Merhaba sevgili okuyucularım. Sizlerden bu hikayem için de oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Lütfen beni yorumsuz bırakmayın.
Ertesi sabah tüm aile erken saatte kalmıştı. Kahvaltılarını yaptıktan sonra nakliye kamyonunu karşılamak için kızların yeni evlerine doğru yola çıktılar. Evlerine gittiklerinde onları Dinçer karşıladı. Genç adamın neşesi gayet yerinde gözüküyordu. Dilara ve İrem ile şakalaşıyor, anne ve babasına muzipçe takılıyordu. Abisinin olağan dışı neşesini fark eden Dilara, İrem'e kurnaz bir gülümseme gönderdikten sonra arkadaşına, Dinçer'in moralini alt üst edecek olan soruyu sordu.
"Selin taşınmamıza yardım etmek için Sinan ve Doğan'ın da gelmek istediğini söylemişti. Senin bu konu hakkında bir bilgin var mı?"
İrem arkadaşının ne yapmak istediğini anlamıştı ve o da tiyatro sanatçılarına yakışır bir performans ile Dilara'yı cevapladı.
"Yo! Benim bundan haberim yoktu ama eğer yardım ederlerse çok mutlu olurum. Dinçer'in de dediği gibi, Allah her insana Sinan ve Doğan gibi patronlar nasip etmiyor. Sinan oldukça ilgili bir patron. Bu kadar ilgi gerçekten takdire şayan. Benim patronum, beni ne aradı ne de sordu. Keşke onlar gibi patronlarım olsaydı."
Genç adam iki kızın konuşmasını ilgi ile dinledikten sonra, gülücükler saçan yüzünden, eser kalmamıştı. Kaşları çatılmış bir şekilde ikiliye baktıktan sonra sert bir ses ile İrem'i cevapladı.
"Siz önünüze çıkan herkesi, kendiniz kadar iyi niyetli mi zannediyorsunuz? Sinan denen herifin, sizin gibi iyi niyetli olmayacağı hiç aklınıza geldi mi? Bunu gerçekten çok merak ediyorum. Ayrıca, ben Sinan denen herifin iyi bir patron olduğunu da hiçbir zaman söylemedim İrem Hanım! Dün akşam anlatmak istediğim asla bu değildi. Siz beni nerenizden dinliyorsunuz, anlamadım."
O sırada içeri, neşeli gülümsemesi ile Selin girdi.
"Selam millet! Bugün büyük gün. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Yeni başlangıçlara hazır mıyız?"
Dinçer sinirli bakışlarını, karşısında neşe ile cıvıldayan Selin'e çevirdi. Tüm sinirini Selin den çıkarmak istermiş gibi, dişlerinin arasından tıslayarak genç kızı azarladı.
"Şunu aklınızdan sakın çıkarmayın Selin Hanım! Aynı çatı altında yaşayacağız ve sen ne kadar itiraz etsen de bana emanetsin. Ona göre davran ve hareketlerine dikkat et! Yoksa sonu hiç iyi olmaz! Baştan seni uyarıyorum, sonra sakın beni uyarmadı deme."
Selin, Dinçer den böyle bir tepki asla beklemiyordu. Sabah sabah yürek mi yemişti bu adam. Hem kendisini ne sanıyordu ki? Dün akşam ona gereken cevabı da vermişti üstelik. Genç kız bir anlık şaşkınlıktan çıkmış ve tam cevabını vereceği sırada, Dinçer hızla yanlarından ayrılmıştı. Selin ağzı açık bir şekilde önce giden adama ardından da kendi aralarında kıkırdayan arkadaşlarına baktı.
"Lütfen biri, bana burada neler olduğunu anlatsın! Bu ego yığını neden beni azarladı ve tehdit etti?"
Dilara, Selin'e belli etmeden İrem'e gülümsedi ve göz kırptı.
"Boş ver kuzum sen o uyuzu! Her zaman ki Dinçer beyimiz işte. Ama dün akşam ikimizde seninle gurur duyduk. Bu zamana kadar ağabeyimin yanında gerçek Selin'i hiç görmemiştim. Dün akşam bir ilkti. "
"Evet Selin! Gerçekten de seninle gurur duyduk. "
Selin iki arkadaşına bakıp gülümsedi.
"Teşekkür ederim kızlar. Hepsi sizin sayenizde oldu. Bu zamana kadar değmeyecek bir insan için üzülüp durdum. Bundan sonra kalbim boş ve bunu hissetmek beni rahatlattı. Boş hayallere kapılıp, gereksiz insanların hayatımı mahvetmesine izin vermeyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Kuşu
General FictionFarklı kültürler olmasa da, farklı iki aileden gelen iki insanın hayat hikayesi. Birisi sevgi ve şefkat ile büyütülen bir adam . Diğeri ise sevgiyi başkalarında aramış bir kadın. Bakalım ikisinin hayatı, bir şekilde kesişince neler olacak.