48

3.1K 214 94
                                    

Jungkook

"Ne?" Şaşkınlıkla sadece 'ne' diyebilmiştim.

Onu sevmiyordumki ben.

"Evet, hatta inanmazsın diye ses kaydı aldım. Açayım mı?"

Açmalıydı, onu sevmiyordumki!

Kanıtlasın.

"Seni sev-"

"Tamam kapat!" Cidden dedim mi?! Şaka gibi! "A-ama ben seni sevmiyorumki!"

"Ama söyledin."

"Ama sevmiyorum!"

"İnsanlar sarhoşken doğruyu söylemez mi Jungkook?"

Lanet olsun...keşke bu bilgiyi bilmeseydim.

"Seni sevmiyorum."

"Deneyelim. "

"Nasıl deneyeceksin? Denenmez. Sadece ben bilirim."

Elleriyle yanaklarımı tutup dudaklarımı öptü. "N-ne yapıyorsun?! Sana izin veren kim?"

"Her zaman yaptığımız şey. Hadi Jungkook deneyelim."

Uzun zaman sonra onun dudaklarını hissetmek garipti.

Dudaklarımızı tekrar birleştirdiğinde bu sefer dillerimizde araya girmişti. Kollarını belime sarıp beni kendine çekti. Ellerimi omzuna koyup tutundum. Bedenim gittikçe dahada sıcaklıyordu.

Nefessiz kaldığımız zaman ayrıldık. Sonra son kez dudaklarıma öpücük kondurdu. Elleri hâlâ belimdeydi, dışarıdan gören biri sevgiliyiz sanardı.

"Kızarmışsın ve..." elini kalbime koydu. "Kalbin çok hızlı atıyor. Bu kanıtlamaz mı?" Gülümsemişti.

Lütfen bu kadar temas içindeyken gülümseme.

Onun kollarını tutup belimden çekmesini sağladım ve ondan uzaklaştım.

Konuyu dağıtmalıydım...

"O kağıt neydi?"

Tek kaşını kaldırdı. "Yalan söyledin. Yine."

Omuz silktim. "Ne çeviriyorsun?"

"Sana söyleyemem."

"Yani bir şeyler çeviriyorsun."

Kafasını olumsuz anlamda salladı. "Hayır, öyle bir şey değil."

Kaşlarımı çatmıştım. "Benimle ilgili mi?"

Düşündü. "Sana söyleyemem dedim."

"Bence benim hakkımda."

Sessiz kalıp omuz silkti.

"Sana güvenemezken niye aşık olayım. Ben aptal değilim "

Ayağa kalktı. "Sadece kendini kandırıyorsun." Odadan çıkıp beni kendimle yalnız bıraktı.

Yoongi

Odadan çıktığımda istemsizce sırıtmıştım.

Saf.

Ses kaydı aslında Jun'a söylediği bir şeydi. Heesu sağolsun bunu da halletmiştim.

Aşağı indiğimde Namjoon beni yanına çağırmıştı. Yine ne yaptım diye düşünürken Jimin odasından çıkıp bana doğru ilerlemişti. "Hyung hadi oyun oynayalım."

Namjoon cevap vermeme izin vermeyip atıldı. "Şimdi sırası değil Jimin."

"Neden? Ne oldu?"

"Seni ilgilendirmez bücür."

Keyfi bozulsada belli etmemeye çalışıp odasına geri gitti. Şu çocuğa karışmayın ya. Bi' onu seviyorum zaten.

Namjoon'un karşısına oturup ne anlamında başımı salladım. "Ne düşünüyorsun?"

"Ne hakkında?" Anladım, yine sorguya çekileceğim.

"Son olan hakkında."

Üzgünüm benden laf alamayacaksın lahmacun. "Ne düşünebilirim ki? Hiçbir şey kesin değil. Daha hiçbir şey bilmiyoruz. "

Beni tepkisizce izliyor ve ne düşündüğünü anlayamıyordum. Güzel bir role girmişti.

"Bence sen yaptın."

"Neden inatla böyle düşünmeye devam ettiğini anlamıyorum." Eğer biri işimi batıracaksa o kişi Namjoon olur.

Ah ama ben ondan daha akıllıydım.

"Kendin hiçbir şey yapmadığını söylüyorsun. Bizimkilerden biri de bir şey yapmadı, tek kalan seçenek yabancı biri."

"Yanılıyorsun."

Şaşkınca tek kaşını kaldırdı.

"Bence Hoseok. İkisi de odada tek ve sarhoştu. "

Gözleri olduğundan biraz daha büyümüş ve düşünmeye başlamıştı.

Şah ve mat.

Daddy!/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin