~ANI~ (5)

373 62 18
                                    

"İyi okumalar :)"

D.T.

***

# Ece

Alaz'ı uzun zamandır ilk kez böyle görüyordum. Gerçekten gülmek istediği için gülüyordu. Özellikle başından geçen olaylardan sonra onu hiç bu kadar içten gülerken görmemiştim.

Alaz ve Defne arasında bir şeyler olduğu belliydi. Alaz'ın çapkınlığı zaten bilinen bir şeydi. Tek korkum vardı. Alaz'ı tanıyordum ve onun ilişki adamı olduğunu söylemek zordu.

Alaz Defne'nin kulağına eğilip bir şey fısıldadığında, ne söylediyse artık, kız kıpkırmızı kesildi.

Eylül'ün onlara bakışları gözüme çarptı. Kıskançlığı o kadar barizdi ki onun bu haline üzülebilebilirdim. Bu kızdan hiçbir zaman hoşlanamayacaktım sanırım, tıpkı göstermelik sevgilisi Berke'den hoşlanamayacağım gibi.

Eylül'den bakışlarımı çektiğimde Samet'in sırıtan suratına kaydı gözlerim. Yine aptalca şakalarından birini yapmıştı ve kendi şakasına sırıtıyordu.

O herkese böyle sırıtabiliyordu. Ancak bana gelince ifadesi hep farklı oluyordu. Yüzüm düştü ve o sinirle izin isteyip masadan kalktım. Hissettiğim öfkeyi ancak böyle gizleyebilmiştim.

Öfkeli adımlarla ilerlerken arkamdan koşarak gelen Defne'nin durmamı söyleyen sesini işittim. Ne olduğunu anlamak için ona sorarcasına baktım.

"Nereye?" diye sordu biçimli kaşlarını çatarken. Bu kız kendindeki doğal güzelliğin farkında mıydı acaba? Gözaltlarındaki küçük mor halkalar bile güzelliğini gölgeleyememişti. Keşke ben de böyle güzel olsaydım, diye düşündüm istemsizce.

Yüzümde nasıl bir ifade vardı bilmiyorum ancak onun yüzünde anlayışlı bir tebessüm belirdi. "Bu tür işlerden çok anlamam." Diye söze girdi direkt. "Ancak böyle kendini üzerek ya da kaçarak hiçbir yere varamazsın." Diye devam etti.

Gözlerim kocaman açılırken ona şaşkınca bakıyordum. Gözlerim hızla Samet'i buldu. Kamelyadan yeterince uzak olduğumuza emin olmak istiyordum. Defne'nin az önce söylediği sözü duyup yanlış anlayabilirdi.

"Ne? Hayır, düşündüğün gibi değil!"

Keskin ses tonuyla beni susturdu. "Tamam." Deyip omuz silkti. "Sadece istediğin zaman seni dinleyebileceğimi söylemek istemiştim."

Gözlerimi kaçırdım. Dudaklarımı kemirmeye başlamıştım. Tam gideceği sıra "Defne bekle." Dedim. Derin bir nefes alıp verdikten sonra onu başka boş bir kamelyaya sürükledim. Bizi göremeyecekleri bir yerdeydik.

"Biz... Samet ve ben, lisede çıkıyorduk." Sözlerimi tamamlarken dudakları şaşkınlıkla aralandı. "Ne?" diye fısıldadı.

"Ama kimse bilmiyordu. Sonra o üniversiteye geçince Alaz'dan çekindiğini söyleyip ayrılmak istedi."

Aslında yalan söylemiştim. Samet bana Alaz'dan çekindiğini falan söylememişti. Beni kardeşi gibi gördüğünü ve bu oyuna artık devam edemeyeceğini söylemişti. Ertesi gün de başka bir kızla görmüştüm onu!

Zaten Samet eğer beni gerçekten sevseydi Alaz'ın hiçbir şey demeyeceğini ikimiz de biliyorduk.

Kaşları çatıldı. Anlattıklarımı anlamlandıramıyor gibiydi. "Alaz ne alaka?" diye sordu garipseyen bir ses tonuyla.

"Alaz benim kuzenim. Ama ağabeyim gibidir. Yani biraz korumacıdır." Bu defaki şaşkınlığı çok daha büyüktü. Kuzenim olduğundan hiç bahsetmediğimi fark ettim.

ATEŞ ÇİÇEĞİ 1 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin