Yağmur gülümserken hafifçe eğilerek selam verdi. Ben de onu taklit ettim.
Sonra minik sahnemizden indik.
Hayatımın en güzel dakikaları hiç fark edemediğim şekilde çabucak sona ermişti.
“ Sesini beğendim. Azıcık eğitim alsan çok güzel söyleyebilirsin.” dedi gülümseyerek.
Diyecek bir şey bulamayarak omuz silktim. Neyse ki etraf karanlıktı, kızardığımı falan göremezdi.
“Ben Çağa'mın yanına gidiyorum. Görüşürüz.” Başımla onayladım. İster istemez yüzüm düşmüştü.
Neden bu anı bozuyorsun ki?
Herkes yine kendi haline dönerken demin şarkı söylediğimiz yerdeki adam hareketli bir şeyler çalmaya başladı. Pek benim tarzım olmadığından köşede oturmayı tercih ettim.
Başak da Melih'ten sıkılmış olacak ki birkaç dakika sonra yüzünde bezgin bir ifadeyle yanıma oturdu. Hemen arkasından Melih de geldi tabi.
“ Savaş o araba aklımdan çıkmıyor oğlum. Arada verirsin di mi yengenle takılırız.” Başak'a göz kırptı.
Başak iğrenen bir ifadeyle nefesini verdiğinde güldüm.“ Şaka yapıyorum ya bebeğim. Ama bir şey diyeyim mi? Cidden çok sağlam hatunsun. Keşke benim olsan diyeceğim yine döveceksin o yüzden susuyorum. Ama maşallah yani. Kasa da-
Elimin tersiyle ağzına vurdum. “Hayvanlaşma lan.”
Bir şey demeden hafif sırıttı.
Hareketli şarkı bittiğinde sesi kısmışlardı. Mikrofona birinin, “ Çiftleri görelim.” dediğini duydum.Hemen ardından da slow bir parça girdi.Melih anında ayaklanırken Başak'ın -bugün büyük ihtimal bininci kez falan- göz devirdiğini hissedebiliyordum. Önünde hafifçe eğilip Başak'a elini uzattı.
“ Bari bunu lütfet. İstemiyorsan cidden zorlamayacağım; sadece senin gibi bir kızla dans etmeyi gerçekten isterim.”
İsteyince yavşaklığı bırakabiliyordu.
Başak Melih'in yüzüne bir iki saniye baktıktan sonra emin olamayarak elini ona uzattı. Melih’in resmen aydınlandığını gördüm. Bu nasıl bir mutluluktu ya? Sanki şirinleri görmüştü.
Mavi olanlardan bahsediyordum...
Her neyse, yanımdan uzaklaştılar.
İçimi bir şeyler huzursuz etmeye başlamıştı ama ne olduğunu algılayamıyordum. Gözlerimi biraz etrafta gezdirince huzursuzluğumun sebebi kendini bir anda göğsüme bıraktı.
Ne bekliyordum ki zaten?
‘Çiftleri görelim.’
Çağan’ın elleri yine onun narin belindeydi.
Yutkunup başımı aşağı indirdim. Bir an çalışanların yanına gidip kim ayarladı bunu diye saldırasım gelmişti.
“ Selam.”
Konuşan kişi Berfin'di. Yanıma oturduğunu fark etmemiştim bile.
“ Selam.” diye mırıldandım.
Ne olur kafamı dağıt.
“ Neden yüzün böyle?”
“ Nasıl?”
İşaret parmaklarıyla dudaklarının yanlarını aşağı doğru indirip kaşlarını çattı.
İster istemez gülümsedim. O da hemen bana karşılık vermişti. “ Heh böyle işte.” Tekrar kaşlarını çattı. “ Hem şu an senin mutluluktan ağlaman falan gerekmiyor mu? Doğum günü hediyen bir araba. ARABA!”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ // (TAMAMLANDI)
Ficção AdolescenteSadece biz vardık. Neyi, nasıl yaptığımızın bir önemi yoktu. Elini tutup yanına yaklaştım. Sanırım durduktan sonra elini bırakmamı bekliyordu ama ani bir cesaretle ellerimizi kenetledim ve diğer elimle belinden tutup onu kendime yapıştırdım. Gülüm...