'
Herkes bir şekilde yaşamaya çalışıyor bu hayatta. Herkesin sorunları, kötü bir geçmişi mutlaka var. Unutamadığı anılarının baş rolünde. Hayata tutunmaya çalışan insanlarla çevrili bu ara hayatım.Emre'nin tek suçu aşk mesela. Kötü biri değil aslında, bunu görebiliyorum. Sadece bir insana koşulsuz bağlanmış. Sonuçlarına da katlanmak zorunda hissediyor kendini.
Ben gibi.İlker, Demir'den korkmuyor mesela. Ona kendini borçlu hissediyor. Kötü çocukluğundan onun sayesinde kurtulmuş, artık ne derse yapmak zorunda hissediyor oda kendini.
Demir.. Ah, tanımlayamadığım adam. Yaşayamadığı çocukluğu, kimsesizliği, kötü geçmişi yüzünden; soğuk, acımasız kişiliğine büyüterek, kötü adam imajını takınıyordu. Ama öyle biri değildi. Demir'de çözemediğim çok farklı duygular vardı.
Aslında hepsi birer korkak!
Gerçek kişiliklerini, duygularını gösteremeyecek kadar korkak. Ben ki; mutluysam mutlu, üzgünsem üzgün, neysem o. Asla duygularımın arkasına sığınmayacak kadar cesur. Onlardan güçlüydüm belki de. Başıma ne gelirse gelsin, ayakta kalmayı pekala başarmıştım.Peki Duru?
Onun bu hayatta ki tek amacı Demir miydi? İşte bunu gerçekten anlayamıyordum. Kötü olmak için bu kadar oyun oynayan bir insanın, gerçekten ne yaşadığını merak ediyordum.
Tedirginlikle geçirdiğim bu gece de, zorlukla uykuya dalıyor, bir türlü gerçek anlamda uyuyamıyordum. Demir yatağın bir ucunda gözünü kırpmadan tavanla bakışıyordu. Bu gece düşüncelerle boğuşan bir ben değildim anlaşılan.
Kısa kısa uykuya dalmalarım bir işe yaramasa da, Demir gibi bütün geceyi uykusuz geçirmemiştim. Ne düşünüyordu bu kadar? Benim doğru söylemediğimi mi? Duru'nun yaptıklarını mı? Yoksa Demir Koran'a oyun oynanmaması gereken çizgiden çıktıkları için, onlara yapacak olduğu kötülükleri mi?
Hava yavaşça aydınlanmaya başladığın da, yerim de rahatsızca kıpırdandım. Uykusuzdum, buda başımı ağrıtıyordu. Gök yüzü tüm griliğiyle ortaya serilmişti.
"Uyumayacaksan gidelim." Dedi buz gibi sesiyle. İçime kadar işlemişti bu soğukluğu, titredim. Gözlerimi ellerimle ovuşturup ona döndüm.
"Nereye?" Diye sordum uyku mahmurluğuyla çıkan kısık sesimle. Gün daha yeni aydınlanıyordu, etrafta tek yaprak kıpırdamazken biz nereye gidiyorduk?
"Bu anlattıklarını kanıtlayacak birine." Tok sesi kulaklarıma dolduğun da, uykusuzluktan kızaran gözlerine baktım. Ben kendimden çok emindim. Peki Demir duyduklarını kaldırabilecek miydi? İşte benim kafama taktığım buydu.
"Bu işin sonun da benden özür dinleyeceksin." Dedim sesim hiç olmadığı kadar kesin çıkmıştı. Gözlerime dikkatlice baktı. Öyle ki, bu işin sonun da gördüğüm bu gözler, bunun yerine pişmanlıkla dolu olacaktı.
"Umarım." Hızla yataktan kalktığın da, bende arkasından kalktım. Bana inanmayı istiyordu ama Duru'nun böyle bir oyun oynadığını düşünmek onu deliye döndürüyordu.
Üzgünüm Koran, iki seçeneğimiz maalesef yok!
"Bunu giy hava soğuk. Hasta olmanı istemem."
Duygudan yoksun çıkan sesine karşılık, uzattığı deri ceketi aldım. İyi bari hala beni düşündüğünü bilmek güzeldi! Ceketin fermuarını yarıya kadar çektiğim de, yanıma gelip boğazıma kadar çekti. Omuzlarımdan tutup kafasını bana iyice yakınlaştırdı. Mavi gözler bugün çok donuk bakıyordu.
"Haklı çık ufaklık, buna ihtiyacım var!" Dedi düz bir sesle. Arasam belki altından bir sürü duygu bulabilirdim.
"Duru'nun sana oynadığı oyunun doğru olmasını mı istiyorsun?" Dedim şaşkınlıkla. Ona güveniyordu. Bu her halinden belliydi oysa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesler - Karanlık Mavi ♣
Novela JuvenilTamamlandı ✔️ Demir & Yüsra ▶▶ Kaybolmuş Sesler Arasın Da Ki; Sessizliğin Hikayesi ▶▶ Yıkılmaz duvarlarının arkasında ki, Güçlü adam.. Doğru bildiği yoldan ayrılmayan, inatçı bir kız. İç sesleri duyması yüzünden onları bir araya getiren, kusursu...