~NOTA~ (39)

138 40 96
                                    


Bölüm için müzik önerileri: Max ft. Alyson Stoner - Sweater Weather (Cover)

~NOTA~ (39)

***

# Defne

Yanağım sıcaklığı hissediyordu. Burnuma huzur verici bir koku doluyordu. Kollarım ve bacaklarım bir koala misali büyük ayıcığıma sarılmıştı.

Derin bir nefes aldım. Yeni yeni açılan bilincimle yüzümde büyük bir tebessüm oluştu. Kâbus görmemiştim. Huzurlu bir uykunun tadını çıkarmak için gerinirken sıcak büyük bir el belime baskı yapıp hareketimi kısıtlamıştı.

Sonrasında ise her şey çok hızlı gelişmişti. Gözlerim birden fal taşı gibi açıldı. Onu dibimde gördüm. Kollarım onu göğsünden ittirmeye çalışırken kendi bedenimi yataktan ittirdim.

Ve şimdi popomun acısıyla birlikte yerde oturuyordum.

Kafamı kaldırıp Alaz'ın bir şeyler mırıldanıp arkasını döndüğünü görünce derin bir nefes aldım. Uyanmamıştı neyse ki.

Hızlı adımlarla odadaki lavaboya girerken yüzüm kızarmaya başlamıştı. Dün biz sarılarak uyumuştuk. Yüzüm onun göğsünde, belimde ise onun eliyle uyanmıştım.

Yüzümü ellerimle kaparken lavabodaki aynada utançtan ölmek üzere olan kızla yüz yüze geldik. Yanakları pembeleşmişti. Gözleri ise mutlulukla parlıyordu. Aynadaki halime tebessüm ettim. Alaz'ın varlığının bana ne kadar iyi geldiğini anlatamazdım. Ama zaten aynadaki görüntü yeterince açıktı.

Lavaboda ağzımı yüzümü yıkayıp uykulu, dağılmış halimden kurtulmaya çalıştım. Kendime çeki düzen verip dışarı çıktığımda Alaz hala uyumaya devam ediyordu. Bu fırsattan istifade edip odasını biraz daha detaylı inceleyebileceğimi fark ettim. Üst katta bana gösterdiği kitap odası dışında kendi odasında da kitaplığı vardı. Ancak burada roman yoktu, daha çok bölümüyle ilgili ders kitapları duruyordu.

Bir süre daha odasında gezindikten sonra yavaşça kapıyı açıp aşağı indim. Halime Teyzelerin gelmiş olabileceğini düşünmüştüm ancak koca evde çıt çıkmıyordu.

Sıkıntıdan patlamamak için kendime bir uğraş bulmaya karar vermiştim. Vücut germe egzersizleri... Yukarı zıpladım, aşağı eğildim. Bacaklarımı gerdim. On dakika sonra eğlencem bitmişti. Alaz'ı uyandırmak istemiyordum ancak vakit bir türlü geçmiyordu.

Aklıma gelen fikirle küçük adımlarla etrafı gezmeye başladım. Tamam, kabul ediyorum, ev sahibinden habersiz odaları gezmek kulağa çok kötü geliyordu ancak sonuçta Alaz'dan bahsediyorduk. Aramızda gizli saklı olmazdı. Yani sanırım.

Yaramaz bir çocuk edasıyla odaları geziyor, kapıları açıyor, ilgi çekici bir şey bulamayıp geri kapatıyordum. Ancak son girdiğim odada ağzım kulaklarıma varacaktı neredeyse. Abartılı bir sesle "Sen benden bunu nasıl saklarsın?" diye sordum şu an üst katta mışıl mışıl uyuyan ve beni duyması imkânsız olan Alaz'a.

Hemen odaya girdim. Bana kızacaktı. En azından ben olsam kızardım. Beyaz piyanonun başına geçerken yüzümün ışıldadığına yemin edebilirdim. Tuş kapağını açtım ve parmaklarımı tuşların üstünde gezdirdim.

Önce parmaklarımı alıştırmak için kısa besteler çaldım. Piyano çalmanın güzel yanı, uzun süre çalmasan da tuşların ve parmaklarının bir süre sonra harmonilerini yakalayabilmesiydi. Kötü yanı ise istediğin ve özlediğin her an çalamayışındı. Tabi Alaz gibi piyano alıp koyabileceğin bir oda varsa... sorun kalmıyordu.

Parmaklarım ısındıktan sonra 'Sweater weather' şarkısının ilk notalarını bastım. Ancak kapıda gördüğüm hareketlilikle kafamı oraya çevirdim. Alaz ellerini göğsünde birleştirmiş ve kapıya yaslanmıştı. Yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. "Devam et." Dediğinde zaten çalmak isteyen parmaklarım hemen tuşlarla buluştu. Bir süre sonra Alaz'ın sesini duyunca gözlerim irileşti, dudaklarım şaşkınca aralandı.

ATEŞ ÇİÇEĞİ 1 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin