Ateş Kuşu

13. Bölüm.

Keyifli okumalar canlarım.     

              Masada oturan üç genç adam da, Dilara'nın dudaklarından dökülen sözcükleri, önce yanlış anladıklarını düşünmüşlerdi. Üçü de genç kıza şaşkın gözler ile bakarken, Sinan dan itiraz sesleri anında yükseldi.

"Saçmalama Dilara! Selin benim arkadaşım. Daha da önemlisi, ben onu kız kardeşim gibi görüyorum. Nasıl böyle bir teklifte bulunabilirsin?"

Sinan'ın bu sözleri, Dilara'yı pek de etkilemiş gibi görünmüyordu. Genç kızın yüzündeki gülümseme iyice genişledi.

"Bunun farkındayım Sinan. Eğer beni dinlersen, neden böyle söylediğimi açıklayacağım. Aslında ben senden sadece yardım istiyorum Sinan ve emin ol ki, bu yardımı kabul edersen, sende çok keyifli zamanlar geçireceksin."

Asrın karşısında ki kızın yüzündeki sinsi gülümsemeden, bir şeyler çevirdiğini anlamıştı. Bakışlarını Sinan'a çevirdi.

"Bence bu işin altından bir çapan oğlu çıkacak Sinan. İstersen önce Dilara'yı dinleyelim. Sen daha sonra itirazlarına devam edersin."

"Bende aynı fikirdeyim Asrın." diyen Doğan sevgilisine döndü.

"Hayatım, senin o güzel beyninde ne gibi hinlikler dolaşıyor, gerçekten de çok merak ettim."

Dilara sevgilisine de aynı gülümseme ile baktı.

"Tamam, anlatıyorum ama ben bitirmeden Sinan lütfen savunmaya geçme." dedikten sonra, derin bir nefes aldı ve sakin, sakin konuşmaya başladı.

"Ben ve Selin lise yıllarından beri arkadaş, hatta kardeş gibiyiz. Bizim bu yakınlığımız sayesinde ailelerimizde birbirleri ile kaynaştı ve aralarında derin bir bağ kuruldu. Bu hem benim için hem de Selin için çok olumlu olmuştu. Çünkü, bu sayede birbirimizde rahatlıkla kalabiliyorduk. Gel zaman git zaman, Selin'in bizde kaldığı süreler içinde, özellikle abimin evde olduğu zamanlar da kuzu gibi sessizleştiğini fark ettim ve onun üzerine gittim. Benim zorlamam sayesinde Selin'in ağabeyime âşık olduğunu öğrendim. Sonra hepinizin bildiği gibi, aynı üniversiteyi kazanıp, birlikte yaşamaya başladık. Ama geçen bu yıllar boyunca Selin'in, abime karşı olan takıntısından bir türlü kurtaramadık."

Sinan, Dilara'nın anlattıkları ile bugün Selin'in Dinçer'e karşı olan tutumunu, bir türlü bağdaştıramamıştı.

"Dilara, senin anlattığın Selin ile bugün Dinçer'in karşısında gördüğüm Selin hiç birbirlerine uymuyor. Sen biraz önce, abimin yanında sessiz uysal bir kız gibi davranıyor dedin ama bugün karşılaştığım Selin, tam bir vahşi kedi gibiydi."

Dilara neşeli bir kahkaha attı.

"Haklısın, işte bu yüzden senden yardım istiyorum."

"Anlamadım?"

"Bak Sinan. Abimi gördün ve bir erkek gözü ile nasıl göründüğünü bilemem ama kadın gözü ile bakıldığında, gerçekten de çok yakışıklı bir adam ve Dinçer Bey bunun oldukça farkında. Bu zamana kadar bir bakışı ve bir gülüşü ile istediği her kadına sahip olabilen bir adam. Kadınlar onun yanında süt dökmüş kedi gibi oluyor ve asla ona hayır diyemiyor."

"Bunun benimle ne alakası var? Ben hiçbir şey anlamadım?"

"Şöyle ki, yıllar boyunca ağabeyimin çapkınlıkları ve Selin'e olan umursamaz tavrı, can dostuma çok acılar verdi. İrem ve benim baskılarım sayesinde, Selin gönlünden olmasa da beyninden ağabeyimi çıkarabildi ve bu sayede canım arkadaşım, ağabeyime gerçek kişiliğini gösterdi. İstanbul'a ilk geldiğimiz gün ağabeyimin ile arasında küçük bir tartışma yaşandı ve Selin ağabeyime ilk defa pençelerini çıkardı. Ne kadar dişli bir rakip olduğunu ona gösterdi. Bu olay sayesinde, Dinçer beyin tüm dikkati Selin'e odaklandı. Bu zamana kadar kadınların peşinde pervane olduğu adam, Selin tarafından terslendi ve önemsenmedi. Anlayacağın gibi, Dinçer beyimiz kendisine dişli bir rakip buldu."