~ÇIĞLIK~ (41)

159 37 122
                                    


BEN. GELDİİİİM. Evet ilham perimi bulmam bir asır sürdü ancak beni burada bekleyen ve hala kitabı kitaplığında saklayan biricik aşklarım ben geldim. Ben ve Ateş Çiçeği kitabımız geldik. :)

Bu bölümün sonunda biraz geçmiş bilgiler var.

Emre (Defne'yi aldatan eski sevgili),

Zeynep (Emre'nin sevgilisi, Defne'nin güya (!) arkadaşıydı),

Mert (biricik yakışıklı terapistimiz, Defne'nin dostum, abim dediği şahıs)

Defne bir not bulmuştu. Zeynep göndermişti o notu. Emre'nin Defne'yi aldattığını Mert'in de bildiğini ve bunu ona söylemediğini öğrenmiştik hani. Unutmuş olabilirsiniz diye şöyle bir hatırlatayım dedim.

Seviliyorsunuz. Öptüm. İyi okumalar. <3

***

Bölüm için müzik önerisi: Sting - Fragile

~ÇIĞLIK~ (41)

"Şiddetle başlayan hazlar,
Şiddetle son bulur,
Ölümleri olur zaferleri,
Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi"

(William Shakespeare)

***

# Defne

"Benden uzak duramazsın. Buna izin vermem peri kızı." Oturduğum yatakta başımı iki yana salladım. Titrekçe derin bir nefes aldım.

Uçaktan inmiş, valizimi alıp otele ulaşmış ve hatta bana verilen odaya bile çıkmıştım. Ancak dudaklarım mühürlenmiş gibiydi, hiçbir tepki ya da ses yoktu benden.

Sözleri aklımdan çıkmıyordu. O an duygularımı susturmuş, düşüncelerimi sessizliğe boğmuştum. Ona olan hislerimi ön planda tutamazdım. Ona karşı bencil olamazdım. Kararımdan dönmeyecektim. Birbirimizi yıpratıyorduk, ondan uzak duracaktım.

O an uçakta işte tam olarak bunları düşünmüş ve hızlıca yüzümü elinden kurtarıp başımı cama çevirmiştim. Uçuş boyunca ne onun ağzını bıçak açmıştı ne de benim. Şimdi ise büyük odada durmadan imkânsızı sorguluyordum. "Ondan nasıl uzak duracağım?"

Oflayıp yatağa uzandım ve kafamı yastığa gömdüm. Neden ondan uzak durmamı bu kadar imkânsız hale getiriyordu ki? Zaten yeterince zorken...

Yastığı tekrar suratıma bastırıp çığlık attım. Çığlığım yastıkta boğuk bir ses olarak çıkarken telefonumun çalmasıyla yastığı yüzümden çekip bezgince ayağa kalktım ve telefona baktım. Kızlar aşağıda kafede oturduklarını ve acilen aşağı inmezsem yukarı çıkıp kollarımdan sürükleyerek beni aşağı indireceklerine dair anlamlı ve bol tehditli bir mesaj atmışlardı.

Oda kartını çantama atıp kapıyı arkamdan çekerek dışarı çıktım. Kafamı dağıtmak için buraya gelmiştim. Odaya tıkılıp Alaz'ı düşünerek ruhumu yıpratmak için değil.

Ve tam o sırada karşımdaki odanın kapısı açıldı. Yukarı çıkarken onun oda numarasını duyduğum için büyük bir şaşkınlık yaşamasam da onunla bu kadar çabuk karşılaşmayı beklemiyordum. Ben saf saf ona bakakalmışken o ise benden tarafa bile bakmadan asansöre yürümeye başlamıştı. Arkasından yürürken son anda asansöre yetiştiğim için bana asansör kapısını tutmuştu. Sırf nezaketten... Hani şu yabancı insanlara yapılabilecek türden nezaketten bahsediyorum. Şu an o kadar garip bir andı ki nasıl tepki vereceğimi şaşırmıştım. Gözlerimi kırpıştırıp mesafeli bir sesle teşekkür ettim. Hafif bi baş hareketiyle teşekkürümü savuştururken ağzını dahi açmadan kafasını telefonuna çevirdi.

ATEŞ ÇİÇEĞİ 1 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin