Merhaba canlarım. Sitemlerinizi duyar gibiyim. Neden on gün ara verdim diye sorabilirsiniz ama bu sefer haklı gerekçelerim var. Diğer hikayem Kader Bağlayınca'yı da yazmaya başladım. Tabi ki ilk önceliğim Ateş Kuşu olacak. Kader Bağlayınca için verdiğiniz destek ve beğeniden dolayı teşekkür ederim. Şimdiden beğeni kitlesinin oluşması bana şevk verdi. Hepinize desteğiniz için çok ama çok teşekkür ederim. Sizi seviyorum. Keyifli okumalar.
"Nee!"
Mert bey sinirle yerinden fırladı ve yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle oğlunun yakasından tutup kaldırdı. Sesi gök gürültüsünü andırıyor, oğluna benzeyen gözlerinde ise şimşekler çakıyordu.
"Sen ne dediğinin farkında mısın Dinçer? Ne evlenmesinden bahsediyorsun? Benim bebeğim, daha çok küçük. Ben prensesimi hıyarın teki alsın diye bu yaşa getirmedim."
Dinçer babasının tepkisini gülümseyerek seyrederken, Mert beyin sesini duyan Meral Hanım telaşla ikilinin yanına geldi. Kocasının, oğlunu yakasından tutup sarstığını gördüğünde ise küçük bir çığlık attı.
"Mert, Dinçer! Neler oluyor burada? Sizi iki dakika yalnız bırakamaya gelmiyor. Koca adam oldunuz hala çocuk gibi kavga mı ediyorsunuz?"
Mert bey karısının sözleri üzerine, Dinçer'in yakasını bıraktı ve bitmek tükenmek bilmeyen siniri ile karısına döndü.
"Sen biliyor muydun Meral?"
Meral hanım şaşkın gözlerle kocasına baktı.
"Neyi biliyor muydum Mert?"
"Dilara hanımın sevgilisi varmış ve yakında evlenmeyi düşünüyormuş. Senin bundan haberin var mıydı?"
Kadın kocasının sorusu ile yutkundu. Kızı her ne kadar ona anlatmamış olsa da bir anne olarak Doğan'a bakışlarını yakalamış ve az da olsa bir şeyler sezmişti. Karısının tepkisizliği karşısında, Mert Bey sinirli bir kahkaha attı.
"Tabi ya! Bunu sormam bile hataydı. Anneler kızlarının her şeyini bilir ve babalar duymasın diye kedi bokunu örter gibi, saklarlar değil mi?"
Meral hanım yanaklarını bir balon gibi şişirdikten sonra yavaş yavaş nefesini verdi.
"Dilara bana bir şey anlatmadı Mert ama zaten anlatmasına da gerek yoktu. Ben onun bir bakışından bile ne düşündüğünü hemen anlarım ve ben, kızımın o gence aşk ile baktığını gördüm. Bu da bana yetti. Şimdi oturalım ve sakin sakin konuşalım." dedikten sonra oğlunun yanına geçti ve kocasının oturmasını sessizlik içinde bekledi.
Mert bey siniri geçmese de kızı hakkındaki gerçeği öğrenmek için kalktığı koltuğa tekrar oturdu ve yargılayan bakışlarla karşısındaki ikiliyi süzdü.
"Hadi bakalım. Arkamdan ne düzenler çevirdiniz, birer birer anlatın."
Kadın kocasının suçlayan sözlerine dayanamadı ve kadınların en güçlü savunma şeklini kullandı. Çemkirdi.
"Yeter Mert! Duyanda gerçekten arkandan iş çevirdiğimizi sanacak. Benim bir şeyden haberim yok. Nişan günü kızımın bakışlarındaki farklılığı görünce anladım ama ses çıkarmadım. Bana gelip anlatmasını bekledim ve sende aynı benim gibi yapıp kızımızın anlatmasını bekleyeceksin."
"Ne o herif benim evime de mi girdi?"
Dinçer neşeli bir kahkaha ile babasını yanıtlayınca, Mert Bey ok fırlatan bakışlarını oğluna çevirdi.
"Birde abiyim diye ortalarda dolaşıyorsun. Boyundan posundan utan. Küçücük kardeşini elin hıyarlarından koruyamadın."
Babasının sözleri ile genç adamın yüzü asıldı. Onun kızını başka bir adamla paylaşma düşüncesini kabul edemediğinin farkındaydı ama Dinçer'e olan ithamı hiç de yenilir yutulur gibi değildi. Genç adam her ne kadar Mert beyin sözlerine bozulsa da karşındaki kişinin babası olduğunun farkındaydı ve bu zamana kadar ona hiç saygısızlık yapmadığı gibi şu anda da yapmayacaktı. Oturduğu koltukta öne doğru eğildi ve ciddi bir ses ile Mert beyi cevapladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Kuşu
General FictionFarklı kültürler olmasa da, farklı iki aileden gelen iki insanın hayat hikayesi. Birisi sevgi ve şefkat ile büyütülen bir adam . Diğeri ise sevgiyi başkalarında aramış bir kadın. Bakalım ikisinin hayatı, bir şekilde kesişince neler olacak.