5

10.1K 561 220
                                    

Lady Gaga&Bradley Cooper-Shallow

(Aşığım bu şarkıya. Yazarken dinledim bence sizde okurken dinleyin.)

Jungkook

Yandaki kız bakıp bakıp duruyordu. Sonunda Yoongi rahatsız olduğumu anlayıp perdeyi kapatmıştı. (Nasıl anlatsam bilemedim her koltuğun yanında perde var işte)

"Saat 12 oldu. Birazdan ineriz. "

Başımla onayladım.

Elini belime atıp beni kendine çekti. Gülümseyip elimi bacak arasına attım.

"Uslu durmalısın."

Elimle bacağına masaj yapmaya başladım. Elimden kurtulup bu sefer o elini bacak arama attı dudaklarımızı birleştirdiği zaman kollarımı boynuna doladım. Hızlıca fermuarımı indirdiği zaman telaşlanıp dudaklarımızı ayırmaya çalıştım. Ancak izin vermeyip öpüşmemize devam etmişti. Burada mı yapacaktı? Penisimi kavradığı zaman dudaklarımızı ayırmıştı. Sessizce konuştu.

"Ses çıkarma."

İleri geri yapmaya başladığında alt dudağımı sertçe ısırdım. Boynuma öpücükler bırakıp işimi zorlaştırıyordu.

Gelen zevkle başımı geriye atmıştım.

"D-dur-ığhm."

Daha fazla hızlanmıştı. Sertçe ısırmaktan kanayan dudaklarımı inlemelerimi tutmak için dudaklarına yapıştırmıştım. Sertçe dudağını çekiştiriyordum. Ağzıma gelen metalik kanı umursamıyordum. Boşalacağımı anladığımda öpüşmeyi yavaşlattım. Sonunda eline boşalmıştım. Nefessiz kaldığımız zaman ayrıldık.

Sırıtıp peçeteyle elini silerken konuştu.

"Uslu durmanı söylemiştim."

***

Saat 2 olmuştu. Otele gelmiş ve biraz kestirmiştik. Bavullarıda yerleştirip deniz şortlarımızı giymiştik. Üstümüze bir t-shirt alıp terliklerimizi giydik ve çıktık. Bir yat kiralamıştık. Magazinler bu şekilde aşk dolu (!) balayımızı görecekti. El ele tutuşup yürüyorduk.

Aklımdaki şeye sormaya tereddüt etsemde söyledim.

"Beni ne zamandan beri izliyorsun?"

Düşündü. "Yaklaşık...3 ay."

"Beni nerede gördün? "

"Seni haberlerde gördüm. Merakla sosyal medyalardan baktım. Daha sonra seni tekrar tekrar dışarıda görmeye başladım. İlgimi çekmiştin. Sanırım sana hayran olmuştum. İlerleyen zamanlarda sana isteğim artmıştı. Bir süre sonra babam beni seninle evlendireceğini söyledi. Tabii ki şaşırmıştım. Baban bunu kabul etmediği zaman çok düşünmeyip adamlarıma o gün ki manyakça şeyi yaptırdım ve para hakkında konuşturdum. Şunu bilmelisin ki baban fazla parayı seviyor."

Anlattığı şeyler karşısında sustum. Bana evlenmeden iyi davranmıştı ama evlendikten sonra gerçek yüzünü göstermiş gibiydi.

Yata bindiği zaman bana dönüp binmeme yardım etti.

***

Üst katta bizim için hazırlanan masadaki yemeklerden yiyorduk. Saat 4 olmuştu. Sırtımı Yoongi'ye dayamıştım. Yani oldukça rahattım. Saçımı öptüğü zaman yüzüme sahte bir gülümseme koydum ve bildirim gelen telefonuma baktım.

Jun
Jungkook
Buluşalım lütfen
Seninle konuşmam gerek.

Neler oluyor?

Jungkook
Neden?
Bir sorun mu var?

Jun
Telefonda konuşmak istemiyorum.
Geri döndüğünde buluşalım.

Jungkook
Pekâlâ...

Bir sorun olduğunu hissetmiştim. Jun genelde ciddi olmayan bir tipti. Onu hep gülerken görmüştüm.

Yanımda bir kıpırdama olduğu zaman başımı çevirdim. Yoongi çantadan sigara pakedi çıkarıp bir tanesini dudaklarının arasına yerleştirmişti. Ona baktığımı fark ettiğinde bana bakarak sigarayı çakmakla yaktı. Tamam bu harekete biraz (!) düştüm. Sigarayı ağzından uzaklaştırıp dumanı üfledi. Dürüst olmak gerekirse dudaklarına sigara yakışmıştı. Ki bunu sigaradan hoşlanmayan ben söylüyordum.

"Bana bakmayı kesip önüne dön de duman sana gelmesin. "

"Sen nereden biliyorsun? Yani...sigaradan hoşlanmadığımı?"

Burnuma gelen sigara kokusuyla dudağımı büzdüm. Gerçektende hoşlanmıyordum.

"Jungkook hâlâ anlamadın mı?"

Küllüğü alıp cümlesine devam etti.

"Seni senden daha iyi tanıyorum."

Dediği şeyle tüylerim diken diken olmuştu.

Onun hakkında ne düşünmeliydim bilmiyordum. Bir sapık veya aşık. Ya saflığı seçip aşık diyecektim ya da mantığı seçip sapık diyecektim. Şuan ona aşık desem bir başka gün sapık diyecektim. Min Yoongi karışıktı. Çok karıştıktı...ne yapacağı tahmin edilemiyordu.

Sıkıntıyla saçımı geriye attım.

"Yoongi bana kendinden bahset."

"Kendimden mi?"

Tek kaşını havaya kaldırdı.

"Nasıl biri olduğunu bilmek istiyorum. Çok gizemlisin ve seni anlayamıyorum. Lütfen seni tanımamda yardım et."

Yaslandığım sırtından ayrılıp ona döndüm. Benimkinden daha küçük olan koyu kahve gözlerini gözlerimle buluşturmuştu.

"Nereden başlamalıyım?"

Gelecek için mantıklı sorular sormalıydım.

"Nelere sinirlenirsin?

"Sana göre mi yoksa diğer insanlara göre mi?"

Uh...

"Bana göre."

"İtaatsizliğine ve meraklı olmana. Özellikle itaatsizliğine. Ah şimdi aklıma geldide bazen gerektiğinden fazla konuşuyorsun."

Ard arda gelen bombardımandan sonra dudağımı büzdüm. "Sen az konuşuyorsun bırakta ben çok konuşayım."

Gülmüştü ve saçımı karıştırmıştı. Saçma bir şekilde kızarmıştım. Başımı eğip ondan saklandım.

"Peki...benim hakkımda neleri seversin?"

Utancımı yenip başımı kaldırıp ona baktım. Dudağını yalamıştı.

"Senin hakkındaki her şeyi seviyorum ama..."

Elini yanağıma koyup dudaklarımızı birleştirdi. Uzun tutmayıp ayrıldı. Alınlarımızı yaslayıp baş parmağıyla alt dudağımı okşadı.

"En çok burayı ve köprücük kemiğini seviyorum."

Yanıyordum. Şuan da bu adam yüzünden yanıp kavruluyordum.

Ya bölümü 8'de atacağım dedim 9'a doğru attım niye hatırlamadınız bea

Daddy!/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin