Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Beni "Takip" etmeyi unutmayın. Keyifli okumalar canlarım. Seviliyorsunuz.
"Dilara! Dilara! Lame sandaletlerimi bulamıyorum. Dilara!"
Genç kız heyecan içinde bir o yana bir bu yana koştururken, bir taraftan da arkadaşına sesleniyordu. Sabah kalktığından beri aradığı hiçbir şeyi bulamıyor, bu yüzden de gerginliği iyice artıyordu.
"Dilara! Sana söylüyorum! Sandaletlerimi gördün mü?" diye tekrar bağırdıktan sonra, homurdanmaya devam etti.
"Her sabah karga bokunu yemeden kalkıp, uykumun en güzel yerinde beni uyandıran sanki siz değilmiş gibi, bugün uyanmak nedir bilmiyorsunuz. Bu ne uyku arkadaş? Delireceğim vallahi! Dilara! Selin! Size diyorum!"
Genç kız odasının içinde telaş içinde dört dönerken, duyduğu çatallaşmış ses ile arkasını döndü. Dilara şişmiş gözlerini ovuştururken, bir taraftan da esniyordu.
"Sabah, sabah bu enerjiyi nereden buldun İroş. Uykumun içine ettin. Hem neden cırlayıp duruyorsun, anlamadım ki?"
İrem kaşlarını çattı ve elini beline koyarak, arkadaşına çemkirdi.
"Kusuruma bakmayın prensesim. Güzellik uykunuzu böldüm ama bu aciz kulunuz ayakkabılarını bulamıyor. Ona yardımcı olur musunuz?"
Dilara elini ağzına kapatarak esnedi.
"Saat kaç İrem?"
"Sekiz buçuk."
Dilara'nın uykudan mahmurlaşmış gözleri bir anda kocaman açıldı.
"Sen manyak mısın kızım? Bugün Pazar. Neden bu saatte ayaktasın?"
İrem dişlerini sıkarak arkadaşına baktı ve tıslayarak konuştu.
"Eğer unuttuysan hatırlatayım canım arkadaşım. Bugün babam ve Asrın ile birlikte kahvaltı yapacağız."
Dilara derin bir of çekerek, kendini İrem'in yatağına bir çuval gibi bıraktı ve kolu ile gözlerini kapattı.
"Buluşmanıza daha iki saat var İrem. Niye bu kadar panik yapıyorsun ki?" dedikten sonra, yavaşça yattığı yerde doğruldu ve İrem'i kolundan çekerek, onunda yatağa oturmasını sağladı.
"Boşuna bu kadar kendini geriyorsun kuzum. Eminim çok keyifli bir kahvaltı olacak ve sen kendini boşu boşuna üzmüş olacaksın."
İrem derin bir iç çektikten sonra, başını arkadaşına doğru çevirdi.
"Bilmiyorum Dilara. Hiçbir şey bilmiyorum. Babama güvenip, güvenemeyeceğimi de bilmiyorum. Annemin, Asrın ile nişanlı olduğumu duyduğunda verdiği tepki, aklımdan bir türlü çıkmıyor. Babamın da annem gibi davranmayacağını ve sevdiğim adamı kıracak sözler söylemeyeceğini nereden bilebilirim?"
Dilara arkadaşının ellerine uzandı ve ona güç vermek için sıkı sıkı tuttu.
"Yanınızda Özge ablan ve Can abin de olacak İroşum. Onların buna izin vermeyeceğine eminim. Hem Özge ablan" Baban sevdiğin adamı tanımak istiyor" demedi mi? O, senin asla zor durumda kalmana izin vermez. Lütfen boşu boşuna kendini üzme."
İrem sessizce başını salladıktan sonra kendini yatağın üzerine bıraktı. Sakinleşmek için gözlerini kapattı ve üzerindeki gerginliği atmak için nişanlandığı gün ve sonrasında da yaşanılanlara odaklandı. Tek istediği kısa süre içinde olsa üzerindeki gerginlikten kurtulmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Kuşu
General FictionFarklı kültürler olmasa da, farklı iki aileden gelen iki insanın hayat hikayesi. Birisi sevgi ve şefkat ile büyütülen bir adam . Diğeri ise sevgiyi başkalarında aramış bir kadın. Bakalım ikisinin hayatı, bir şekilde kesişince neler olacak.