4. Bölüm.

1.5K 105 12
                                    

    

    Merhaba arkadaşlar! Ateş Kuşunun yeni bölümü ile yine sizlerleyim.  Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Seviliyorsunuz.

             Doğan merak içinde, arkadaşlarından gelecek tepkiyi bekliyordu. İki dostunun da bu geceye katılmak istemediğini çok iyi biliyordu. Çünkü, her iki arkadaşı da bu tür toplantılardan oldum olası nefret ederdi.

Onlara göre; insanlar sevdikleri ve önem verdikleri kişiler için, her şekilde zaman ayırırdı ve o gece görecekleri kişiler onlar için, zaman ayırmaya değmeyeceğini düşündükleri kişiler grubu içindeydi. Asrın ve Sinan ilk birkaç sene, Doğan'ın zorlaması üzerine mezunlar gecesine katılmışlardı. Daha sonra ki yıllarda ise, yeni mezunlarında katılımıyla daha resmi ve sıkıcı bir ortam oluştuğunu ayrıca, birçok arkadaşlarının da bu organizasyona katılmadığını bahane ederek, iki adam da bu organizasyondan kaçmıştı.

Ama Doğan, arkadaşlarının gitmek istememesinin en büyük sebebini biliyordu. Mezun olalı dokuz yıl olmuştu ve her yıl yeni mezunlar ile aralarında ki yaş farkı gitgide açılıyordu. Ve arkadaşları yeni mezunların yanında kendilerini daha yaşlı hissediyordu. Her ne kadar bunu dile getirmeseler de Doğan bunun farkındaydı.

Genç adam oturduğu sandalye de iyice yayıldı ve karşısında öksürük krizine giren Sinan'ı muzip bir gülümseme ile izledi.

Doğan'ın sözleri bir anda bomba etkisi yaratmıştı ve o anda suyunu yudumlayan Sinan, duyduklarının şoku ile içtiği suyu genzine kaçırmıştı.

"Helâl oğlum, helâl! Bu yaşa geldin hala nasıl su içeceğini öğrenemedin mi?"

Sinan ve Asrın karşılarında pişmiş kelle gibi sırıtan arkadaşlarına sinirli bir bakış attı.

"Oğlum, sen geri zekalı mısın? Hem bizim fikrimizi bile sormaya tenezzül etmiyor ve bize emrivaki yapıyorsun. Hem de karşımıza geçip sırıtıyorsun. Seni bir psikoloğa götürmek şart oldu. Senin canın dayak istiyor ama biz şiddet karşıtı insanlarız!"

Doğan, kaşlarını çatmış ona sinirle bakan Asrın'a, şirin bir gülümseme yolladı. Sonra tek kaşını kaldırarak, iki arkadaşını da ukala bir tavır ile süzdü.

"Size bir soru soracağım ve sizde soracağım soruya dürüstçe cevap vereceksiniz. Ben size emrivaki yapmasaydım, bu yıl ki mezunlar balosuna gidecek miydiniz?"

Doğan arkadaşlarının çıkardığı homurtular karşısında, savaş kazanmış bir komutan edası ile gülümsedi.

"Tam da düşündüğüm gibi! Bende sırf bu yüzden size emrivaki yaptım. Farkında mısınız bilmiyorum ama ben her gün aynı rutinin içinde olmaktan bıktım. Gün boyu bir davadan diğerine koşuyorum. Akşam olunca da en fazla, bir yerlere gidip, bir kadeh bir şey içiyor ve evlerimize dağılıyoruz. Geçen yıl yaptığımız tatilden beri, ilk defa buraya geldik."

Sinan, arkadaşının sitemkâr haline şaşkınlıkla baktı.

"Doğan, dostum senin bu kadar bunaldığının farkında değildim. Bilseydim, seni lunaparka ya da sirke götürürdüm."

"Zevzek zevzek konuşma Sinan! Benim tek istediğim biraz hava değişimi."

"Bu hava değişimini başka yerde yapsak olmaz mı Doğan? Sen hava değişimi yapacaksın diye, bize afakanlar basacak. O ortam Sinan'ı da beni de boğuyor dostum."

Asrın'ın sözleri ile Doğan sert bir ifade ile arkadaşına baktı. Sonra başını iki yana salladı. Doğan'ın bu ikna olmaz kesin tutumu karşısında, Asrın ve Sinan çaresizce başlarını salladılar.

Ateş KuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin