22

4.7K 292 246
                                    

Jungkook

Saat öğleden sonra 4'tü. Doğal olarak kalçam ağrıyordu ve bu durumdan hiç ama hiç memnun değildim. Artı olarak Yoongi dışarıda arkadaşlarıyla birlikteydi. Evet ben böyle kalçamın ağrısını çekerken o arkadaşlarıylaydı.

Hiç mutlu değilim.

Ama iyi yanına bakmam gerekirse yarın Japonya'ya gidecektim. Beni bir defileye davet etmişlerdi. Oradaki mankenlerden biri olamayacaktım ama onları izleyecektim, bu da bir şeydi. 2 gün boyunca Japonya'da kalacaktım.

Üstümdeki battaniyeye daha çok sarılıp televizyonda kanallarda gezmeye başladım. Havalar iyice soğumaya başlamıştı ve ben kıştan nefret ederim.

Kapının zili çaldığı zaman kimin geldiğini tahmin etmek pek zor olmamıştı.

Bağdaş kurup elimdeki pudingimde bir kaşık daha aldım.

Yoongi yukarı çıkıp geldikten sonra çaprazımdaki tekli koltuğa oturdu.

"Yoongi."

Başını kaldırıp bana baktı ve konuşmamı bekledi.

"Yarın Japonya'ya gidiyorum."

"Ne? Neden? Niye şimdi haberim oluyor?"

Neden bu kadar sinirlenmişti?

"Defileye gideceğim. Beni davet ettiler-"

"Hayır gitmiyorsun."

Kaşımı çatıp boş kaseyi masaya koydum. "Gidiyorum."

"Sana gitmiyorsun dedim! Japonya'ya gitmeyeceksin!" Sesi yükselmişi ve yüzünde sinirli bir ifade vardı.

"Her şey hazır, gideceğim. Tanışmak istediğim bütün insanlar orada olacak."

"Tanışmak istediğin insanları-"

"Neden istemiyorsun Japonya'ya gitmemi?!" Sonunda bende sinirlenmiştim. "Bana karışmayacağın konusunda anlaşmıştık!"

"Bende geliyorum-"

"Hayır gelmiyorsun! "

Gülmeye başlamıştı ve bu beni dahada sinirlendirmişti.

"Sana bir şey sordum. Neden izin vermiyorsun?"

"Çünkü olmaz."

"Neden...neden olmaz?" Sinirle gözlerim dolmaya başlamıştı...ne sinir bozucu. (kÖpÜrürSüN GlUk glUk gLuK)

Ayağa kalkıp yanıma oturdu ve sakin bir şekilde konuşmaya başladı. "Çünkü Jun orada. Onunla karşılaşmanı istemiyorum. "

Yutkunmuştum ve arkama yaslanmıştım. "Japonya kalabalık bir ülke. Karşılaşmayız-"

"Ya karşılaşırsanız? Psikolojik olarak kötü hissetmez misin?"

Ona döndüm ve dolu gözlerimi onun gözleriyle buluşturdum "Ben çoktan atlattım."

İkimizde konuşmuyor, gözlerimize bakıyorduk. Dudaklarımızı birleştirdiği zaman elini belime atıp beni kendine çekmişti. Kucağına oturdum ve daha ateşli bir öpücük olmasını sağladım. Nefessiz kaldığımız zaman ayrılmıştık. Yüzlerimiz yakındı ve burun uçlarımız değiyordu. "Bende geleceğim." Dudaklarıma fısıldamıştı.

"Tamam...beraber gidelim." Çok çabuk ikna olmuştum,lanet.

Dudağıma minik bir öpücük bıraktı.

Bana gerçek sevgililer gibiymişiz gibi davranıyordu. Böyle devam etmemeliydi...

~♥~

Japonya'ya gelmiştik. Bavullarımızı alıp çıkışa ilerledik. Magazinler geldiği zaman Yoongi elimi tuttu ve hızlı adımlarla çıkışa ilerledi.

"Bir röportaj verir misiniz?"

"Bay Min!"

Birden önümüze bir muhabir çıkmıştı. "Geçen hafta sizi kavga ederken gördük. Buna bir şey diyecek misiniz?"

"Her çift bir sorun yüzünden kavga eder. İzin verirseniz otelimize gideceğiz."

Kenardan çıkıp bir taksiyi durdurduk ve bavullarımızı koyup bindik.

Bir çok kez kavga etmiştik, hangi kavgadan bahsettiklerini anlayamamıştım. Eğer silahlı olanı bahsediyorlarsa hiç iyi değildi.

Bu onun sorunuydu, magazinleri düşünmeliydi. Mağdur olan bendim.

Şuan her şeyi itiraf edip bütün sevdiğim kişilerle beraber uzaklara gitmek istiyorum. Yoongi'siz ve baskısız bir hayat. Çok mu zor, imkânsız mı? Beni bu hayata bağlayacak kişi Jun'du. Gerçekten hislerimiz karşılıklı sanıyordum, mutluydum. Taa ki o olay olana kadar. Gerçekten kalbimi çok kırmıştı. Sevildiğimi düşünmüştüm. Beni mutlu eder, hayatıma renk katar sanıyordum. Ama bana kattığı şey güvensizlikti.

Hayata pozitif bakar en olumlu tarafını düşünürdüm. Yoongi ile sahte evliliğimizden beri bu böyleydi. Şimdi sadece negatif şeyleri düşünüp ne yapabilirim diye önceden düşünüyordum. Bu hiç iyi değildi.

Gerçekten ne gerek vardı? İlla böyle bir yolla mı benim gönlümü almaya çalışıyordu? Zorla evlenerek mi? Gerçekten...gerçekten anlamıyorum.

Şu sıralar regl olan kızlar gibi bir duygusaldım zaten. Şimdi de sinirden gözlerim dolmuştu.

Sinirlenince ağlamaktan nefret ediyorum.

Odaya geldiğimiz zaman bana dönmüştü. Daha sonra iç çekip göz devirmiş ve yatağa oturmuştu.  "Yine mi aynı konu?"

Sessiz kalıp çantamı çıkarıp bir yere attım ve karşısına oturdum. "Neden izin vermiyorsun gideyim? Sevgi değil bu psikopatlık. Sevmiyorsun beni, neden yapıyorsun bana bunu? Görmüyorsun sanki ne kadar üzülüp, zorlandığımı. Başlarda gerçekten iyi bir adam olarak görmüştüm seni ancak insanın içinede bakmak gerek. Keşke en başından içini görmeseydim. K-keşke bir yol bulup evlenmeseydim seninle! Nefret ediyorum senden. İstemediğimi bile bile zorla bana taciz ediyorsun! B-bu yetmezmiş gibi hayatıma karışıyorsun! Sadece izin ver de yoluma bakayım! "

Gözyaşlarım durmaksızın akıyor, sinirden dişleri ve yumruklarımı sıkıyordum. Gerçekten sinirlenmiştim. Daralmıştım, dayanamıyordum. Sadece lise 4'ü bitiren bir gençtim. Hayatıma daha yeni başlıyordum ama o hayatımın tam ortasına sıçıyordu.

Konuşmam boyunca negatifliğini koruyup bir mimiğini bile kımıldatmamıştı. Duygusuz orospu çocuğu.

"Daha dün kendi isteğinle benimle seviştin. Şimdi beni sapık bir adammışım gibi gösteriyorsun."

Dalga mı geçiyor bu amına koyayım? Tek takıldığı nokta bu mu?

"Boşversene açıklayacağım her şeyi. Senden kurtulmak için en iyi ol bu."

"En iyi yol mu? Yanılıyorsun, sana sözleşmeyi hatırlatayım. Seni bir odaya kilitler ve bu sayede daha da birbirimizi görmüş oluruz. Ah tabii böyle bir şeyin olup olmaması senin elinde. "

İlk defa çaresizliği hissediyordum.

Yazarken ben üzüldüm amk harbi böyle bir durumda olan var mı varsa 2 kalp atsın falan diyormuşum alssldkapdk

Daddy!/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin