~PLAN~ (31)

146 42 91
                                    

~PLAN~ (31)

# Defne

"Defne, bu nasıl?" diye sordu Ece. Bugün Ece'nin kullandığı tek bir cümle vardı. O da "Defne bu nasıl?" idi. Akşam zaferimizi kutlamak için bir şeyler içmeye gidecektik. Bu nedenle de Ece'yle alışverişe çıkmıştık. Malum Svesyop'u devreye sokacaktık.

Bezgin bir şekilde üzerine tuttuğu kırmızı parlak saten elbiseye baktım. Gözlerimi devirip "Eğer gecelik olarak giyeceksen Samet senden gözlerini alamayabilir." diye dalga geçtim. Ofladı ve başka bir elbise aramaya başladı. Elbiseyi bulduğunda ağzından "Hah!" diye bir ses çıktı.

Bu defa beyaz kollarını ve bacaklarını kapatan uzun bir elbiseyi önünde tutuyordu. Tamam, elbise güzeldi fakat fazlasıyla uzundu. Cevap bekleyen gözlerine karşılık "Rahibe Teressa." Diye kahkaha attım.

Kızgın bir şekilde ofladı ve elbiseyi yanımızdaki mağaza görevlisine uzatıp bana döndü. "İyi o zaman sen bul bir şeyler!"

Ben de yaklaşık bir saattir tam olarak bu sözü bekliyordum. Ona yandan şeytani bir sırıtış yolladım. Bana korkuyla baksa da umursamadan kıyafetleri hızla incelemeye başladım.

Sırayla askıları sağa sürükleyerek tüm kıyafetleri taramıştım. Yüzümü düşürdüm. Kimisi fazla renkli kimisi de fazla sadeydi. Bize hem sade hem de ilgi çekici bir elbise lazımdı. Kırmızı elbiselerin hepsini eledim. İlk andan hevesli göstermek istemiyordum Ece'yi. Bunun yerine siyah ancak bakanın bir daha dönüp bakmasını sağlayacak bir elbise seçebilirdim. İlgi onda olurdu ve bu Samet'i fazlasıyla sinir ederdi. Şeytani bir şekilde kıkırdadım.

Önümdeki kıyafetleri incelemeyi bitirip başka bir bölüme geçtim. Açıkçası uzaktan bakmam bile kırk yaş üstü elbise bölümüne baktığımı anlamama yetmişti. Ece'nin kolunu tutmamla dışarı sürüklemem bir olmuştu.

"Bu mağaza olmamış." Diye burun kıvırdım. Bana güldüğü sıra onu başka bir mağazaya soktum.

Onun için nasıl bir elbise aradığımı söylediğimde ilk başta gözlerime dalga geçtiğime dair bir ışıltı aramıştı. Birkaç dakika sonra gülmeye başlamıştı.

Eliyle boynundan karnına kadar, iki göğsünün arasına ince bir çizgi çizerken "Burası açık olabilir ha? Şaka mısın Defne? Göğsümü açıp gezeyim istersen."

Ardından arkasını döndü. Aynı alaylı öfkesiyle kalçasının biraz üstünü gösterdi. "Buraya kadar da sırt dekoltesi ha? Oldu olacak Lady Gaga tarzı transparan giyineyim!"

Sonra ona tarif ederken gösterdiğim gibi çok az eğilerek kalçasının hemen alt hizasında bacağında bir sınırı göstererek "Ha bi de en çok bu kadar uzun olabilirmiş! Hayır... Affedersin ama sana ben böyle bir elbise giy desem giyer misin?"

Sorusu askıları çekiştirmeyi bırakıp ona yandan bir bakış atmamı sağlamıştı.

Giyer miydim? Hayır.

Suçlu gibi görünmemeye özen gösterip gülümserken "Dürüst olmalı mıyım?" diye sordum. Gözlerini devirip ofladıktan sonra yanıma gelip o da giysileri karıştırmaya başladı. "Ön dekolteyi unut!"dedi kesin bir dille. "Ancak sanırım... evdeki içki zulasından bir kadeh şarabın yardımıyla sırt dekolteli bir elbise giyebilirim." Diye mırıldandı.

Gülümsedim. Doğal ve şirin hali beni güldürmüştü. "Tamamdır." Diye neşeli bir sesle konuştum. Ardından ikimiz de elbiselere gömüldük. Annemin sesini duyar gibi oldum. Aslında iç sesim benimle dalga geçiyordu.

Kızım, derslerine de böyle gömülsen seni kimse tutamaz. Ama nerde? İç sesimin taklidiyle göz devirdim.

Ece'nin sesiyle eğlence anlayışımdan uzaklaştım. "Bu! Bu nasıl?"

ATEŞ ÇİÇEĞİ 1 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin