3

10.5K 603 794
                                    

Jungkook

Günler geçmiş düğün günü gelmişti. Herkes curcuna içinde koşuştururken bana makyaj yapıyorlardı. Yoongi'yi daha görmemiştim. Sanırım onu düğün başladığında görebilecektim.

"Jungkook hazır mısın? Seni bekliyorlar!"

Makyaj bittiği zaman telaşlanmayıp bunun bir podyumda yürüyüş olduğunu düşündüm. Derin bir nefes alıp yüzüme bir gülümseme kondurdum ve çıktım. Flaşlar patlıyor ve alkışlar kulağımda yankılanıyordu. Gözlerim misafirlerde dolaşırken Jimin ve Taehyung'u görmüştüm. Cidden onlar bir çift gibiydi. Onlara tavşan dişlerimi gösterdim. Onlarda el sallamıştı.

Böyle mutluymuşum sanmayın. Şuan sadece bir oyunculuk sergiliyorum.

Yoongi'nin yanına geldiğim zaman alkışlamalar durmuştu. Beraber masaya oturduk.

Tekrarlıyorum, cidden yakışıklıydı.

"Bla bla bla bla...siz Min Yoongi, Jeon Jungkook'u eşiniz olarak kabul ediyor musunuz? "

Sikeyim Jungkook...hayır ağlama.

"Evet."

Kulaklarım çınlıyor ve başım zonkluyordu.

"Peki siz Jeon Jungkook, Min Yoongi'yi eşiniz olarak kabul ediyor musunuz? "

Titrek bir nefes bıraktım ve mikrofona yaklaştım.

"Evet."

Tek gözümden bir yaş damlamıştı. Hemen sildim. Gözümü yukarı kaydırıp gözyaşlarımın gitmesini sağladım. Tek düşündüğüm makyajımın bozulması ve yakalanmamdı.

Bazı cümleler duymuştum.

"Ağlıyor."

"Mutluluktandır."

"Bana verilen görevle sizi koca-koca ilan ediyorum. Damat damadı öpebilir."

Alkışlar duyulmuştu.
Masadan kalktığımız zaman şaşkınca Yoongi'ye bakmıştım. Öpüşmeyi unutmuştum! Herkes 'öp öp' diye tezahürat yaparken kızarmıştım. Tek elini belime attı ve beni kendine çekti. Dudaklarıma bir buse kondurmuştu. Tekrar alkışlar alınıp herkes kendi halinde bırakılmıştı. Tanrım...ilk öpücüğüm tanımadığım bir adamdandı ve utançtan ölüyordum.

Annem kolumdan yavaşça tutup beni insanların olmadığı bir yere çekiştirdi.

"Ne yapıyorsun? Yanlış anlayacaklar."

Tekrar ağlamaya hatta hıçkırmaya başlamıştım.

"Zaten b-bu yaptığınız doğru d-değilki."

Yoongi gelmişti. Anneme gülümseyerek konuştu.

"Siz gidin. Ben onunla ilgilenirim."

Annem gitmişti. Ben ise hâlâ gözlerimden işiyordum.

Yoongi beni kendine çekti ve ellerini yanaklarıma koyup baş parmaklarıyla gözyaşlarımı sildi.

"Bütün gün böyle ağlayamazsın Jungkook. "

Jun'un geldiğini gördüğümde Yoongi'yi umursamayıp hızlıca boynuna atladım ve daha çok ağlamaya başladım.

"Niye ağlıyorsun aptal? Bu senin en mutlu günün."

Sevdiğim çocuğun dediği şeylere bak ya!

Kıkırdayıp sırtımı pat patladı.

Daha sonra Jimin hyung ve Tae hyungta gelmiş ve dörtlü bir sarılma olmuştu.

Ağlamalarım bittiğinde konuştum.

"Nefes alamıyorum. "

Hepsi gülüp çekilmişti.

Yoongi'nin burada olmadığını fark etmiştim. Onu boşverip Jun'a sarılmam kabacaydı biliyorum. Ama kendimi tutamadım. Neyse ona daha sonra özür dilerim.

"Jungkook'un damatlığıda kendisi gibi göz alıcı."

Jun'un dediğine kızarmıştım. Aptal çocuk.

***

Sonunda eski enerjime dönüp birlikte takılmaya başlamıştık. Arkamda duran bir beden hissetmiştim. Bir eli belimdeydi. Yakınlığa yutkunup başımı çevirmiştim. Yoongi'ydi. Yakından daha mı yakışklıydı neydi? Gözüme bir garip gelmişti.

"Dans edelim mi?"

Jimin hyung ve Tae hyung birbirine asılırken benimle ilgilenmediklerini görüp ona döndüm.

"Tabii."

Piste geldikten sonra elini belime atmıştı. Bende elimi omzuna koyup slow şarkıda dans etmeye başlamıştık. Yüzlerimiz çok yakındı ve öncedende aldığım erkeksi kokuyu tekrardan alıyordum.

Ona biraz daha yaklaşıp konuştum.

"Özür dilerim."

"Neden?"

İkimizde sadece birbirimizin duyacağı şekilde konuşuyorduk.

"Arkadaşım Jun geldiği zaman seni görmezden geldim. Bana yardımcı olmak istiyordun."

Gözlerim istemsizce dudaklarına kaymıştı. Derhal kendimi toplayıp gözlerimi gözlerine çıkardım.

"Arkadaşın varken tanımadığın bir adama sarılmak saçma olur sonuçta."

Dediği şeyle tekrar gözlerimizi buluşturdum. Onun düşüncelerini anlayamıyordum.

Tek elini yanağıma koyup biraz okşadı.

"Çok güzelsin Jungkook..."

Kızarmıştım. Neden böyle şeyler diyordu?

Baş parmağıyla dudağımı okşamaya başlamıştı.

"...dudakların ne kadar güzeldi. Yumuşacık."

"Y-yoongi-"

Birden dudaklarıma yapıştığında şaşırmıştım. Gözlerimi kapatıp bir elimi yanağına attım. Diliyle ağzımı keşfediyordu. Yüzüme giden sıcaklık beni çıldırtıyordu. Ne yapıyor böyle? Şuan ona anlaşılmasın diye böyle saçmalıklar yapmıştım. Dudaklarımızı ayırdı. Alınlarımızı birbirimize yaslamıştık. Nefeslerimiz düzene girdiği zaman alınlarımızı ayırdı.

"Jungkook aslında uzun zamandır seni izliyorum."

"Ne-"

"Eşler değişsin!"

Adamın sesiyle Jun elimden tutup beni döndürüp belime sarılmıştı. Gözlerim pörtlemişti. Tam zamamında! Şuan filmin tam ortasında reklam girmiş gibi olmuştu!

"Üzgünüm böldüm."

Az önce olanlardan dolayı beynim durmuştu. Uzun zamandır seni izliyorumda ne demekti?

Yoongi'nin annemle dans ettiğini görmüştüm. Birlikte gülüşüyorlardı. Yoongi bana baktığı zaman gözlerimi kaçırdım. O bir sapık mıydı?

Daddy!/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin