'
Toz bulutlarının ardında ki maviliği görmek huzur getirirdi içime. Denizin mavisine aşık yaşıyordum yıllardır. Ben bu mavilerle büyümüş, tek huzurun bu renk olduğunu sanırdım. Demir'in gözlerinin mavisini görene kadar.Öyle ki, insanın içini ısıtan bir mavilikte. Aynı zaman da, insanın içini acıtan bir koyulukta. Huzur geliyor bir kere gülse kalbime. Her mavinin tonunu taşıyordu gözleri. Ihtiyaç duyduğum tek renkti şuan, onun okyanus mavisi gözleri. Çünkü verecek tek tesellim yoktu. En bocaladığım konuydu bu, bilgi sahibi olmadığım konu hakkında akıl vermek. Üstelik konu tamamen aydınlanmamıştı. Duru bile emin değildi hamile olduğundan. Ben ne diyebilirdim ki şimdi?
"Bana yardım etmeni istiyorum" Dediğin de, yerimde rahatsızca kıpırdandım. Gözlerinde gördüğüm bu duygu, hiç hoşuma gitmemişti.
"Nasıl?"
"Yarın doktora gideceğim. Ama burada ki doktorlar hep tanıdık. Ismimi verdiğim anda, İlker'in haberi olur."
Demek istediğini anlayamıyordum. İlker'in haberi olmayacak mıydı ki?
"Ve?" Sorma diyordu iç sesim. Bu konunun sonu hayra alamet değil.
"Seni pek tanıyan yok. Senin ismini vererek test yaptırmak istiyorum. Bana yardım eder misin?" Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Yada nasıl tepki vereceğimi. Demir'in bundan hoşlanacağını hiç sanmıyordum. Ondan bir şey saklamak da istemiyordum.
"Lütfen Yüsra. İlker'in haberi olmaması lazım. Önce bir test yapalım. Belki hamile değilimdir?"
Sesi dua ederce çıkıyordu. Bu bebeği istemediğini görebiliyordum ama sesli söylememişti henüz.
"Duru, ben..."
"Yüsra lütfen. Başka çarem yok. Bu testi yapıp karar vermem gerekiyor. Senden başka yardım alacağım biri yok"
Söylediği her kelime beni üzüyordu. Sorun ona yardım edip etmemem değildi. Sorun, eğer hamileyse ne olacağıydı.
"Hamileysen ne yapmayı düşünüyorsun Duru?" Diye sordum cevabından korksam da.
"Ben çocuk sahibi olamam Yüsra. Ben kendime bile bakamıyorum, ona nasıl bakarım? Böyle bir sorumsuzluk yaptığımıza inanamıyorum ama olmaz yapamam"
İçime işliyordu her bir kelimesi. Daha varlığından emin olmadığımız bebeğini istemiyordu. Başıma gelseydi ne yapardım bilmiyorum ama asla küçücük bir bebeğin canına kıyamazdım. Aklıma takılan tek konunun bu olmadığını elbette biliyordum. Ben daha dün akşam Duru'yu kıskanıyorken, onun İlker'den hamile kalması suçlu gibi hissetmeme neden olmuştu. Bazen aşırı kıskanç oluyordum.
Sadece o mu? Siz Demir'le öpüşmekten ileri gitmemişken. Diye araya girdi iç sesim. Ben bu duruma düşmektense, hiç ileri gitmemeyi tercih ederdim elbette. Birde Aslı çıkmıştı başıma. Demir'e bakışlarını unutamıyordum. Ondan uzak durdukça benden soğur muydu? İlla birlikte olmak gerekiyor muydu bunun için? Kim ne derse desin ama bence gerçekten klişe olsada 'evlenmeden olmaz' diyenlerdendim. Bu yaptıkları yanlıştı. Şimdi bu yanlışta boğuluyor, beraberinde beni de dibe çekiyorlardı.
"Sende bir şey var?" Diye sorarca konuştu Duru. Bu durumda kendi sorunlarımdan bahsetmek ne kadar doğruydu bilemiyordum.
"En iyi arkadaşın olup sana bilmediğim konu hakkında teselli verebilirim. Yada biraz bencil olup kendi sorunlarımdan bahsedebilirim" hiç yoktan seçim şansımı ona bırakabilirdim. Onun sorunu daha önemliydi.
"Ay lütfen bencil ol. Bu konu hakkında yarın doktor evet hamilesin demedikçe konuşmak istemiyorum. " Onun bu haline gülümsedim. Her konu da böyle dalga geçmesi onu güçlü yapıyordu. Belki de en güçsüz haliydi bu onun. Çözemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesler - Karanlık Mavi ♣
Ficção AdolescenteTamamlandı ✔️ Demir & Yüsra ▶▶ Kaybolmuş Sesler Arasın Da Ki; Sessizliğin Hikayesi ▶▶ Yıkılmaz duvarlarının arkasında ki, Güçlü adam.. Doğru bildiği yoldan ayrılmayan, inatçı bir kız. İç sesleri duyması yüzünden onları bir araya getiren, kusursu...