♧51♧ (FİNAL)

1.5K 49 6
                                    

Gözlerimi açmadan önce ilk, tenimi okşayan serin havayı hissettim.

Dün geceyi hatırlayınca yüzüme bir gülümseme yayıldı. “Teşekkür ederim.” diye mırıldandığını hatırlıyordum ben uyumadan hemen önce. “Benim için yapabileceğin her şeyi yaptın.”

Gözlerimi açıp daha karanlığını yeni kaybetmiş olan gökyüzüne baktım.

Güneşin doğmasına biraz daha vardı. 
Yağmur'u bulmayı umut ederek başımı sağa çevirdim. Yanımda olmadığını görünce doğrulup etrafıma baktım. Biraz uzağımda; karşımdaydı.

Bana sırtı dönük bir şekilde öylece duruyordu.

Gözlerimi ovuşturduğumda uçurumun çok yakınında durduğunu gördüm.

“Yağmur,” diye seslendim.

Başını bana doğru çevirdiğinde yüzünde durgun bir ifade olduğunu görmüştüm.

“Çok kenardasın, gel buraya.”

Ayağa kalktığımda bana doğru döndü.

Neden öyle baktığını anlayamamıştım.

Sanki... üzgün gibi.

Kaşlarımı çattım. “Yanıma gel.” Ona doğru bir adım attığımda o da geriye doğru bir adım attı.

“Yaklaşma.”

Öylece kaldım. Beynim düşünmeyi reddetmişti.

Rüya görüp görmediğimi merak etmiştim bir an. Ama gerçekti. Uyanmıştım.
“Ne yapıyorsun?” diye bir soru çıktı kuruyan boğazımdan.

Ona doğru bir adım daha attığımda, onu uçurumun tam kenarına getirecek geriye doğru bir adım daha attığını gördüm.

“Yapma Yağmur.” dedim ne yapacağımı bilemeyerek. “Ne yapıyorsun? Yapma! Yanıma gel!”

Başını sakince iki yana salladı. Gözlerini kapatıp açtığında yüzünde daha kararlı bir ifadenin olduğunu gördüm. “Çok üzgünüm Savaş.” diye mırıldandı. “Gerçekten çok üzgünüm.”

“Ama- ama sen...” konuşamayınca tekrar denedim. “Sen gideceğini söylemiştin. Yeni bir yaşam istediğini ve İzmir'e İki'yi , kızını bekleyen kadına-

“Yalan söyledim.” dedi. “Gerçeği anlatmamı ister misin?”

Ağzım açık bir şekilde ona bakmaya devam ettim. Konuşamamıştım.

Her şey güzeldi.

Her şey çok güzeldi.

Dün gece hayatımın en güzel gecesiydi ve şimdi o...

“O kadın o akşam bana gelip ‘Bu gece İki beni alacak Yağmur.’ dedi. Ve bana sarıldı. Sabah da ölüm haberini verdiler. Bana bir not bırakmış evet. Ama adresinin yazılı olduğu bir not değil. Veya İki'nin kızı olduğunu söyleyen." Gözlerini kapatıp havayı içine çekti,
"Notta demiş ki, ‘ Eğer bu hastanede sürekli ölümü bekliyorum deseydim bana sadece daha fazla ilaç verirlerdi. Ben de ölüm demek yerine büyüklerimden öğrendiğim başka bir adını kullandım. Kimse de beni umursamadı; sadece sen benimle hiç sormadan, saçma bulmadan bekledin onu. Sanki biliyormuş gibi.’”

Duraksamıştı Yağmur.

“ ‘Ölümden iki diye bahsederlerdi eskiden bizim orada. İki almış derlerdi ölene. Bugün öleceğimi biliyorum Yağmur. Bu dünyada görülecek bir şey olmadığını da biliyorum. Bu yüzden hep sadece onu bekledim.

Sana bir gün elimde sadece ikinin kaldığını söylemiştim hatırlıyor musun?

Bu dünyada tek gerçek şey ölüm Yağmur.

Seni bekleyeceğim. Çünkü senin de anlamını bilmesen bile hep ikiyi beklediğini biliyorum.’”

Sustuğunda gözleri dolmuştu.

“Bu dünyada görülecek bir şey yok Savaş.” diye fısıldadı sonra. “Bu dünyada artık benden bir şey yok. Seslerimi aldılar. İlaç almayı uzun zaman önce bıraktım. Ama geri gelmediler. Her şey gitti. Artık ben de gidiyorum.
Gitmeliyim.”

“Beni bırakma.” dedim kendime bile yabancı gelen bir sesle. “Beni bırakma.” Elimden sadece çaresizce yalvarmak geliyordu.

“Bana hayatımın en güzel gününü yaşattın. Eksik kalan her şeyi doldurdun. Artık bitti. Günün en güzel saatinde, hayatıma giren en güzel insanla veda edeceğim buraya.”

Titriyordu. Titriyordum. Kendimi kaybetmiştim.

Gitmesini istemiyordum.

Gitmesini istemiyordum.

“Yağmur yalvarırım. Yemin ederim seni hiç bırakmam. Sadece biz oluruz tamam mı? Sadece biz. Hiç kimseye ihtiyacımız olmaz. Seni seviyorum.” Titreyen elimi ona doğru uzattım. “Yapma ne olur yalvarırım. Seni seviyorum Yağmur. Gitme.”

Gözlerimden yaşlar akmaya başladığını o söyleyince fark ettim.

“Söz vermiştin.” dedi. “Ağlamayacaktın.” Bunu söylerken ağlamaya başladığını gördüm.

“YAĞMUR YALVARIRIM!” diye bağırdım hıçkırıklarımın arasından.

“Seni seviyorum Maviş.” dedi rüzgârdan önüne gelen saçını kulağının arkasına iterken. O da sessizce ağlıyordu. “Bana yaşattığın her şey için teşekkür ederim.” Kaşlarını hüzünle kaldırdı.

"Balıklarımıza iyi bak olur mu?”
Sonra da gözlerini kapatıp kollarını iki yana açtı.

Yanaklarından süzülen yaşların arasında gülümsediğini gördüm. “ Yağmur dur!”

Bağırıp ona doğru bir adım attım.

Ama kendini çoktan boşluğa bırakmıştı.

İKİ // (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin