Alarmın sesiyle sıçrayarak uyandım.
“N’oluyor amına koyayım?” dedim gözlerimi açmadan.
Daha doğrusu açamadan.
Azıcık açsam güneş tecavüz ediyordu.
El yordamıyla telefonumu bulup, hunharca ekrana bastım. Sonunda o iğrendirici sesi susturabildiğimde mantıklı düşünmeye çabalıyordum.
Neden bu saatte sokuk alarm bir alarm sesiyle uyanmıştım?
Neden boynum sanki üzerinde biri tepinmiş gibi ağrıyordu?
Neden güneş bu kadar dibimdeydi?
Ve neden etrafım sigara izmaritleriyle kaplıydı?
Dün geceyi bütün yavaşlığımla hatırlayınca cevaplar da kendiliğinden gelmişti.
Başak. Uğurlama. Balkon. Sigara. Yağmur.
Yağmur!
En son burada oturmuş sigara içmeye devam ediyordum ve gün aydınlanıyordu. O sırada uyuyakalmış olmalıydım.
Gözlerim fazlasıyla yanıyordu. Üç gündür sadece birkaç saat uyuduğumdan belki...
Aceleyle kalkıp odama girdim.
Yağmur’un dün bıraktığım şekilde uyumaya devam ettiğini görünce ister istemez rahatlayarak nefesimi vermiştim. Başımı eğdiğimdeyse kendi halimi gördüm: üstüm başım pislik içindeydi, gömleğimin alt kısmı kurumuş kanla kaplıydı.
O kadar fazla kanadığını düşünmemiştim. Birkaç sıyrık değil miydi?
Dirseğime bakınca yarayı tam görememiştim çünkü etrafını çevreleyen dolu kan lekesi vardı.
Dolabıma yürüyüp temiz kıyafetlerimden çıkardım. Kapağı ben tutamadan kendiliğinden kapanınca, odada bir çarpma sesi yankılandı.
Yağmur da bu sese binaen hareketlendi ve yavaşça gerindi.
Sonra da kırpıştırarak gözlerini açmıştı. Ona baktığımı anlamasın diye hemen geri kıyafetlerime döndüm.
Gözleri beni bulmuş, “Savaş!” deyip heyecanla doğrulmuştu. Ardından suratını buruşturup boynunu tuttuğunu gördüm.
Elimde kıyafetlerle ona bakmadan banyoya doğru yürümüştüm. Ona bakarsam aptal ifademi görebilirdi.
Sadece, “Geliyorum,” dedim mırıltıyla.
Banyoya girip ardımdan kapıyı kapatmıştım. Duraksamamın ardından aksimi görmek üzere aynaya döndüğümde, direkt yüzümdeki uzun, altında da sanki desen yapılmış gibi duran birkaç tane kısa, mor çiziği gördüm. Gözlerimse kıpkırmızı olmuştu.
Bu ne lan faça atmış gibi?
Yüzümü yıkayıp kurulamadan üzerimdekileri çıkardım. Sonra da doğruca duşa girdim.
Temizlendiğimden emin oluncaya kadar duşta kalmıştım. Hatta biraz daha fazla... Çıkasım gelmiyordu. Veyahut yüzleşesim.
Ama bir şekilde istemeye istemeye suyun altından çıkmış banyoda üzerimi giyinmiştim. Daha fazla düşünüp heyecanlanmamak adına oradaki işim biter bitmez hızlıca kendimi odaya attım.
Yatakta oturmuş hâlâ beni bekliyordu.
Hiç sıkılmaz mıydı bu kız?
Ama odasına gidip gelmiş olmalıydı çünkü üzerinde öncekinden farklı olarak otelin kıyafetleri olduğunu görmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ // (TAMAMLANDI)
Teen FictionSadece biz vardık. Neyi, nasıl yaptığımızın bir önemi yoktu. Elini tutup yanına yaklaştım. Sanırım durduktan sonra elini bırakmamı bekliyordu ama ani bir cesaretle ellerimizi kenetledim ve diğer elimle belinden tutup onu kendime yapıştırdım. Gülüm...