"Medyada; Demir ve İlker.
"
Gizli saklı yapılan işlerin gün yüzüne çıkması, herkesi bozguna uğratmıştı. Kimse kimsenin yanın da değil, aksine arkasın da bekliyordu. Bu her an saldırabilmek amaçlı yapılan korkunç bir mücadeleydi.Düşüncelerim, duygularım hepsi birbirine kenetlenmiş, çözülmek için çaba harcıyordu. Duru'nun söyledikleri içim de alev etkisi yarattı. Nefreti öyle büyüktü ki, bunun altından kalkacak ne gücüm, nede sabrım vardı.
Şaşkınlıkla gelen kişiye bakıyor, onun bu konuyla ne gibi bir ilgisi var diye düşünmeden edemiyordum. Nasıl bir işin için de yine sır gizliydi merak ediyordum.
"İlker?" Diye sordum sonun da şaşkınlıkla. O da beni gördüğünü beklemiyormuşçasına baktı suratıma. Bir elini ensesine götürüp, babasına yakalanmış yaramaz çocuklar gibi gülümsedi. Neden hiç olmadık zamanlar da yada beklemediğim anlar da karşıma hep aynı isim çıkıyor, diye düşünmeden edemedim.
"Şey... Merhaba Yüsra. Sen burada ne arıyorsun?" Bugün benim sormam gereken sorular ters istikamete yöneltilerek beni hedef alıyordu. Kaşlarımı istemsiz kaldırıp ona baktığım da, tedirginlikle omuzlarını kaldırdı.
"Burada neler dönüyor? Biri açıklayacak mı?" Diye sordum sabırsızca. İlker Duru'yu gördüğüne değil de, beni gördüğüne şaşırdığı için zaten durumdan haberi var diye düşündüm.
"Duru'yu kontrole geliyorum her akşam. Başını belaya sokmasın diye ama daha ne kadar sokacaksa?" İlker iğneleyici laflarını Duru'ya yöneltiyordu. Duru ise kollarını birbirine kavuşturmuş, umurumda değil havalarındaydı.
"Ah!" Dedim elimi alnım da gezdirerek. "Demir bunu duymamalı!"
"Neyi duymamam gerekiyor?" Sert çıkan sesin sahibine döndüğüm de, dudaklarımın içini ısırdım. Bu gece daha ne kadar karışacaktı?
Demir, tüm öfkesiyle bana doğru yürümeye başladı. Bu hareketi yavaşça yutkunmama sebep oldu. Tüm heybetiyle karşım da durdu.
"Oyalanma lafının neresini anlamadın sen?" Hadi ama! Bu kadar olay olmuş, Duru'yu bulmuşum yine suçlu ben mi oldum? Kirpiklerimin altından baktım şaşkınca.
"Demir burada konu ben değilim!" Dedim gözlerimle onları işaret ederek. Tembelde bakışlarını onların üzerin de gezdirdi ve tekrar bana döndü.
"Olan biten her şeyi öğrendim zaten ama..." Deyip delici bakışlarını İlker'e döndürdü. "Senin bu konuyla ne alakan var, onu anlamadım!" İlker sessizliğini korurken Demir'in koluna dokundum. Gözlerini önce kolunda ki elime, sonra bana çevirdi.
"Demir gidelim buradan!" Dedim üstüm de ki elbiseden oldukça rahatsız olmuştum ve soğuk içime işlemişti. Parmak uçlarım sızlıyordu.
"Ben hiç bir yere gelmiyorum!" Duru'nun ani çıkışıyla gözler ona döndü. Arkasını dönüp yürümeye başladığın da Demir seri bir harekette kolundan çekip onu durdurdu. Duru acıyla suratını buruşturdu.
"Asıl en önden sen geliyorsun!" Tükürürmüşçesine konuştu Demir. Ben bile bu ses tonuna karşılık irkilmiştim. Büyük bir sessizlik oldu ortam da. Tedirginlik elle tutulur cinsten belirgindi ve bu beni rahatsız ediyordu.
Duru pes etmişçesine Demir'in önünden yürümeye başladı. Bizde İlker'le onları takip ettik. Kimse konuşmuyor, ortalığı huzursuz çıkan nefesler dolduruyordu.
Arabanın yanına geldiğimiz de, Demir yanına oturmam için kafasıyla işaret etti. Bende bir şey söylemeden yanın da koltuğa geçtim. Her ortam da beni böyle sahiplenmesi çok garip bir duyguydu. İlker'le Duru arkaya geçerken, sessizlik artık can sıkıcı hale gelmeye başlamıştı. Sıkıntıyla nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesler - Karanlık Mavi ♣
Ficção AdolescenteTamamlandı ✔️ Demir & Yüsra ▶▶ Kaybolmuş Sesler Arasın Da Ki; Sessizliğin Hikayesi ▶▶ Yıkılmaz duvarlarının arkasında ki, Güçlü adam.. Doğru bildiği yoldan ayrılmayan, inatçı bir kız. İç sesleri duyması yüzünden onları bir araya getiren, kusursu...