32~Adımı söylemen bile bozarken dengemi

524 42 0
                                    





Asya uyuklayarak film izlerken kapı çaldığında, saatin kaç olduğunun farkında olmadığından, ailesinin döndüğünü  yada belki ablasının gelmiş olabileceğini yada en fazla Emine'nin olabileceğini düşünmüştü ancak kapıyı açtığında karşısında Keremi bulacağına ihtimal bile vermemişti.

"Burada böyle bakışacak mıyız?"

Asya'nın henüz kendine gelememiş beyin hücreleri olanları ve olabilecekleri hesap etmeye çalışırken aklı Arap saçına dönmüş adamın karşısında kalakalmıştı. Keremin sorusuyla bir tepki verme zorunluluğu hissederek kenara çekilip adamın içeri geçmesine müsaade etti. Kapıyı kapatıp arkasını döndüğünde kendini Keremin kollarının arasında, dudaklarını dudaklarında buldu. Kısa ama sert bir öpücükten sonra kızın kazağını tek hamlede çıkarıp fırlattı ve en az biraz önceki kadar tutkuyla öpmeye devam etti. Kerem kollarını hiç gevşetmeden yüzünü bir kaç santim geri çekerek "Bana ne yapıyorsun böyle?" dedi nefes nefese.

Asya Keremin mengene gibi sıktığı kollarının arasında nefes almakta zorlanıyor, yüzüne dağılan sıcak nefesiyle yanakları alev alıyor, dudakları zonkluyorken konuşmakta zorlanıyordu. Hangi ara boynuna doladığını bilmediği kollarını indirerek göğsünden geriye itip aralarına biraz mesafe koyarak nefeslendi. "Kerem burada ne yapıyorsun?"

"Yalnızsın, sen bana gelmedin diye ben sana geldim" bir an buraya gelene kadar düşünmediği hatta ihtimal bile vermediği bir düşünce içinde peydah olunca bir adım gerileyerek "Beni gördüğüne sevinmedin sanırım"

"Hayır Kerem anlamıyorsun, ailem her an gelebilir ve seni burada görürlerse ben bunu açıklayamam"

"O zaman hadi bana gidelim"

Asya karşı çıkmak için açılan ağzını bir şey söylemeden geri kapadı, kendisi de en az onun kadar özlemişti. Günler önce annesiyle konuştuğunda, bundan sonrasında en azından bazı günler annesinin erken geleceğini ve kızın o günler arkadaşlarıyla dışarı çıkmasına müsaade edeceğini düşünmüştü. Kız kendini her şeyden vaz geçirebiliyor, her isteğini öteleyebiliyor ama Keremi görememek bir ihtiyaç, alınması gereken bir nefes gibi göğsünü daraltıyordu. Ancak işler düşündüğü gibi olmamıştı. Annesi o günden beri hemen hemen her gün eve erken gelmiş ama Asya'yla bir kelime dahi konuşmamıştı. Kızın bütün girişimlerini onu yok sayarak geçiştiriyor onu böyle cezalandırıyordu. Asya bunu bile kaldıramazken bir de dışarı çıkmayı dile getirememişti. Annesinin bunu bilerek yaptığının farkındaydı ancak yine de vicdan azabı çekiyordu.

Bu gün eve geldiğinde annesini göremeyince mutfağa girip yemek yapmaya girişmiş bir umut kadını sevdiği yemeklerle yumuşatabileceğini düşünmüştü. Ancak iş çıkış saatlerinde ananesini arayarak hazırlanmasını, Asya'nın teyzesine gideceklerini söyleyip kadını kapıdan alıp gitmişlerdi. Kızın o yorgunlukla yaptığı yemekler de tencerelerde kalmıştı. Annesi kızı nasıl süründüreceğini iyi biliyordu, Asya'da farkında bile olsa buna karşı çıkacak gücü kendinde bulamıyordu şimdiye kadar.

Şimdi arkasını dönüp giderse kızdan geriye bomboş bir enkaz bırakacak olan adamın gözlerinden aldığı cesaretle kendi kalbine kulak vererek başını salladı "Tamam"

Adamın bir cevap beklerken umutsuzca çatılmış kaşları sevinçle havalanırken kızı tekrar hızlıca öpüp "Hadi o zaman" dedi.

"Dur üstüme bir şeyler giyeyim" derken Keremin karşısında sadece iç çamaşırıyla kaldığının bilincine yeni vararak geri çekildi.

Kerem kızı daha fazla utandırmamak için bakışlarını yüzünden ayırmadan kıvrılan dudaklarını birbirine bastırarak kazağı yerden aldı "Bunu giy, çok tatlı görünüyordun"

*****

"Bunu senin yaptığına inanamıyorum"

Keremin ağzındaki yarısı yenilmiş dolmayla konuşmasına gülerek "Ben de seni böyle gördüğüme inanamıyorum" Asya çantasını alıp döndüğünde Keremi mutfakta tencereleri karıştırırken bulmuş, etli yaprak sarmayı Asya'nın yaptığını öğrenince tenceresiyle birlikte alıp evine getirmişti. Kucağında tencereyle geldiğinden beri hayranlık homurtuları eşliğinde hiç durmadan yemişti. "Ayrıca sarmayı bütün kızlar yapar o kadar abartılacak bişey değil" dedi umursamazca omuz silkerek.

"Şaka yapıyorsun herhalde! Nerede o kızlar o zaman ben neden daha önce hiç denk gelmedim? Ayrıca lütfen, sarma değil etli yaprak sarma" Adamın ilk söylediğiyle kıskançlık içine bir iğne gibi batmış olsa da bunu takındığı kibirli ifadeyle örtmeye çalışarak "Hep yanlış yerlerde aramışsın demekki" dedi.

Artık yeteri kadar yediğine kanaat getirerek tencerenin kapağını kapatıp bıraktı. Ayağa kalkıp kızın elini tutup aralarındaki mesafeyi neredeyse tamamen kapatacak kadar kendine çekti  "Doğru yolu buldum desene" dedikten sonra dudağına tüy gibi bir öpücük kondurdu. Öpmekten daha çok dudaklarına dokunmak gibiydi, kızın beklentiyle aralanmış dudaklarına, pembeleşmiş yanaklarına, açık tutmak için çaba sarfettiği hülyalı gözlerine baktı izin bekler gibi. Beklediği izni Asya'nın parmak uçlarında yükselip boynundaki kollarını sıkılaştırarak adamı kendine çekmesiyle alarak tutkuyla öpmeye başladı. Saniyeler akıp giderken, adamın kor gibi dudakları Asya'nın içine ateşler salıyor, bedenini saran bu his düşünme yetisini ortadan kaldırıyordu. Keremin elleri kızın bedeninde dolaşıyor, geçtiği yerlere kızın yabancısı olduğu duyguların tohumlarını ekiyordu. Asya'nın yanaklarından tutup bir kaç santim uzaklaşıp kızın gözlerine baktı "Asya, bana dur demen yeterli biliyorsun değil mi?"

Kızın bastıramadığı bir ihtiyaçla dudaklarına kaymadan gözlerinde sabitlemekte zorlandığı bakışlarla "Peki dur demek istemezsem?" deyişi adamın son kalan iradesini de yerle bir etti ve eteklerinden tuttuğu kazağı yukarı kaldırarak kızın üzerinden sıyırıp kızı kendine çekti. Asya, koltukta adamın kucağında ne yaptığını sorgulayan tarafı, daha fazlasını isteyerek kendini kendine yabancı hissettiren tarafına yenik düşerken sonrasında ne olacağını düşünmeyi bıraktı. Keremin önce boynundan aşağıya sonra bir yol gibi takip ederek köprücük kemiği boyunca ilerleyen dudakları geçtikleri yerleri mühürlerken zilin çalmasıyla ikisi de oldukları yerde sıçradı. Gözlerinde soru işaretleriyle bir birlerine baktıkları saniyeler sonrası tekrar aynı sesin duyulmasıyla Asya panikle "Açmasak" dedi. Büyük bir hızla yerine gelen aklı bundan sonrasında devam etmesine izin vermeyecek olsa da, şu an kimsenin karşısına çıkmaya hazır hissetmiyordu. Aynı anda sehpanın üzerinde çalmaya başlayan Keremin telefonuna bakmak için döndüklerinde, ekrandaki Batu ismini görünce Kerem sıkıntıyla kısacık sakallarını karıştırdı. "Arkadaşlar gelmişler. Yalnız olduğumu sanıyorlardı, ışığı görmüşlerdir kapıyı açmazsam apartmanı ayağa dikerler" kızın titreyen çenesine, dolmaya başlayan gözlerine bakınca dişlerinin arasından lanet okuyarak yerinde doğrulup sarıldı "Asya tamam açmam kapıyı lütfen böyle bakma"

Keremin kolları kızın tam gevşemesini sağlayacakken uzun uzun çalan zilin buna müsaade etmeyeceğini anlayınca Asya ayağa kalkıp kazağını üstüne geçirdi. Aynadaki aksiyle göz göze gelince bir damlanın yanağından süzülmesine engel olamadan söylendi "Şu halime bak pijamaylayım, saçım başım darmadağınık. Hakkımda kim bilir neler düşünecekler"

Kerem ıslanmış yanaklarını parmaklarıyla silip "Sana ne kadar değer verdiğimi biliyorlar" diyerek tekrar öptü. Bu öpüşü biraz öncekinden farklı, kızın içine ateşler salmıyor tam tersi endişeyle kavrulan ruhuna sükunet üflüyordu. "Sen bi elini yüzünü yıka ben de bunları geri göndermeye çalışayım"

Kerem kapıyı açtığında sadece yanlarından ayrıldığı üç arkadaşını beklerken, Neriman ve Ece'nin de onlara katıldığını gördü. Ellerinde aldıkları atıştırmalıkların olduğu poşetleri sallayarak gelen arkadaşları Keremin onları içeri davet etmeyen sıkıntılı yüzünü gördüklerinde kapının önünde kaldılar. "Hayırdır oğlum ne düşünüyorsun kukumav kuşu gibi kenara çekilsene geçelim. Bütün akşam surat astın bizde seni neşelendirmeye geldik"

Kerem hala içinden şansına söverken ışığı yanan banyoya kaçamak bir bakış attı. Arkadaşlarının kendisiyle uzun süre dalga geçecekleri bu durumdan Asya'ya duyurmadan nasıl sıyıracağını düşünürken böyle bir ihtimal olmadığını farkedip iki parmağını sıkıntıyla kaşlarının üzerine bastırdı.

"Hoş geldiniz ama ben yalnız değilim"

KırılmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin