Kupa Kızı & Sinek Valesi.. Bölüm 43

25.8K 1K 85
                                    

Playlist: Teoman-Kupa Kızı Sinek valesi.

Medyada, Bahadır <3

'

Sonu gelmez sorunlarıma bir yenisi daha eklenmişti. Ne zaman mutluyum desem, arkasından mutlaka bir olay baş gösteriyordu. Alışmış mıydım? Elbette ki hayır.

Karma karışık olmuş kafamla gittiğim bu yolun hiç bir önemi yoktu. Ne denilirse yapıyordum sadece. Demir ne istediyse. Unutmamam gereken birşey vardı. Demir her ne kadar benim sevgilim olsada, aynı zaman da da patronumdu. Bunu aklımın bir köşesine kazısam iyi ederdim. İşle aşkı birbirine karıştırmamam lazımdı değil mi? Hadi ama filmlerde falan yaşamıyordum ben. Böyle birşeyi tabi ki kabul edemezdim. Bunun hesabını soracaktım o Demir yığınına! Beni öylece bir yabancıya teslim etmek neymiş gösterecektim evet! Şuan iç sesim bu söylediğime küfürler etse de bunu yapacaktım. Yapmalıydım.. Yapmam lazımdı.. Lanet olsun!

-Evet Yüsra hanım, geldik. Bahadır'ın sesiyle bir an düşüncelerimden kurtulup, geldiğimiz yere baktım. Kocaman bahçesi olan, büyük bir evdi. Ev demek hakaret olurdu villaydı resmen. Nereye geldiğimizi sorgulamadan açtığı kapıdan çıktım. Sorgulamam anlamsızdı. Sonuçta Demir beni asla tehlikeye atmazdı, öyle değil mi?

Kocaman ve özenle döşenmiş bu eve hayranlıkla baktım. Bahadır'ın arkasından merdivenlere tırmandım, ve gösterdiği bembeyaz odaya adımımı attım. Ortada koca bir yatak vardı ve her mobilya da olduğu gibi buda beyaz renkteydi.

-Burası sizin Yüsra hanım. Dedi ve masanın üstünde duran iskambil kâğıtlarını bana uzattı.

-Bunlar ne? Diye sordum. Bilmediğimden değil, sebebini merak ettiğimden.

-İskambil kağıtları Yüsra hanım. Bir hafta sonra büyük bir oyun var. O zamana kadar bu kartları size öğreteceğim. Şimdilik sadece kartları tanıyın. Dediğin de kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Bu da ne demekti şimdi?

-Peki benden tam olarak ne istiyorsunuz? Diye sordum şaşkın çıkan ses tonumla. Gerçekten anlamıyordum.

-Sizden istediğimiz bir hafta için de kartları tanımanız ve karşı masada ki insanların iç seslerini okuyarak bize aktarmanız, yani demek istediğim...

-Hile yapmamı istiyorsunuz? Şaşkınlıkla lafını bölmüştüm. Bahadır çok sabırlı bir insandı. Çok da anlayışlı. Bu lafları Demir'e sorsam kesinlikle bir cevap alamazdım 'sadece otur ve yap' cevabını alırdım.

-Sadece bize yardım etmenizi istiyoruz.

-Hile yapmamı istiyorsunuz. Diye tekrar ettiğim de, eliyle ensesini kaşıdı.

-Evet, sanırım bunu istiyoruz. Lütfen şimdilik sadece iskambil kâğıtlarını tanıyın. Daha önce hiç oynadınız mı? Diye sorduğunda olumsuzca kafamı salladım. Pekala işimiz zor olacak ama bunu bir hafta içinde halletmek zorundayız. Dediğin de kaşlarımı çattım.

-Biliyor musun Bahadır? Bunu yapmak zorunda değilim. Şuan burada olmak zorunda değilim. Kumar öğrenmek zorunda değilim. Dedim kendimden emin bir şekilde. Haklıydım da. Göz göre göre benden hile yapmamı istiyorlardı.

-Biliyorum Yüsra hanım, değilsiniz. Burada sadece Demir bey'e verdiğiniz değer için durduğunuzu da biliyorum. Dediğin de bu kadar şeyi nereden biliyor diye düşündüm. Bahadır çok garip biriydi ve çözemiyordum. Rahat tavırları. Konuşmaları. Fazla efendiydi ve uzun zamandır görmediğim bir özellikti.

-Bunu da nereden çıkardın? Diye sordum cevabına karşılık. Bu kadar emin konuşması normal miydi? Tamam haklıydı orası ayrı. Keyfimden burada durmadığım açıkca oradaydı.

Sesler - Karanlık Mavi ♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin