~İNAT~ (14)

281 48 37
                                    

"İyi okumalar :)"
D.T.

***
#15 yıl önce
#Mert

Hava o gün diğer günlere göre daha bir sıcak, daha bir güneşliydi. Büyüklerin yapacakları işler bitmiş çocuklarınsa okulları tatile girmişti. Bu harika günü fırsat bilip topluca yazlığa gidiyorlardı. Mert ailecek gidilen o şen sakrak tatillere bayılırdı.

Kuzeni, kardeşi ve birkaç arkadaşı küçük karavanın en arkasındaki koltuğa dizilmiş birbirlerine bağırarak bir şeyler söylüyorlardı.

"Poyraz!" diye bağırdı Mert. "Yanlış kartı attın oğlum! Onun gücü hiçbir şeye yetmez!" Dedi ve avcunu alnına koydu. Poyraz'ın bir yana geçmesini söyledi ve onun yerine oturup annesinin kızacağını bildiği için hemen emniyet kemerini taktı. Poyraz'ın kulağına devlet sırrı verir gibi fısıldadı. "Kuzenim kurnazdır. Bu kartlarla onu yenmen imkânsız." dedi ve iltifatı duyan kuzeni otuz iki dış sırıttı. Aslında henüz çıkmayan bir sürü dişi vardı ama her neyse...

Mert, Poyraz'ın elindeki kartları aldı. Hızlıca yetenek, güç, zeka gibi özellikleri karşılaştırıp bir kart çıkardı.

Poyraz, Mert'ten üç yaş büyüktü ama Mert bu oyunlarda ondan daha yetenekliydi. Poyraz'ın çok da bu tür oyunları tadabileceği bir arkadaş çevresi olamamıştı. Tek başına sokağa çıkması bile yasaktı.

Gülümseyerek Mert'in omzuna kolunu attı. O oyunu izlerken Mert de sırıtıp "Bak, bak bitirdim işini!" deyip rakibi olan kuzeninin saçlarını karıştırdı.

Kartı koltuğa fırlattığı sırada kızların sıkıldıklarıyla ilgili mızıltıları duyuldu. Ellerindeki bebekleri bırakmışlardı. Ağlama sesleri başlayınca Mert'in annesi oturduğu yerden arkaya doğru döndü.

Ve birden her şey çok hızlı gelişti. Tüm sesler birbirine girdi. Kartlar yere savrulurken emniyet kemeri Mert'i boğarcasına sıktı. Bağırışlar birden kesilirken annesiyle kısa bir bakışma yaşadılar. Sanki ne olacağını anlamış gibiydi. Annesinin ona seslenişini duymuştu ve son kez sevgiyle bakışını görmüştü. Sonrasını ise hatırlamıyordu.

O neşeyle çıktıkları aile yolculuğu felaketle sonuçlanmış, karavan takla atmıştı. Geriye gözü yaşlı birden fazla insan bırakırken birden fazla da çocuğun hayatı ellerinden kayıp gitmişti.

Mert anne ve babasını işte o kazada kaybetmişti. Her gece yatmadan önce onu öpen, yorganını düzeltip onun yanından ayrılmayacağına söz veren annesi ve babası gitmişti. Sonsuza kadar...

Mert ise büyüdükçe hırslanıyor, hırslandıkça mantıklı konuşan tarafını bastırıyordu. Söz vermişti kendine, ne olursa olsun arabayı süren kişiyi bir daha hiç bir zaman unutmayacak ve ona hayatı zehir edecekti. Tıpkı kendi hayatı zehir olduğu gibi...

# Defne

Mert ile telefonla konuşarak okuldan çıkmış eve doğru yürürken Alaz aklımın bir köşesinde sürekli kendini hatırlatıyordu.

Kabuslarının nedenini bilmiyordum. Birine onu bırakmamasını söylüyordu ve çok acı çekiyordu. Ama bu seslendiği kişi kimdi, en ufak bir fikrim yoktu.

Onu okulda hiç görememiştim. Acaba yine mi ateşi çıktı? diye meraklanacağım sırada kendimi onun iyi olduğuna inandırdım. Onu düşünmek yerine Mert ile telefonda konuşmaya devam ettim.

"Evet... söz verdim ya Mert! Telafi edeceğim."

Sesi gelmeyince gülmemi durduramadım. "Böyle çocuk gibi küseceksen sana yemek falan ısmarlamam..."

ATEŞ ÇİÇEĞİ 1 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin