Geçen gece duyduğum cümle hala kulaklarımda yankılanıyordu. Kelimelerden tutun ses tonuna kadar zihnimdeydi fakat gerçek miydi yoksa benim kurduğum bir hayal miydi anlayamıyordum. Uzun süredir duymak istediğim şeyi sanırım duymuştum fakat bu sefer de gerçekliğinden emin değildim.Kafayı yemek üzereydim.
Belki de yemiştim değil mi? Yani 'Aşık olduğum tek kadın sensin.' Lafını eğer rüyamda falan görmüşsem net delirmişimdir. Aksi takdir de başka açıklaması olamazdı. Düşünsenize? Adamdan beklediğim tek laf buydu yahu?!
"Buse!" Dedim içeriden mutfağa doğru seslenerek. "Bana da bi bardak getirsene."
Yürüteçte gezinen Baha'dan gözlerimi kısa bir süreliğine alıp telefona çevirmiş ve arayana bakmıştım. Hazar'dı.
"Efendim?" Dedim.
"Bavul hazırlayın." Dedi hafif yüksek sesle Baran. Heyecanlı gibiydi.
"Neden?"
"Çünkü tatile gidiyoruz. Başka bir diyişle sizin balayınıza."
Cümlesi biter bitmez koca bir kahkaha atmış, lafına yine devam etmişti.
"Balayınıza kendimi ve sevgilimi de dahil ettim."
Kıkırdayıp, "Ne kadar da düşünceli." Diye alay ettiğim de karşı taraftan Hazar'ın sesi gelmişti.
"Çok düşüncelidir kendileri." Dedi homurtuyla. Sonra, "Sevgilim?" Diye devam etti.
"Hazar?" Dedim ben de. Bir an da çıkması ve sevgilim demesi kalbimin hızlanmasına neden olmuştu.
Adam resmen tek kelimeyle beni ölüm döşeğine yatırıyordu sanki.
"Bana da bavul hazırlayabilir misin? Yarın tatile çıkabilmek için tüm işlerimi bugün halletmek istiyorum. Geç gelebilirim."
"Elbette." Dedim elim ile ensemi kaşıtarak. Sanki ona hayır diyebilirdim de, soruyordu.
"Güzel."
Arka taraftan anlayamayacağım bir kaç konuşma geldiğinde, bir şeyler diyecekler mi diye bekledim fakat konuşan olmayınca, kırmızı tuşa doğru uzandım. Arkadan Hazar'ın sesi geliyor gibi olsa da ben çoktan aramayı sonlandırmıştım.
Acaba ne demişti?
Dün ki gibi güzel bir şey değilse, bekleyebilirdi. Çok önemliyse de arardı zaten.
Elinde iki su bardağıyla Buse mutfaktan geri döndüğünde, "Tatile çıkıyormuşuz." Dedim bardağıma uzanarak.
Benim aksime o da Baran gibi heyecanlanmış, "Çok iyi haber." Diyerek şakımıştı. Tabi iyi haber olucaktı. Kucağında bir tane, karnında bi tane çocukla tatile çıkacak olan onlar değildi. Hasta olur mu? Ya da hava değişikliği rahatsız eder mi diye düşünen de onlar değildi, bendim. Bi zahmet onlar daha çok sevinsinlerdi.
Yine de heyecanlarına ayak uydurmaya çalışmış ve samimi bir şekilde gülümsemiştim. Problemleri göz ardı edecek olursak, gerçekten iyi bir haberdi. Artık Hazar ile bir şekilde yuvamızı toparlamaya çalıştığımızın da göstergesiydi bu. Sonuçta tatil adından bi nevi balayı yapacaktık.
"Nereye gideceğimizi söylediler mi?" Dedi Buse merakla.
Fakat merakını gideremeyecektim çünkü cevap ben de yoktu. Hatta öyle merak etmemişim ki, sormak aklıma dahi gelmemişti.
"Şey." Dedim kıkırdayarak. "Sanırım ben sormayı unuttum."
Kaşlarını kaldırıp, hayretle dudaklarını da araladığında, azar yağmuruna tutulmamak için Baha'ya doğru uzanmış, kucaklayarak odama kaçışmıştım. Bavul hazırlamaya bir yerden başlamalıydım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncir
Ficción General"Gözlerin siyah olabilir fakat içinde yanan ateşi görebiliyorum." Dedi gülümseyerek. "Aynı şey gibi. Imm. İncir?" •••• Aşiret kurbanı iki insan. Fakat bu hikayede ne kuma ne de berdel yok. Mercan Salhan. Aslen yetimdir. Fakat sapık bir adamın eline...