12

6.9K 392 351
                                    

Jungkook

Kendisi şoför koltuğuna oturup arabayı hızla sürmeye başladı. Ortamdaki gerginlik sinir bozucuydu.

"Neden bara gittin?"

Tısladı."Kes sesini."

"Sana-"

"Kes sesini!"

Arabayı birden durdurup öne sarsılmamı sağladı. Emniyet kemeri olmasa başımı vurabilirdim!

Beklemediğim bir şekilde bağırmıştı. Cidden bunun derdi neydi?!

Yüzümü asıp kollarımı bağlayıp dışarıyı izlemeye başladım.

Telefonum çaldığı zaman arayana baktım. Neden arıyor bu şimdi?

"Ne var?"

"Düzgün konuş ben senin babanım."

Beni zorla evlendiren biriyle nazik mi konuşmalıydım?

Dediği şeyi görmezden geldim.

"Yarın akşam yemek yedikten sonra size geleceğiz. Sizde kalmayı düşünüyoruz uygun musunuz?"

"Nerden çıktı bu saçmalık?"

"Jungkook!"

İç çektim. O sırada evi geçtiğimizi görmüştüm.

"Seni sonra arayacağım."

Telefonu kapatıp ona döndüm."Nereye gidiyoruz?"
Cevap vermeyip yoluna devam etmişti. Onu sakinleştirmem gerekiyordu yoksa bana patlayacaktı. "Özür dilerim Yoongi. Seni o kızla görünce sinirlendim ve kendime hâkim olamadım. Lütfen biraz empati kur. Kim olsa kocasını bir sürtükle eğlenirken görmek istemez." Gözlerimi doldurup ona döndüm. Arabayı durdurup bir süre tepkisizce bana baktı ve indi. Peşinden bende indim.

Garip ve keşfedilmemiş bir yerde gibiydik. Her yer yemyeşildi ve dibimizden Han Nehri gözüküyordu. İntihar etme yeri gibiydi ve açıkçası biraz tırsmıştım.

Çimlerde bağdaş kurduğu zaman şaşkınlıkla ona baktım. Şuan çok duygusal görünüyordu. Bende onun gibi yanına bağdaş kurup çimlerle oynamaya başladım. Parmak uçlarıma değen çimler beni huylandırıyordu ve gülümsetiyordu. Bir tepede olduğumuz için normal olarak biraz esiyor ve Yoongi ile saçlarımızın karışmasına neden oluyordu.

Evden çıkarken aceleden ceketimi gitmeyi unutmuştum ve biraz üşüyordum. Başımı kaldırıp Yoongi'ye baktım. Manzaraya bakıyordu. (Manzaram alev alevv şehinşah oppamm geldi aklımaa skdks)

Gözlerini çevirip bana baktığı zaman ceketini çıkarıp ikimizin üstüne örtmüştü. Kollarımı tek koluna sardım. Kıkırdayıp başımı omzuna yasladım.

Birden iki köpek gelmişti.Biri siyah biri beyaz. Siyah olan beyazın arkasına geçip bir şeyler yaptığı zaman Yoongi mırıldandı. "İlk defa köpek seksi görüyorum. İlkler unutulmazmış."

Alt dudağımı ısırıp gülmemeye çalıştım. Cidden inanamıyorum ya!

Köpeklere bakmamaya çalışsamda tam olarak köpekler han nehrinin ortasında işi pişiriyordu.

Yoongi dikkatle onları izlediğini gördüğümde istemsizce güldüm.

Gözlerini köpeklerden çekmeyerek konuştu. "Hadi ama gülme. Olduğumuz şu ortama bak. Resmen canlı olarak köpek pornosu izliyorum. Bu şans bir daha elime geçmez."

Ondan ayrılıp daha sesli bir kahkaha attım. "Yoongi böyle bir şey beklediğini bilmiyordum."

Bana gülümseyerek baktığını gördüğümde kızarmıştım. Şuan mükemmel bir tablo gibiydi. Tekrar omzuna yaslandım ve kızaran yüzümü sakladım.

Neler oluyor bana? Bu garip histe ne?

Kendine gel Jungkook. Sen salak, saf değilsin.

Siyah köpek hızlandığı zaman tekrar güldüm.

Yoongi elini belime atıp beni kendine çekti. "Beyaz olan sana benziyor. Ne kadar sevimli."

"Ne alaka ya!?"

Sırıtıp bana dönmüştü. Yüzlerimiz çok yakındı gözlerimiz sadece irislerimize bakıyordu. Alınlarımızı yasladım. Burnumu burnuna sürttüğüm zaman belimdeki elini sıkılaştırmış ve dudaklarını benim dudaklarımla birleştirmişti.

Sakindi. İlk defa onunla böyle masum bir şekilde öpüşüyordum. Güzelmiş.

Kan yanaklarıma pompalanıyordu. Elimi yanağına koydum. Bir süre sonra ayrılmıştık. Alınlarımız birbirine yaslıydı, nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Dudakları şişmişti ve gözleri benim ona yaptığım gibi yüzümü inceliyordu. Elini yanağıma koyup öpücük bıraktı."Çok güzelsin Jungkook. Hayatımda gördüğüm en güzel kötülük sensin."

~♥~

Saat 12'ye kadar o mükemmel yerde durduktan sonra eve geri gelmiştik.

Yatak odamıza gittik ve rahat kıyafetlerimi giydikten sonra salona dönmüştük.

Yoongi çalışanları gönderip tekli koltuğa oturdu. Kucağına oturdum ve bacaklarımı koltuğun başından sarkıttım. Kollarımı boynuna doladım ve kedi gibi ona sırnaştım. Tepkisizce dudaklarımızı birleştirdi.

Yine eski moduna dönmüştü, saatler önceki duygusal Yoongi gitmişti.

Daha öncedende dediğim gibi, çok karmaşıktı.

Bu sinir bozucu.

~♥~

Yeni gün,hafta sonu olmuştu. Saat 7'ydi. Yoongi'yi tüm gün evde görmemiştim. Muhtemelen babasıyla beraber şirkette.

Odadan çıkıp aşağı indim.

"Jungkook gelsene kekten ye."

Gözlerim parlamıştı. Koşar adımlarla mutfağa gittim ve sandalyeye oturdum.

"Noona yemekten sonra yine döktürmüşsün." Önüme koyduğu çikolatalı kek ile bakışıyordum.  "Ama ben diyetteyim. Biliyorsun mankenim."

"Beni mi kıracaksın ya?"

"Kırmam seni." Çatalı alıp bir lokma aldım. Tanrım bu mükemmel bir kekti. "Yoongi hâlâ gelmedi. Ya dün ki gibi bardaysa?"

"Hayır Jungkook, Yoongi şirkette."

Tek kaşımı kaldırdım."Nereden biliyorsun?"

"Çıkmadan akşam yemeğe gelemeyeceğini çünkü şirkette olacağını gideceğini söyledi."

Mırıltılarımda onaylayıp kekten bir çatal daha aldım.

"Odun bana bir şey demedi."

"Odun işte."

Güldüm.

"Neye gülüyorsunuz öyle?"

Omzuma konulan el ile döndüm."Bu bizim aramızda."

"Annenler hâlâ gelmedi mi?"

"Gelirler birazdan. " Boş tabağımı öne itikledim. "Eline sağlık noona. " Ayağa kalktım ve Yoongi ile beraber odamıza geldik. "Hep böyle geç mi gleceksin?"

Gömleğinin birkaç düğmesini açtı. "Hayır. Sadece bugünlüktü."

Onu yatağa oturttum ve bende kucağına oturdum. "Evde çoook sıkıldım. "

Kollarını belime sardı. "Hmm öyle mi?" Dudaklarını boynuma bastırdı. "Ailen gelmeden biraz eğlenelim mi?"

Bunu beklemiyordum.

Tam o sırada zil çalmıştı.

Kurtuldum!

Kucağından kalktım ve gülümseyerek elini tuttup onuda kaldırdım. "Hadi gidip onları karşılayalım."

Kapıyı açtık ve hepsini karşılayıp salona geçtik.

Bugün BTS'in filmini izlemeye gittim. Gidenler, siz sevdiniz mi?

Ben çok sevdim. Burn The Stage gibiydi. Sonlara doğru Namjoon kendini sevmekle ilgili bir konuşma yapmıştı orada gözlerim doldu yaaaa :')

Daddy!/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin