~ SOĞUK ~ (12)

262 50 38
                                    

"İyi okumalar :)"
D.T.

***

# Defne

Bir yandan Alaz'ı nereye saklamam gerektiğini düşünürken diğer yandan sakin kalmaya çalışarak kapıya yürüdüm. Kapı deliğinde gördüğüm yüzle rahatlayıp derin bir nefes vermek ile daha da telaş yapmak arasında git gel yaşadım. Kapıyı açtım. "Mert?"

Karşımda Mert ve Mert'in koluna yapışmış bir Pelin duruyordu. Kaşlarım çatılmış ikisine bakarken Pelin daha önce aramızda hiçbir şey olmamış gibi yapay bir tatlılıkla konuştu. Hatta geçen hafta onun tavırları yüzünden kafeden ayrıldığım için başıma geleceklerden bile bihaberdi.

"Annenden çorba yaptığını öğrendim. Mert'i de arayıp getirdim. Hala şoktayız Defne!"

Annem ve Pelin'in annesi de yakın arkadaşlardı. Annem hala Pelin'i benim en yakın arkadaşım sanıyordu. Yani Pelin'e haber vermesi ve hatta gülüşmeleri, şakalaşmaları gayet normaldi. Tabi Pelin benim tanıdığım o eski tatlı kız olsaydı!

Kapıyı arkamdan aralayıp neredeyse ağzıma girecek olan Pelin'i dışarı ittirdim. Pelin'deki alay gözlerinden sıvılaşıp akacaktı neredeyse!

"Bu o kadar da büyük bir olay değil Pelin! Çorbayı görmeye geldiysen... Hayatında hiç çorba görmedin mi? Hani sıcak olur, genelde sıvıdır."

Beni dinlemeden kapının arkasına bakmaya çalışıyordu. "Oo özel misafiriniz mi var hanımefendi?"

Pelin'in sorusuyla bakışlarımı ona dikip konuştum."Seni ilgilendiren bir durum göremiyorum." Sesim buz gibiydi.

Bu defa bakışlarım başından beri somurtan Mert'i buldu. Çünkü bu defa soruyu soran o'ydu. "Misafirin varsa gidelim?"

İki benzer cümle arasındaki inanılmaz farklılık...

Mert' e ne diyeceğimi bilmiyordum. Sadece tek bir kelime söyledim. Çünkü zaten geri kalanları gözlerim ona anlatıyordu.

"Arkadaşım."

Olumlu anlamda başını sallarken Pelin'i çekti. "Pelin, hadi ben seni evine bırakayım."

"Olmaz ben eve gitmek istemiyorum. Sana söyledim, annemle babam kavga ettiler."

Arkadaşımdaki bu tiyatro yeteneğini yeni yeni fark ediyordum. Ne yetenek ama! Buğulu gözler, acınası bakış... iğrenç tiksindirici bir yalan!

"Ayça teyze, annemle birlikte İzmir'de değil mi Pelin?" Diye sordum. Pelin'in annesi, annemle de Nurşen teyzemle de yakındı. Bu nedenle ziyarete onun da gittiğinden adım gibi emindim.

Ve tahminimde haklı çıkmıştım. Oltayı atmıştım. Ve Pelin de düşmüştü. Bana nefretle bakıyordu. Nefret? Ben bu kızı bir hafta öncesine kadar kardeş olarak görüyordum!

Mert Pelin'e bezgin bakışlarla bakarken onu götürmeye başladı. Mert'e iyi geceler dileyip kapıyı ardımdan kapattım.

# Pelin

Lanet olsun! Neden bu kadar aptal bir arkadaşım vardı ki? Ve neden Mert bu aptaldan hoşlanmaya başlamıştı? Ya da daha önemlisi ne zamandır hoşlanıyordu?

Arabaya binmeden önce öfkeyle tekrar suratıma kapanan kapıya baktım. Ukala şey!

Kendine bakmayan birine göre çok kolay erkekleri çekebiliyordu. Kesin içeride erkek arkadaşı vardı fakat bunu bizden saklamaya çalışıyordu!

ATEŞ ÇİÇEĞİ 1 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin