Bölüm 21

4.9K 199 15
                                    

Kitap ile uzun süredir ilgilenmememin nedeni yaz tatilinden fırsat bulamamam, bir de kurgusundan sıkılmış olmamdır. Şuan devam ettiriyorsam eğer, beğenisini ve yorumunu esirgemeyen 2-3 kişi içindir. Fakat bu şekilde devam ederse bir kaç bölüm sonra final geleceğini de bildirmek isterim.

İyi okumalar :*




"Banu'ya ne söyledin?"

"Hiçbir şey."

"Davayı bıraktı Mercan!"

"Bu benim problemim değil."

"Benden yine ne gizliyorsun!"

Adeta gürleyişinin üzerine Baha'yı tamamen kucağıma bastırmış, hayretle Hazar'a bakınmıştım. Buse kucağımda korkudan ağlayan Baha'yı da alarak, aşağı kata Züleyha'ların yanına inmiş, bizi tek bırakmıştı. Buna ses çıkartmadım. Hazar ile tek kalıp, açık açık konuşmaya ihtiyacım vardı.

"Ben değil, Banu senden bir şeyler gizliyordu." Dedim telefonumun tuş kilidini açarken.
Ss'leri önüne koyup, okuması için zaman tanıdığımda, takıldığı tek yer,
"Bunları nereden buldun?!" Kısmı olmuştu.

"Takıldığın kısım bu mu gerçekten." Dediğim de oturduğu koltuktan kalkıp yanıma gelmiş ve kolumu sıkmıştı. Canımı acıtıyordu ve ben bu yaptığını farketmeyeceği kadar değersizdim onun gözünde.

"Böyle saçma şeylerin peşinde koşmak yerine ailene biraz daha sahip çıksaydın, şuan bu durumda olmayabilirdik."

Söylediği şeylerin üzerine suratına öylece bakmış, ağlamak istesemde kendimi tutmuştum. Hala olanlardan beni sorumlu tutup, bunları planladığımı düşünüyordu.

"Bu kafayla gittiğin sürece insanlar senden sürekli bir şeyler sakalayacak." Dedim kolumu tutan elini sıkarak. "İnsanların sürekli güvenini kırmasından bahsediyorsun ya, aslında bunun sebebi onlarında sana güvenmemesi farkında değilsin. Yalan söylemeden beni yine de kabul edeceğini düşünecek kadar güvenseydiler sana, böyle bir şey yapmak zorunda kalmayacaktık. Beni bırakmayacağına güvenseydim, sana en kısa sürede söylerdim gerçekleri. Sen kendi dünyanda yaşayan çocuksun ve her şeyi toz pembe sanıyorsun. Sen mükemmelsin ama diğer herkes kusurlu değil mi gözünde! Bir kez de neden yalan söylemek zorunda kaldılar diye düşün be!"

Cümlem biter bitmez kolumu sertçe ellerinin arasından çekmiş ve omuzlarından ittirmiştim.

"Kötüsün Hazar Salhan. Bencilsin!"

"Sen çok mu mükemmelsin!" Dedi tekrar üzerime doğru yürüyerek. "Ben seni affetmeye çalıştıkça sen daha çok kızdırıyorsun! Olur olmadık şeyler söyleyip, tüm ipleri koparıyorsun. Hepsi neden? Senin, her şeyin önüne geçebilecek gururun yüzünden. Oğlumu da benden bu yüzden gizlemedin mi?! Gizli saklı işler senin kanında var. En basitinden bu olay bile... Madem böyle bir şey var gel bana söyle. Ben araştırıp, ortaya çıkartayım! En azından sana olan güvenimi daha da sarsmamış olursun!"

Söylediklerinde haklı olabilir miydi? Hazar'a kötü dedikçe aslında ben de ona kötülük üstüne kötülük yapan kişi miydim? Farkında olmadan bizim tekrar barışma ihtimallerini yıkmış olabilirdim, kendimden beklerdim. Fakat bu son olayı hiç Hazar tarafından düşünmemiştim. Bi nevi ben de bencillik yapmıştım. Onu yargılamaya hakkım yoktu. Sırf Banu'nun o aciz halini görebilmek için Hazar'ı geri planda bırakmıştım.

"Barışacağımıza inancım olsaydı, senden çok çabalardım Hazar Salhan. Buna emin olabilirsin. Ben gururum ile yaşıyordum da sen ne yapıyorsun peki? 'Bunları bana nasıl yaparlar?' Diye gurur yapmaktan affedemiyorsun tamamen. Hadi ben, sen affetmeye çalıştıkça yıkıyorum, ya asıl ailen? Anan baban? Onlar da mı güvenini sürekli yıkıyorlar? Beni boşa Hazar. Bir daha yüzümü dahi görme fakat anne ve babanın hakkına da girme."

İncirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin