♧29♧

634 38 7
                                    

10 gün sonra...

Yapman lazım Savaş.

Gerçekten yapman lazım artık.

Son kez, -son kez olduğuna inanıyordum çünkü bu yaklaşık beşinci denemem olmalıydı- derin bir nefes alıp yanına doğru yürüdüm.

Büyüleyici bir şekilde gülerken, "Salaksın ya of..." dedi kızlardan birine hitaben. Hep birlikte bir şeyden bahsediyorlardı. Konuyu bilsem bile algılayamazdım o an; aşırı gergindim.

Tam on gündür Yağmur'a şahit olduğum ama olmayı en son isteyeceğim şeyi anlatmaya çalışıyordum. Tam on gündür.

Ama karşıma sürekli bir engel çıkıyordu.

Ya Yağmur tam konuşacağım sırada yanımdan gidiyordu ya ben cesaret edemiyordum ya bir arkadaşı yanımıza geliyordu ya da herhangi konuşmamı engelleyecek saçma sapan bir şey oluyordu işte...

Yani... belki gördüğüm kız Çağan'ın kız kardeşiydi. Veya kuzeni.

Veya annesi...?

Oha Savaş.

Her neyse işte. Belki bir akrabasıydı; bilmiyordum. Ama her kim olursa olsun o olaya tanık olmak içimde kötü bir his bırakmıştı. Ve ben gördüklerimi Yağmur'a anlatmadıkça bu hissin yoğunluğu içimden kalkmayacakmış gibi geliyordu.

Yapmazdı değil mi?

Yağmur'u nasıl sahiplendiğini görmüştüm.

İzleri görünce dişlerini nasıl sıktığını görmüştüm.

Beni nasıl kıskandığını görmüştüm.

Yapmazdı...

Yapmamalı.

Ne söyleyeceğimi düşünmemeye çabalayarak ilerlemeye devam ettim. Ve bir saniye geçmeden de karşısındaydım işte.

Ee ne diyeceğim?

Onu düşünseydik bari salak...

"Yağmur," dedim dikkatini çekebilmek için.

Bana döndü, "Aa Savaş,"

"Gelir misin?" dedim bir çırpıda. Olsun ve bitsin istiyordum.

"Peki, ben bir kaçırılıp geliyorum kızlar."

"N'oldu?" dedi biz binaya yürürken. Pek endişelenmişe benzemiyordu. Yüzümdeki ifadeyi fark etmemişti büyük ihtimalle.

"Anlatırım, sınıfa çıkalım."

Başını sallayıp benimle yürümeye devam etti. Sınıfa çıkana kadar konuşmadık. İçeri girdiğimizde sıramıza bile oturmadan daha fazla dayanamayacağımı düşündüm.

Sadece söyle gitsin.

"Yağmur ben geçen-

"Ay hayır!" diye cırladı birden. Gözleri benim üzerimde değildi. "Hayır ya hayır!"

"N'oldu?" diye cevap verdim üzgün çıkan sesine.

"Düşmüş! Halhalım düşmüş. Çağan almıştı geçen gün. Of hayır ya!"

"Ayağa takılan şey miydi o?"

"Evet Savaş. Ayağa değil yalnız, ayak bileğine." dedi sinirle.

"Tamam sakin ol buluruz. Bileğindeydi bugün değil mi?"

Yere bakmayı bırakıp yüzüme baktı. Çok üzgün görünüyordu. Alt tarafı bir bilezik...

İKİ // (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin