ifade etmiyor muydu? Bari aynı yere koysalardı bizi, eğlenecek birşeyler bulurduk! Dediğin de gözlerimi büyütürek ona baktım.

-Sahiden mi Demir? Bu durumda bile mi? İnanılmazsın.. Çapkınca dudaklarını yukarı kıvırdığında, yüzümün kırmızılaştığına inandım. Benimle eğleniyordu.

-Her zaman güzelim, her zaman!

O sırada koridordan sesler gelmeye başladığın da, bütün dediklerini unutup oraya odaklandık. Bahadır, bir kolu hala sargılı bize doğru gelmeye başladı. Onu görünce içimi büyük bir rahatlama kapladı. Demir'in ise çene kasları gerildi. Ona göre biz şuan Bahadır yüzünden buradaydık. Haksız da sayılmazdı ama sonuçta uyuya kalan bizdik.

-Demir bey çok üzgünüm. Yeni haberim oldu. Daha önceden haberim olsaydı hemen müdahale ederdim!

Bahadır'ın mahcup bakışlarıyla,Demir'in onu şuan öldürmek istediği bakışları arasında büyük bir fark vardı. Tehlike vardı bir tarafta.. Bir tarafta herşeye razıyım bakışları.

Sesler - Karanlık Mavi ♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin