22~Yalnız hüznü vardır kalbi olanın

648 36 1
                                    

Sabah yatağında uyandığında önceki günü düşünürken, gereksiz sayılabilecek boyutta bir karamsarlık yaşadığını ve bunun neticesinde bütün gün Kereme boş yere surat astığını düşündü.

Hala aynı korkuları içinde taşıyordu ancak dünkü kadar histerik değildi. Buna neden olduğu için Nevzata kızgın olduğu kadar kırgındı da. Bir daha neyi bahane ederse etsin görüşmeyecekti onunla.

Yataktan kalkmadan önce telefonunu kontrol etti. Keremin mesajını görünce, yüzünü kaplayan bir tebessümle dokundu ekrana.

"Günaydın huysuz ve tatlı kadın"

Yüzündeki gülümsemeyle uzun süre baktı ekrana. Dün için özür babında bir şeyler yazmak istedi.

"Günaydın. Dünden sonra hala tatlı olduğumu düşünüyor musun gerçekten?"

Telefonu cebine atıp kalktı kahvaltı hazırlamak için. Ananesi dışında herkes uyuyordu henüz. Kadıncağız da yapacak hiçbir işi olmadığı için bütün gün sıkılıyorken, geceleri de azalan uykuları nedeniyle bir an önce sabah olsun diye bekliyordu. Mutfağa gitmeden onun odasına uğradı Asya. Kadını elinde tespih, camın önünde oturmuş, dışarıyı izlerken bulmuştu. İnsanın uzun süre hiç konuşmayınca, hiç gülmeyince yada her hangi bir miniğini kullanmayınca yüzünde düzleşen bir ifade oluşuyordu. Kalbini heyecanla çarptıran yada merakla beklediği bir şeyler olmayınca da bakışlarında bir boşluk oluşuyor, sürekli uykusu varmış gibi bakıyordu dünyaya. Biliyordu genç kız. Ananesinden biliyordu bu hali. Ağır ağır kendisine çevirdiği yüzünde gördüğü bu ifadeyi bozmak, değiştirmek için neşeyle yanına gidip yanağına sulu bir öpücük bıraktı. Kadının bundan rahatsız olduğunu biliyordu. Kollarını cılız bedenine dolayıp gıdıklamaya başladı ardından.

"Ööf Asya rahat dur. Tükürük yaptın her yerimi. Sabah sabah nereden çıktın sen"

Ananesi bir yandan gülerek elinden kaçmaya çalışıyor bir yandan da huysuz huysuz söyleniyordu. Üzerine çökmüş kasveti biraz olsun dağıttığını farkedince elleri tatlı işkencesini bıraktı. Aklına gelenle gülümsedi.

"Günaydın huysuz ve tatlı kadın"

Kadın huysuz ve tatlının hayat bulmuş haliydi. Kerem de seni görmeliydi diye içinden geçirdi Asya. O sırada telefonu cebinde titreyince eline aldı.

"İnan bana sevgilim inan, evimde şenliksin, bahçemde bahar"

Asya ilk mesajı okurken ikincisi geldi. Keremin şiir okuyan biri olduğunu hiç düşünmemişti öncesinde. Geçen günle birlikte bugün iki olmuştu adam ona şiirle cevap veriyordu. Alabileceği en güzel cevaptı bu. Ne yazarsa yazsın bu kadar güzel ifade edemezdi belki de.

"Bugün seni görebilir miyim?"

İkinci mesajı okurken yüzünü buruşturdu. Onu reddetmek istemiyordu ama bugün çıkması zordu, daha ailesiyle birlikte vakit geçirmemişti hiç. Annesi bugün işe gitmeyecekti.

"Üzgünüm bugün çıkabileceğimi zannetmiyorum. Annemle evde olacağız"

Bir ara çıkmak için fırsat bulursam ararım diye düşünerek mutfağa geçti.

*****

Odasında sıkıntıyla ablasının gelmesini bekliyordu. Bugünün böyle geçeceğini hiç düşünmemişti sabah kalkarken. Annesi kahvaltıdayken, öğlen ablasının geleceğini ve önemli bir şey konuşulacağını söylediğinden beri tadı tuzu kaçmış, ne konuşacaklarını düşünüyordu. Annesi ısrarla sorularını yanıtsız bırakmıştı. İçini kötü bir his kaplamıştı.

Çalan zille ablasının geldiğini anlayıp odasından çıktı. Salona geçtiler. Hal hatır sormalar, memlekette olanları konuşmalar falan derken vakit geçmek bilmiyordu sanki. Bir an önce ne olacaksa olsundu.

KırılmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin