Araf.. Bölüm 29

27.5K 1.2K 62
                                    

'

Tükenmişliğim, hayatımın tamamını kaplıyordu.

Yaşadığım olaylara bir isim bulamıyordum.

Güçsüzlüğüm, hayal kırıklığım, ezilen duygularım hepsi sanki bir olmuş, ömrümden çalıyordu.

Yaşadığım hayal kırıklıklarını saymayı bırakalı çok olmuştu.

Cennetle cehennemi aynı anda tattıran bu adam, bana arafta kalmayı öğretmişti.

Öyle bir duygu ki cennete gitmeye iznim yok, geri adım atsam arkası cehennem.

Ben arafta sıkışıp kalmış küçük kız çocuğu.

Bir haftadır aynı evde, aynı yatağın içinde kendimi hapsetmiştim.

O gün, o evden kaçarcasına Alp'in evine sığınmıştım ve bir daha çıkmamıştım.

Demir, adı bile canıma ihanet!

Bir daha ne aradı, ne merak etti. Aşık olduğunu anladığı anda kaçmıştı benden. Korkaklığının arkasına saklanmıştı.

Koskoca Demir Koran, aşık olmaktan korkmuştu.

Yıkılmaz, korkusuz, güçlü kişiliğini yıkan şey Aşk'tı! Bu onu güçsüz yapmıştı ve Demir'in güçsüzlüğe tahammülü yoktu.

İçim de bir yerler acıyordu. Geçecek diye beklerken, gün geçtikçe acım dayanılmaz oluyordu.

Özlüyordum, lanet olsun çok özlüyordum. Her gün biraz daha arsızlaşıyordu bu duygum. Başa çıkamıyordum.

O günden sonra zihnimi kapatıp bir daha açmamıştım. Kimsenin düşünceleri duymak istemiyordum. Bana acımalarını istemiyordum.

Alp'in yatağını esir almıştim resmen geldiğimden beri burda yatıyordum.

İlker bir kaç kez beni görmeye gelmişti ama onu yollamıştım.

Kimseyle konuşacak durumda değildim.

Odamın kapısı açıldığın da, yorganı kafama kadar çektim. Alp' oflayarak yanıma geldi ve hızla yorganı üzerimden attı. Gözlerimi açmadım.

-Bücür kalk şu lanet yataktan! Diye azarladı beni. Umursamadım. Hergün bıkmadan bunu tekrarlıyordu.

Patronum mekanı başkasına devredecekmiş, devretmeden işe başlamak istersen tekrar işe alınabilirmişsin. Hadi bu iyi haber?

Gitmiş bide benim için patronuyla konuşmuş. Gözlerimi ağır ağır açtım. Ellerini beline koymuş kafamda dikiliyordu.

Şu evden dışarıya adımımı atmak istemiyordum ama böyle yatarak Alp'e kendimi baktıramazdım.

-Tamam. Dedim umursamaz sesimle.

-Ha şöyle kalk be kadın! Diye sitem ettiğin de, ona gözlerimi devirdim. Bu enerjiyi nereden buluyordu?

O sırada kapı çaldığın da Alp bakmaya gitti. Bedenimi doğrulmak için zorladım. Kafam kazan gibiydi. Gözlerim ağlamaktan artık şişmeyi bırakmış, morarmaya başlamıştı. Berbat bir halde gözüktüğüme emindim. yavaşça yataktan kalkıp salona geçerken, ilker'i gördüm.

-İyi hiç yoktan artık yataktan kalkıyorsun! dedi alaycı sesiyle. Omuz silkip koltuğa oturdum.

Oda tam karşıma oturduğun da, gözlerini gözlerime dikti.

Kaş göz işareti yaptığın da, içinden konuştuğunu anladım.

Bu çocuk niye benimle böyle iletişime geçiyor hiç anlamıyorum.

Sesler - Karanlık Mavi ♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin