31

3.7K 238 49
                                    

Jungkook

Namjoon hyung telefonlarımızı artık kullanabileceğimizi söylemişti. Ancak arka ve ön kamerayı kağıt ile kapatmıştık. Bu sayede bizi izleyemezlerdi. Dinlemeye gelirsek Namjoon hyung anlamadığımız şeyler ile onu da halletmişti.

Telefonumu açtığım gibi annem ve babamın aramalarını,mesajlarını görmüştüm.

Daha sonra da Yoongi'nin mesaj ve aramalarını.

Sadece birkaç hafta geçmişti görüşmeyeli ama çok değişmiş gibiydi.

Gri saçları onu daha da bir babacık-

Kes sesini ergen Jungkook.

Şaka bir yana harbi çok yakışıklı olmuştu. Gerçi o hep yakışıklıydı.

Of tamam yakışıklı kes sesini ergen Jungkook.

Yoongi'nin aradığını gördüğüm zaman şaşkınlıkla telefonu düşürmüştüm.

"Yoongi arıyor."

Hepsi toplanıp etrafıma toplandı ve bizden bin kat akıllı adam konuştu. "Açıp hoparlöre al."

Dediğini yaptım ve açıp hoparlöre aldım.

Jimin hyung güldüğü zaman -Tae hyung hariç- hepiz ona ölümcül bakışlarımızı atmıştık.

"Jungkook?"

Namjoon hyung susmam için işaret parmağını dudağına götürdü. "Benim Namjoon, Jungkook dışarda."

Ne yapacaktı?

Namjoon

"Jimin sanmıştım."

"Jimin de burada."

"Bence Jungkook'ta burada."

"Boş yapmayı kes Yoongi. Ne oldu,niye aradın?"

"Telefonu Jungkook'a ver."

"Vermeyeceğim. Söyle bana ben ona söylerim."

"Telefonu Jungkook'a ver."

"Ne o gizli konuşacağın bir şey mi var?"

"Namjoon sana telefonu Jungkook'a ver dedim."

"Bende sana-"

Telefonu yüzüme kapattığı zaman gülmüştüm. "O hâlâ sinir hastası. Şimdilik dursun bu. Hastaneye gidip gitmediğini araştıracağım."

Hepsi ciddileşmiş ve huzursuz bir ortam olmuştu. Jin ortamı bozmak için ayaklandı. "Yakında bir yerde lunapark varmış. Hazırlanında gidelim!"

Hepsi olumlu mırıltılar çıkartıp giyinmeye gitmişti.

Tekrar yanıma oturup bana döndü. "Ne düşünüyorsun?"

Koltuğun üstündeki elini kendi elimle kenetledim. "Boşver. "

Ciddiyetle bana eğildi ve gözlerimizin birleşmesini sağladı. "Sana yardım etmek istiyorum Namjoon."

Dudağına minik bir öpücük kondurduğumda gülüp kollarını boynuma doladı ve beni kendine  çekip öpmeye başladı. Üstüne çıkıp daha da ateşli bir öpüşme olmasını sağladım. Çocuklarla 7/24 beraber olduğumuz için böyle şeyler pek yapamamıştık. Onu özlemiştim.

Jin'in telefonuna bildirim geldiğinde benden ayrılıp özür diledi ve bildirime baktı. Yüzü kırmızı kesildiğinde gülümseyip çenesini öptüm.

"Ne oldu?"

"Bizi bölmeyip gitmişler."

"Hmm~ buna sevindim."

Sırıttı ve beni altına alıp kasıklarıma oturdu. "Hmm~ öyle mi?"

~♥~

Jungkook

Karavandan çıktıktan sonra lunaparka doğru yürümeye başlamıştık. Yakın olmasa karavandan bile çıkmazdım.

Hoseok ve Jimin hyung birbiriyle sarmaş dolaş ilerde yürürken biz Tae hyung ile arkalarından geliyorduk. "Hoseok hyungu kıskanmam iyi bir şey mi?"

Gülüp kolumu omzuna attım. "Ne yaptın o işi?"

"Akşam sinemaya gidiyoruz."

"Ha klasik şeyler yani."

Güldü."Aynen."

Geldiğimiz zaman etrafa göz atıp aletlere bindik.

Jimin

Lunaparktan geleli  4 saat oluyordu ve akşam saat 8 olmuştu. Taehyung'tan hâlâ bir ses çıkmıyordu. Ne düşünüyor çok merak ediyordum.

Jin hyung ve Namjoon hyung yukarıda Yoongi hakkında araştırma yapıyorlardı. Hoseok hyung, Jungkook, Taehyung ve ben koltukta oturmuş telefonlarımıza bakıyorduk.

Resmen unuttu ya!

Sinirden parmaklarım uyuşmuştu. Ne alâkaysa.

Telefonuma gelen bildirime baktım.

Salak
Seans saat 9'da söyleyim de
Sonra seni beklemem.

Hah.

Ben
Ben seni günlerce bekledim
Neyse ya gelmiyorym
istemiylrum bn

Bak yine sinirlendim ve yanlış yazdım.

Şuan tam karşımda oturuyor öylece ekrana bakıyordu.

Salak
Sadece ironi yaptım

Ben
Sikerim senin ironini
Gelmiyorum ben.

Salak
YA SALAK MISIN
JİMİN
GİDİP GELELİM

Ben
Ya siktir git kendin
Çok kırdın sen beni

Salak
Of ızr flrm

Ben
Düzgün yazsana bi bok anlamadım
amına koyayım

Salak
mzr flrm

Ben
Ney

Salak
Sen anan yani

Daddy!/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin