Merhaba canlarım. Bu bölümü okurken anlatılanları sakın ütopik bulmayın. Çünkü, gerçek yaşamdan birebir alınmış bir hayat hikayesidir. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Lütfen beni takip edin.
Ertesi sabah uyanmak her iki taraf için de epey zor olmuştu. Gecenin geç saatlerine kadar sohbet etmişler ve saatin kaç olduğunu fark etmemişlerdi.
İrem'in uykusunun en tatlı yeri, her zamanki gibi arkadaşları tarafından katledilmişti. Selin ve Dilara, uyandıktan sonra, duşlarını almış ve hazırlanmışlardı. Birkaç kez arkadaşlarını uyandırmak için seslenseler de İrem onlara hiçbir tepki vermemişti. Sonunda iki kız çareyi arkadaşlarını ılık suyla doldurdukları küvete atmakta bulmuşlardı.
İrem uykusunun arasında kucaklandığını hissetmişti. Hatta arkadaşlarının konuşmalarını da gayet iyi duyuyordu. Sadece gözlerini açamıyordu. Tamam! O da uykuya fazlaca düşkün olduğunun farkındaydı ama arkadaşları da Denizli horozu gibi, sabahın köründe ayağa dikiliyordu.
Genç kız tüm vücudunda hissettiği ıslaklık ile gözlerini açtı ve çığlık atmaya başladı. Bu adi cadılar, ona bir gün olsun rahat, huzur vermeyecekti.
"Siz iki cadı, kaçsanız da benden kurtulamayacaksınız. Sizi elime geçirdiğimde ne yapmayı düşünüyorsunuz?"
İki cadı, İrem'i küvetin içine attıktan sonra, hızla banyoyu terk etmişti. Şimdi ise kapının arasından arkadaşlarına bakıp, kıkırdıyorlardı. İrem onu seyreden iki çift gözü fark edince, kaşlarını çattı ve çemkirmeye başladı.
"Gülün siz gülün! Cenaze namazınız kılınırken bende sizin gibi güleceğim."
"Sende bir gün olsun erken uyan İroş! Saat on bir oldu ve biz kahvaltı için insanlara söz verdik."
"Aman çok da umurumdaydı sanki. Kime sordunuz adamlara söz verirken? Hem ben söz vermediğime göre, benim gelmeme de gerek yok. Kapı orada, banyodan çıktığımda sizi burada görmeyeyim."
Selin ve Dilara arkadaşlarının sözleri üzerine neşeli bir kahkaha attılar.
"Selin, sence bu kız kendi söylediklerine kendisi inanmış mıdır?"
"Bence tüm kalbi ile, inanarak söyledi ama ben bunu uyku sersemliğine verdim."
"Haklısın kuzum. Yoksa böyle saçma bir düşünceyi aklına bile getiremezdi. Zaten aklına getirenin de aklını alırız."
İki kız birbirlerine baktı ve ellerini havaya kaldırıp yumruk yaptıktan sonra aynı anda bağırdılar.
"Afet kızlar!"
İrem'in uykusu iyiden iyiye açılmıştı. Üzerindeki sırılsıklam olmuş şort takımını çıkardı ve asılı olan havluya sarındı.
Odaya geri döndüğünde arkadaşları onu bekliyordu. İrem kaşları çatık bir şekilde iki dostunu süzdü.
"Siz daha gitmediniz mi? O kadar lafı kime söyledim ben?"
"Şaka gibisin İroş! Sensiz gitmeyeceğimizi gayet iyi biliyorsun. Artık uyandığına göre hazırlan da gidelim. Hadi çabuk ol."
İrem, Selin denen bu cadıdan nefret ediyordu. Dişlerinin arasından arkadaşına tısladı.
"Bencil! İkinizde bencilsiniz. Bunun farkındasınız değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Kuşu
General FictionFarklı kültürler olmasa da, farklı iki aileden gelen iki insanın hayat hikayesi. Birisi sevgi ve şefkat ile büyütülen bir adam . Diğeri ise sevgiyi başkalarında aramış bir kadın. Bakalım ikisinin hayatı, bir şekilde kesişince neler olacak.