"KARANLIĞA GÖMÜLMÜŞ HAYALLER İÇİN BİR CAM KENARI LÜTFEN"...
-SU-
başımda iki kişinin boğuk sesli tartışmasını dinliyordum sesler uzaklaşıyor ve tekrar yakınlaşıyor gibiydi gözümü nedense açamıyordum göz kapaklarıma ağırlık konulmuş gibiydi belimde ve kafamın arkasında derin bir sızı beliriyordu hiç durmadan davul çalmak gibi buna rağmen sesler kesilmemişti gözlerimi zar zor araladığımda adamın yakasına yapışmış olan ateşi gördüm kafası bana dönüktü ikiside öylece bakıyordu en sonunda adamı bırakıp yanıma geldi herşey şimdi netleşmişti bu tuzaktı turunçun tuzağı ailemin katili ve şimdide bizim katilimiz olucaktı burada ölüp gidecektik işte sonumuz gelmişti yattığım yerden kalktım insan bi içeri yatağa götürrüdü koltuğa yatırma fikri hangi öküzden çıkmıştı acaba.
SU-ateşşşşşşş.diye cırladım koyulaşmış gözleriyle bana bakıyordu yüzündeki şaşkın ifade görülmeye değerdi.
ATEŞ-ne? noldu ağrınmı başladı gene ben dedim ama bu hıyar herif götürmediki keşke denize atlıyıp kıyıya yüzme fikrini gerçekleştirseydim şimdi bu yatta olmazdık.
SU-kıyıya ulaşamadan boğularak ölseydik yani gerizekalı.arakada kıkırdayan adama döndüm bu durumda bile gülebiliyordu sinirle ateşin kolundan tuttum ve odalardan birine soktum.
SU-nereye götürüyo bizi.
ATEŞ-büyük adaya enesin yanına.
bu iyiydi en azından şuan için ölmeyecektik ateş saçlarını karıştırıp geri çekildi oda okadar küçüktüki ben duvara yapışmış bir biçimde ateşte nefesini hissedebileceğim bir mesafedeydi.
ATEŞ-öyle bir düştünki şuanda ölü olman gerekirdi. işte ben edasıyla gülümserken o kaşlarını çattı sahi benim için belliki korkmuştu biraz daha yaklaştığımda aramızdaki mesafeyi kapattım ve kollarımı beline doladım her nekadar birleşmesede ellerim kafam çenesine geliyordu oda bana sardı kollarını.
SU-özür dilerim buraya gelme fikri benimdi. cıkladı ve geri çekilip elini yanağıma koydu kafamı yan yatırdım.
ATEŞ-eğer gelmeseydik nehiri nasıl öğrenecektik şimdi bir ihtimalimiz var dedi.
ve arkasını dönüp küçük aynanın önündeki çekmeceyi açtı "salak herif"diye mırıldadı yanına gidip açtığı çekmeceye baktım bir kaç bıçak duruyordu üstündede peçeteler hangi mantıkla burda bulunduruyordu anlamıyorum yatım olsa kesinlikle bütün kesici aletleri saklardım ben sonuç itibariyle ekrem beyin üvey kızıydım.
ATEŞ-yanında bulunsun orada ne olacağı belli olmaz dedi ve göz kırptı içimde birşeyler eriyip giderken odadan çıktık ve turunçun yanına yukarı çıktık koltuğa kurulmuş bekliyordu.
ATEŞ-neden hareket etmedik hala gördüğün gibi su iyi gidelim şu adaya.
TURUNÇ-ne kadar acelecisin çocuk. adamın konuşma tarzı türk filmlerinde cüneyt arkın replikleri gibiydi istemsizce güldüm ateş koluma vurduğunda toparladım ve "hadisene"dedim adamın gözleri beni bulduğunda ürkmüştüm bir kaç adımda ateşin arkasına geçtim ve kolunun boşluğundan bakıyordum.
TURUNÇ-yarım saatlik bir yolumuz var bizi bekliyolar. kim bizi bekliyo enesmi eminim beklemiyordur o hayvan nehire zarar verdiyse bitiricektim işini bıçağı sokucaktım göz bebeklerine.
yol boyunca ne turunç nede ateş hiç konuşmamıştı arada bir bize dönüp bakıyordu ama ben yine bebek gibi ateşe sığınıyordum oda bu durumu umursamadan yolun bitmesini bekliyordu limana vardığımızda adam yatı yanaştırdı ve limanda bekliyen adamlara işaret etti adamlar sahiden korkulucak tipti dayımın adamlarının iki katıydı yata binip bizi indirmek için çekiştirdiler kolum acıyordu ama tepinmem bir işe yaramadı adam havada indirdi beni ateşte küfür ediyordu böyle şeyler ona cidden tersti adamları yere indiremezdi ama bakışlarıyla etkilerdi yani beni etkiliyordu sonuçta.biraz yürüdükten sonra lüks bir otele girdik dışı bembeyazdı ve tarihi bir bina gibi duruyordu pencerelerinde demirliker ve demirliklerin arasında saksılar rengarenk çiçekler dikkat çekiyordu kapıyı açıp içeri soktu bizi adam küçük bir danışma bölümü vardı bir tane esmer kız duruyordu giyimide hiç resmi değildi böyle lüks duran bi otele göre şirin lükslerdendi ama bu otel.kız hızlıca ayağa kalkıp asansörün düğmesine bastı asansörde vardı gülmemek için kendimi zor tuttum sanki dışı kimse anlamasın diye şirin yapılmış içerisi kötü işler için kullanılıcak gibiydi turunç açılan asansör kapısından içeri girdi ve bir adam ateş ve ben diğer adam kulağındaki kulaklığı tutup birşeyler söyledi o sırada kapı kapandı.en üst kata vardığımızda önce biz sonra turunç indi odalardan birine yönlendirirken "dinlenin akşam yemekte görüşürüz"dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHLAKSIZ HAYATLAR
RomanceYOLUNU KAYBETMİŞ DÖRT GENÇ GERÇEK HAYATLA YÜZLEŞMEK ZORUNDA KALMIŞ HERŞEY ANLATILANLAR KADAR KOLAYMIDIR ATEŞ VE SUYUN AŞKI HERŞEYİN ÜSTESİNDEN GELİRMİ ? NEHİR VE ENES KOCA ŞEHİRDE BİRBİRİNİ BULABİLİRMİ YA KÖTÜLER ONLAR HANGİ CEHENNEMDELER?????