~MELEĞİM~ (23)

208 45 130
                                    

Bölüm için müzik önerisi: Model - Bir melek Vardı

"Arkadaşlar bu bölümde, geçmiş bölümlere değinmeler var. Unutanlar 10. Ve 18. bölümlere bakabilirler.

İyi okumalar... :) "

D.T.

***

~MELEĞİM~ (23)

"Zaman gelir, meleğin kanatlarını dikersin sırtına; onun kalbine konabilmek için...

Zaman gelir, şeytanın zalimliğini ezberletirsin ruhuna; onun kalbini düşünmeden çalabilmek için...

Zaman gelir mantık ararsın sol çaprazında; kendini kaptırmaktan korkup, önüne engeller koyabilmek için...

Ama sırtın onun göğsüne yaslıysa kanada ihtiyacın yoktur. Sadece sana atan kalbi ellerindeyse zalimliğe lüzum yoktur.

Ve eğer çoktan kalbin onla dolduysa, mantığa zaten yer yoktur."

(D.T.)

***

# Defne
Sıraya koyduğum başımı kaldıramıyordum. Uyku ağır basmıştı ve sonunda uyuyakalmıştım.

Gözlerimi araladığımda sınıfta kimse yoktu. Tıpkı benim gibi başını masaya koyan Alaz yüzümü inceliyordu. Maviliklerini gözlerime sabitledi. Yüzümün önüne düşen bir tutam saçı eliyle kulağımın arkasına sıkıştırırken "Benim seni koruduğumu sanıyorsun ama aslında sen beni koruyorsun, peri kızı. Kalbimi kalbinde saklıyorsun, ama bundan bihabersin." Diye fısıldadı.

Gözlerimi hızla yumdum. Bana bu sözün bire bir aynısını söylediği günü düşündüm. Bu gerçek değildi. Şu an yine rüya görüyordum.

Ve beynim, rüyada olduğumu fark ettiği için en çok istediği sahneyi gözlerimin önüne serdi. Alaz ile onun kitaplarına bakıyorduk. İkimiz de ayaktaydık. Elim o bakamadığım albüme gitti. Üzerinde "Peri" yazısı olan albümün ilk sayfasını çevirdiğimde bir kolye yere düştü.

Yere eğilip kolyeyi alırken Alaz sertçe "Hayır!" Dedi. "O Peri'ye ait. Sana değil." Elimi hızla kolyeden çekerken kolyenin yanında duran kâğıt gözüme çarptı.

Bu ise dvd'nin içinden çıkan nottu. Bunu da hatırlamıştım. Beynim bana nasıl bir oyun oynuyordu bilmiyordum ama korkmaya başlamıştım.

Gözlerimi tekrar kapattığımda bu defa acıyla açmıştım. Alaz'ın yüzünü görüyordum. Aşkla bakıyordu ama bakışları bana değildi. Arkası bana dönük bir kıza sarılıyordu. "Beni sakın bırakma, Peri'm." Dedi ve dudaklarına eğilip kızı bırakmak istemezcesine öptü.

Gözlerimi hızla açıp kafamı kaldırdığımda çevremdeki birkaç öğrenci bana garip garip baktılar. "Rüyaydı... Geçti." Diye fısıldadım kendi kendime ama ellerim hala titriyor ve göğsüm inip kalkıyordu. Gözlerimde hissettiğim nemi elimle silerken bakışlarım Alaz'a kaydı. Yüzü bana dönük başını sıraya koymuş uyuyordu.

Ona bakarken buldum kendimi. O kadar masum ve tatlı görünüyordu ki istemsizce elim saçlarına uzandı ancak ona dokunmadan hızla elimi çektim. İyi değildim. Kendime gelmem gerekiyordu!

Ders bittiğinde herkes yavaş yavaş salonu terk ediyordu. Bense hala gördüğüm garip rüyayı düşünüyordum. Rüyamın saçmalığına gülsem mi ağlasam mı bilemiyordum.

Kafamdaki karışıklığı bir süre susturup Alaz'ın omzuna dokunurken "Alaz?" diye fısıldadım. "Uyan hadi."

Yavaşça gözlerini aralayıp bana baktığında "Günaydın." Deyip gülümsedim. Saçları iyice dağılmıştı ve gözlerinde tatlı bir uyku mahmurluğu vardı. Gerinirken "Sana da günaydın." Dedi ve sırıttı. "Herkes gitmiş, hadi gidelim." Dedi ayağa kalkarken.

ATEŞ ÇİÇEĞİ 1 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin