38~Erkekler, kalbi durduğunda değil, çaresiz kaldığnda ölürler

459 32 0
                                    

Bir aşkı içlerinde bir yerlerde tutmak zorunda kaldıklarında ölürler.
Elini uzatması gerektiği anda uzatamadığında ölürler.
Bir erkeğin ölümü, kadının kalbinin kırıkılığıyla başlar.




Umutsuzca zile son bir kez daha bastı Asya. Çok erken bir saatte gelmiş olmasına rağmen Keremin arabasını göremeyince evde olmadığını düşünmüş ama buraya kadar gelip kapısını çalmadan dönmek istememişti.

Neler olduğunu anlamıyordu. Üç gündür adama ulaşamadığı gibi, o da aramıyordu. En nihayetinde bugün görebileceğine odaklanmıştı ki, bugün de ortalarda olmadığını düşününce gözleri doldu. Umudunu tamamen yitirip çıkışa yöneldiğinde açılan kapıyla arkasını dönünce uykudan yeni uyandığı her halinden belli olan Keremi gördü.

Aklından kötü şeyler geçirmemeye çalışmıştı ama adamı sağ salim görünce gözyaşlarının akmaya başlamasından aslında epeyce telaşlandığını anladı. Daha fazla beklemeden uykulu gözlerle kendini izleyen adama sarıldı. İçine yayılan rahatlama hissiyle kapının önünde olduklarını unutmuştu bile. Kerem onu içeri yönlendirerek kapıyı kapatırken "Asya noldu? Neden ağlıyorsun?" dedi.

"Kerem Cuma'dan beri telefonun kapalı çok endişelendim, sen hiç bu kadar uzun süre aramadan durmazdın, kötü bişey oldu sandım"

Telefonunun ekranı kazada kırılmıştı. Normal şartlarda Kerem bu kadar zaman beklemez yeni bir telefon alırdı ama o günden beri kendini eve kapatmış bütün vaktini film izleyip uyuyarak geçirmişti. Arada uğrayan Onur boş yemek kutularını etraftan toplayıp, küllükleri boşaltıp artık kendine gelmesini söylese de, Kerem en azından bir kaç gün kendi içine gömülmeyi tercih etmişti. Asya'nın arayacağını tahmin ediyordu, ulaşamayınca bir yolunu bulur gelir diye düşünmüştü ama kızın bütün hafta sonu bir kez bile kapısını çalmaması, zaten karamsar bir havada olan ruhunu iyice umutsuzluğa gömmüştü. İki gündür çokça vakti olmuş, hislerini çok farklı düşüncelerin süzgecinden geçirmişti ve elinde en son kırgınlık kalmıştı. Bu kırgınlıkla ona bu kadar gözü kapalı güvendiği için kendine kızarken bir yanının da deli gibi özlüyor olması adamın iyice gücünü tüketmişti. Ama şimdi onu kollarının arasına alınca bununla ne yaparsa yapsın baş edemeyeceğini bir kez daha farkederek sıkı sıkı sardı "Telefonum kırıldı. Yenisini almaya da çıkamadım henüz. İyiyim bak"

"Keşke haber verseydin bir şekilde, seni çok merak ettim"

Özleme yenik düşmüş olsa da içinde acıyan bir taraf rahat vermiyordu "Aklıma geldi ama hafta sonları yoğun oluyorsun diye boşverdim" sözlerinin üzerine Asya kırgınlıkla dudaklarını birbirine bastırıp bakışlarını yere indirince hissettiği suçluluğu atmak ister gibi omuz silkerek ekledi "öyle olmasa çıkar gelirdin diye düşündüm"

"Evet çok yoğundum. Gelmek için bir fırsat kolladım, olmadı maalesef. Ama bu senin için endişelenmeme engel değildi"

Keremin bir yanı Nevzat meselesinin hissettirdiklerinden dolayı kızın canını yakmak isterken, diğer yanı kıza böyle davrandığı için kendine kızıyordu.

"Haklısın. Uyku sersemi saçmalıyorum. Hala çok erken biraz daha yatalım mı?"

"Bence kahvaltı hazırlayalım ve karşılıklı kahvaltı yapalım. Kaç gündür görmüyoruz birbirimizi, uyuma lütfen"

"Uyumayacağım. Benim sana sarılmam lazım Asya. Giderken sana sevdiğin poğaçalardan alırım söz. Gel şimdi" diyerek kızı elinden tutup odasına çekiştirdi.

KırılmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin