~BASKETBOL~ (30)

160 42 89
                                    

Bölüm için müzik önerisi: Beyza Durmaz - Vıdı Vıdı

~BASKETBOL~ (30)

"Bayım; bu gidişleriniz beni şair, sizi şiir yapacak."

(Didem Madak)

***

# Ece

Alaz ve Defne'nin yanlarından kalkıp kafeden çıkarken nereye gideceğimi dahi bilmiyor sadece Samet'le aynı ortamda bulunmaktan kaçınıyordum.

Hava iyice kararmıştı ve bahçede biraz dolaştım. Dışarıda öğrenci adına kimse yoktu. Maç olduğunu duyan spor salonuna gitmiş olmalıydı.

Ardından kapalı spor salonuna gidip seyirci koltuklarından bir yere oturdum. Defne'yi orda beklerken Güney'in hiçbir zaman akıllanmayacağını düşünüyordum. Her seferinde ya maç kaybediyordu ya da kavga sonucu ağzı yüzü dağılan taraf o oluyordu. Ancak hiçbir zaman da vazgeçmiyordu uğraşmaktan.

Salona önce onlar çıkınca kusura bakmayın ama dibim düştü! Bunlar geçen seferki futbol maçında bu kadar -ayıptır söylemesi- hayvan değillerdi! Ne yediniz oğlum siz?

O sırada Defne de gelmişti ve yanıma otururken irileşmiş gözleri ile "Yuh! GDO'lu bunlar!" diye bağırdı. Her ne kadar şaşırsam da Defne'nin sözü üstüne güldüm ancak gülmem kısa süre içinde yerini korkuya bıraktı. Çünkü söylediklerinde gerçeklik payı vardı.

Bu çocuklar gerçekten hormon takviyesi falan mı almışlardı? Yoksa protein tozuyla mı kas şişirmişlerdi?

Bizim takım çıkınca destek olarak ayağa kalkıp sırayla adlarını seslendik. Alaz yoktu. Bakışlarım Defne'ye kayınca bana mahçup bir sırıtış yolladı. "Alaz'ı sağlık odasında uyutup ondan habersiz buraya gelmiş olabilirim." Dedi.

Önce tipine güldüm ancak sonra ciddileştim. O da ciddileşerek devam etti. "Halsizdi, ilaç aldı, uyuyordur şimdi." Dedi. Ve ofladı.

Alaz yerine başka bir basketçiyi maça almışlardı. Alaz'ın olmaması ve üstüne üstlük rakiplerin fazla iri olması canımı sıkmıştı. Fakat Samet'in çevreye attığı keskin, bana güç veren bakışlarıyla can sıkıntım bir anda yok oldu ve sadece kazanacaklarını düşünmeye başladım. İstemeden de olsa Samet'i incelerken buldum kendimi. Üzerinde siyah kolsuz bir tişört ve kırmızı bir şort vardı. Spor kıyafetleriyle kol kasları ve yapılı vücudu da ortaya çıkmıştı.

Samet rahat rahat ortaya doğru yürürken Güney gözlerini kısmış ve takımdaki kişilerin içinde Alaz'ı arıyordu. Sonra dönüp Samet'e bir şey dediğinde Samet güldü ve başka bir şey söyledi. Konuşmaları hiç anlaşılmıyordu. Güney sinirle geri çekilirken Samet de takımı çevresinde toplamıştı.

Güney'e kısık gözlerimle bakarken takımlar ısınmaya başladılar.

Bir süre sonra herkes yerlerine geçti ve hakem düdük sesiyle birlikte basket topunu havaya fırlattı. Maç başladığında heyecandan yerimde duramayacak gibi hissediyordum.

Bir süre sonra Samet'e pas atıldı. Samet topu sürdükten sonra Berke'ye attı. Berke potaya doğu koşarken hemen Ozan'a pas verdi ve Ozan topu almasıyla basket atınca çığlık atarak Defne ile ayağa kalktık. Kaslı görünmeleri önemli değildi. Maçı alacaktık, bundan emindim!

Sakinleşip yerime oturduğumuzda Ceren ve Ufuk hızlı adımlarla yanımıza gelmişlerdi. Ceren "Ne kaçırdık? Anca gelebildik." Dedi nefes nefese kalmış bir sesle. Bu sırada Ufuk gözlerini devirip "Evet, Ceren Hanım'ın tuvaletten çıkması biraz uzun sürdü." Dedi. Ceren öfkeyle dirseğini Ufuk'a geçirirken ben "Bizim takım bir sayı aldı." diye yanıtladım.

ATEŞ ÇİÇEĞİ 1 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin