18~Lanettir bu,tutulmak,bir gülümsemeye tutulursun ve hayatın kayar

757 49 0
                                    

Asya'nın arabadan inip binadan içeri girişini izledi arkasından. Bir kez olsun dönüp baksın diye bekledi ancak kız hızlı adımlarla açık kapıdan girip gözden kayboldu.

Başını arkaya doğru atarak koltuğa yaslayıp gözlerini kapadı Kerem. Asya'nın kokusu hala arabanın içindeydi ve aldığı nefeslerle içine doluyordu. Yüzüne bir tebessüm yerleşirken, tüm varlığıyla içime sızdığı gibi diye düşündü. Birkaç saniye daha öylece bekledikten sonra arabayı tekrar çalıştırıp yola çıktı.

Saati kontrol edip çokta geç olmadığını düşünerek telefonunun arama tuşuna bastı. Bir kaç çalıştan sonra arabanın içi açılan telefonla  gürültülü bir ortamdan gelen adamın sesiyle doldu.

Kısaca selamlaşıp hal hatır sorduktan sonra fazla uzatmaya gerek duymadan konuya girdi.

"Tarıkcığım dışarıdasın ama seninle konuşmak istediğim bir mesele var. Bana biraz vakit ayırabilir misin?"

"Tabii ki Kerem ne demek. Bizimkiler var istersen buraya gel istersen başka bir yere geçeriz konuşalım sen bilirsin"

"Tamam geliyorum o zaman birazdan oradayım"

Telefonu kapatıp elleriyle direksiyonu keyifle kavrayarak gaza bastı.

*****

Sabah aynanın karşısında neşeli bir şarkının melodisini ıslıkla  çalarak tıraşını oldu. Ortalığı toparlayıp çıkmadan önce son bir kez daha aynada kendine bakıp sonuçtan memnun kalarak gülümsedi.

Keyfi yerindeydi. Dün akşam Tarık'la buluşup Nevzat meselesini hallettiğinden beri keyfi epey yerindeydi.

Daha fazla oyalanmadan çıkmış iş yerinin önünden otoparka doğru dönecekken içeri giren Asya'yı görmüştü. "Bu bir işaret" dedi. "Bu günümün güzel geçeceğinin işareti"

Arabasını her zaman parkettiği yere doğru ilerlerken, duvara yaslı bir şekilde kendisini bekleyen Nevzatı gördü. Kaşlarını alayla kaldırarak "Bu kadar çabuk beklemiyordum" dedi.

Kapıyı kapatıp adama doğru yürümeye başladı.

"Senin burada ne işin var? Bu firmayla ilişiğinin komple kesilmesini istiyorsun galiba"

"Bunu senin yaptırdığını biliyordum"

"Ben kimseye sebepsizce bir şey yapmam"

Adam kaşlarını çatarak yaslandığı yerden doğrulup Keremin karşısına çıktı.

"Neden Asya değil mi? Ben onu seviyorum, her şeyden çok. Buraya ilk geldiği günden beri. Ona zarar verebileceğimi mi düşünüyorsun gerçekten? Yoksa beni onun görüş alanından çekerek meydan sana mı kalsın istiyorsun?"

Kerem adamın sözlerindeki gizli meydan okumayı karşılıksız bırakmak istemezcesine öne doğru bir adım atarak sahte bir gülüşle ve kontrollü bir ses tonuyla konuştu.

"Asyaya daha ne olması gerekiyor zarar verdiğini anlaman için? Cumartesi günü seni gördükten sonra, ne yaptıysan artık, kız hastanelik oldu kaç gündür işe gelemiyor"

Nevzat sabah erken saatlerde Tarık bey tarafından aranıp, artık Asya'nın çalıştığı fabrikayla değil, Hüseyin beyin amca oğlu olan Tarık beyin fabrikasıyla çalışacağını kendisine bildirip, sorun çıkarmaması gerektiğini, çıkarırsa onun için daha başka yapacakları bir şey kalmadığını üstü kapalı ifade ettiğinden beri patlamaya hazır bir volkan gibi hissediyordu. Tamda şu anda sabrının son sınırlarındaydı. Karşısındaki serseri kılıklı şımarık züppeyi istese benzetemeyeceğinden değil, herkesin bildiği gibi okuldan arkadaş oldukları Tarık bey, onun bir sözüyle Nevzatı on yıldır çalıştığı yerden hiçbir prosedüre uymadan gönderebilmişti. Keremle girişeceği her hangi bir sürtüşme elinde kalan işinide kaybetmesine yol açabilirdi. Kendini bunun için tutuyordu ancak bu karşısındaki adamın yüzündeki umarsız sırıtışı silmesine engel de değildi.

"Ben ona hiçbir şey yapmadım. Sadece seninle ilgili bilmesi gerekenleri anlattım"

Bu kez sinirlenme sırası Kereme geçmişti, adamın neyi kastediyor olabileceğini düşünürken kontrolsüzce öne doğru bir adım daha atarak aralarındaki mesafeyi kapatıp adamın yakasına yapıştı.

"Neymiş lan benimle ilgili bilmesi gerekenler?"

Nevzat amacına ulaşan hamlesinden sonra adamın sinirlerini daha da bozmak istercesine sırıtarak bileklerinden tutup ellerini savurdu.

"Senin nasıl bir şıp sevdi olduğunu, kadınları etrafında nasıl pervane ettiğini, Asya'yı da daha önceki kızlar gibi kendine aşık edip amacına ulaştıktan sonra nasıl kullanıp atacağını anlattım"

Kerem, duyduklarıyla yüzündeki ifade çarpılırken  tekrar adamın yakalarına yapışıp kuvvetle sarstı.

"Ne diyorsun lan sen? Sana ne benim ne yaptığımdan?"

Nevzat öfkeden yüzü kıpkırmızı olan adama bakarak bir kahkaha attı.

"Anlamıyorsun değil mi? Beni ilgilendirmiyor senin ne yaptığın ama Asya'yı ilgilendiriyor. Bunları duyduğunda bile dağıldı kaç gün kendine gelemedi. Peki bunları yaşarken nasıl dayanacak? İkimizde biliyoruz senin onu gerçekten sevmediğini, sadece geçici bir heves uğruna onun saf duygularıyla oynadığını. O sana göre değil Kerem. O gerçek aşkı istiyor sen ona bunu veremezsin"

Keremin duyduklarıyla gözü dönmüş, adamın burnuna kafayı gömmüştü.

Nevzat kesik bir inlemeyle burnunu tutarak öne eğilip sonra tekrar doğruldu. Gözlerindeki ifadeyle ne duruşu ne yüz ifadesi örtüşüyordu. Bir deliyi andıran bakışlarla kahkaha atarak konuşmasına devam etti.

"Ne oldu? Gerçekleri duymak ağır geldi değil mi? Ama olacak olan bu. O senin kalemin bir kız değil, onun gerçek bir kalbi var"

Kerem en başından beri Asya'nın ürkek bakışlarının ardındaki yaralardan haberdardı. Dün kızla konuştuğundan beri de bunların sebebi olarak Nevzatı görmüş ona karşı diş bilemişti. Kızla aralarında yabana atılmayacak bir çekimin olduğunun da farkındaydı ancak bunun Asya'nın kalbini böylesine yoracak kadar kuvvetli olduğunu bilmiyordu. O kat kat zırhlarla örttüğü, mütemadiyen örttüğü sakladığı ruhunun böyle acıyla kavrulduğunu bilmiyordu.

Kendi hislerine gelince tam olarak adını koyamasa bile basit bir heves olmadığını, öylece geçip gitmeyeceğini biliyordu. Daha önce hissettiklerinden çok daha başka, daha derin duygular hissediyordu. Ve bunu yaşamak istiyordu. Bunu gerçekten yaşamak istiyordu.

Karşısında ki adamla girişeceği kavga önceden olduğu kadar çekici gelmemeye başlayınca arkasını dönüp yürümeye başladı.

"Ben Asya'yı seviyorum, aşığım ona. Bu senin anlayabileceğin bir şey değil. Bir gün senin gerçek yüzünü gördüğünde o da anlayacak bunu. Ve ben o gün Asya'yı bekliyor olacağım"

KırılmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin